Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Basın Özgürdür (!)
- Şen Ola Sandık, Şen Kıla
- Bu Sorulara Cevap Arıyorum
- Toplum, Tepkisiz Olmaya Görsün
- Bir Tarih Kitabı
- Ava Giden Avlanabilir: Dikkat!
- Padişahın Fermanı!
- GDO’lu Ürünlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri Ve Rant Pazarı
- Yüksek bilinç(!)
- "Gelen Gidenin Ruhuna Fatiha Okuturmuş" - II
- "Utanıyorum!"
- Em/ Ce/ Kare = Yaşam
- Pes !
- Bu Çukurdan Çıkmaya 90 Gün Kaldı
- Bilmek ve Sormak Üzerine
Cehaletin Sonu
Çağımızda cahillik affedilmeyen bir suç durumuna gelmiştir. Senin cahil olduğunu gören herkes, her kurum kullanmaya çalışır ve kullanırda. Başta, yönetimini seçemezsin. Nietzsche’nin dediği gibi “Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.” Cehalet, yeterince üretememek, insanın kendinde öz güven oluşmasını da engeller. O zaman hiçbir şeyi sorgulayamaz. Bu konuyu kendi ülkemizden bir örnekle açalım.
Seçimde oyların %47 sini almış bir parti, meclis çoğunluğunun %65 ini elde ediyor. Bu son derece çarpık bir sistemdir. Az bir kesimin dışında bu sistemi kimsenin sorguladığı da görülmemiştir. Hal böyle olunca da, iktidarı ele geçirenler tamamen keyfi bir yönetimi sergileyebilirler. İktidarda hangi partinin olduğu hiç önemli değildir. Sonuçta sistem çarpıktır ve düzeltmeye de kimsenin niyeti yoktur.
Bir başka garabet de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” cümlesindedir. Başını dik tutacak kadar değer üretemeyen cahil insan dört veya beş yılda bir sandık başına gidip oy kullanınca egemenliğin kendine ait olduğunu sanır. Oysa durum hiçde onun düşündüğü gibi değildir. Hatta bırakın kendini, egemenlik onun seçtiğini sandığı parlamentoda bile değildir. Şurası gerçektir ki birçok değersiz bir araya gelince seçecekleri de değerli olmayacaktır. İşte bu yeterli değere sahip olmayan insan gurubunun oluşturduğu parlamentoda lider sultası egemen olur. O lider de iç veya dış, kimden veya kimlerden etkileniyorsa onların yoluna girer. Kendini seçenler umurunda bile değildir.
Yine bizden bir örnek verelim. Hatırlanacaktır, 2002 seçimlerinin propaganda konuşmalarında Sayın Erdoğan’ın dilinden düşmeyen bir vaat “İktidar olduğumuz an dokunulmazlıkları kaldıracağız” idi. Seçim sonucunda %34 ile iktidar oldular. Muhalefetin sürekli uyarılarına rağmen seçmene verdikleri sözü tutmadılar. Tam tersi bir anlamda da dokunulmazlık zırhlarını kalınlaştırmak için ne gerekirse yaptılar.
Bu durumda cehaletin pençesinde olmayan akıllı, değer üreten ve başını dik tutan seçmenin yapacağı iş bir dahaki seçimlerde oy vermeyerek cezalandırmaktı. Oysa hep biliyoruz ki seçimlerden oyunu ciddi biçimde arttırarak çıktı AKP.
Bu şu anlama geliyordu. AKP ye oy verenler kendilerine verdiği sözü yerine getirmeyenleri yani kendilerini aldatanları seviyordu. Eh artık ilişkileri okyanus ötesinde aramak AKP için son derece normal olmuştu. Hatta onların ülkemiz üzerindeki planlarını tatbik etmelerine ses çıkarmayabilirdi de.
Referandumdaki oy dağılımı da bize aynı sonucu veriyor.
Eğitim durumuna göre referandum tercihi:
|
% Evet
|
% Hayır
|
Üniversite
|
41,7
|
58,3
|
Yüksek okul
|
41,4
|
58,6
|
Lise
|
47,9
|
52,1
|
İlköğretim mezunu
|
47,9
|
52,1
|
İlkokul
|
62,0
|
38,0
|
Mezuniyeti yok
|
65,1
|
34,9
|
İzmir, 2011-
- Cem Osman TAMTÜRK içeriği
- 14680 okunma
Yorumlar
egemenlik
Sayın TAMTÜRK, Bu yazınızda çok isbetli noktalara değinmişsiniz. Egemenlik mecliste bile değildir. Egemenlik iktidrda gibi görünür, gerçekte ise iktidarı etki altına alabilen güçlerdedir. Oysa sistem iktidara sınırsız bir egemenlik vermektedir. bu sınırsız egemenlik başkalarının eline geçmektedir.
Sınırsız bir egemenliğe sahip bir iktidar, bu egemenliği güç odakları ile kullanıyor ise, Böyle bir düzende dokunulmazlık falan kalkmaz! Bunu bir yere yazın!
Dokunulmazlığın kalkması için çalışıyormuş gibi yapanlarada inanıyorsanız çok saf olduğunuzu söylerim.
Şunu anlamalıyız ki, bizim cumhuriyetimiz hiç bir zaman olmamıştır! Tbela değiştirmekle cumhuriyet olmaz! olabilmesi için, en azından egemenliğin mecliste olması lazım!
Hükümette yürütme diye bahseden bir anayasa ile cumhuriyet falan olmaz!
Hem yasama hem yürütme durumnundaki bir hükümetin olduğu bir sistemde, kuvvetler ayrılığı diye bir şey olmaz!
Sistem kepaze bir istemdir. şunuda bilmeniz gerekir ki, Chp iktidar olsa bir şeyin değişeceği yoktur. CHP bu zamana kadar muhalefet yapmaya kendini şartlandırdı. Ülke yönetme konusunda CHP ye güvenmem için bir neden yoktur.
Eğer sistem gereçği üzerinde duran bir lider ortaya çıkarsa, Sistemden anlayan ve daha iyi bir sistem Üzerinde çalışan bir parti ortya çıkarsa bilin ki benim oyum o partiye gidecektir.
Elli tane parti vardır. sistemden şikayet eden yoktur. CHPye göre sistem kötü değildir.
Sistem niye kötü olsun, iktidar oluyorsun kral sensin! bunlar kral padişah olmak istiyorlar kavga bunun kavgasıdır. Birilerini uyarırken, kendimizi uyarmayı unutmayalım. Kendimizi uyanık sanıyoruz. oysa asıl uyuyanlar, uyanık olduğunu sananlardır.
Yazınızın sonunu Allah'ın "oku" emri ile bitirmişsiniz. Okuda okumak ne demek, bunu bilmek lazım! Arapça harflerle, insan lisanını bilmediği bir metni okuyabilir mi? Bir kelimesini anlamadan okumayı okumak sanan bir toplum okusa ne olur, okumasa ne olur?
saygılar selamlar.
Merhaba izzet bey
Öncelikle "oku" kelimesine açıklık getitelim. Buradaki "oku" kelimesini cehaleti yen anlamına kullandım. Zira bir gün eğer bu sistemi değiştirebilirsek, bu kesinlikle cahiller ile olmayacaktır. CHP nin iktidar olmasını istememdeki amaç, sistem değişikliğine gidilebilecek en ehven-i şer (Kötünün iyisi) yol gibi görünmesidir. Örneğin, CHP iktidara gelirse bunda en büyük paylardan biri de Alevilere ait olacaktır. Bu da en azından Diyanet denen kurumun ortadan kalkmasına veya bütün yurttaşların yararına çalışacak bir kurum haline gelmesine neden olacaktır. Kadrolu sistemde çalışmaya ağırlık verilmesi eğitim sistemini de pozitif yönde etkileyecektir. Sağlıkla kalın...
Yeni yorum gönder