Ekim 2009

GDO’lu Ürünlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri Ve Rant Pazarı

Genetiği değiştirilmiş organizmaların yer aldığı gıdalar, ülkemizde de kendisine ciddi bir pazar payı buluyor. Ancak GDO’lu ürünlerin insan, çevre ve hayvan sağlığı üzerine olumsuz etkileri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de halen tartışma konusu.

GDO’nun ilk ana çıkış nedeni olarak, açlığa çözüm olduğu ileri sürülmüştü. Açlıktan insanları ölen Afrika ülkelerine dağıtma planları gösterilmiş umut vaat edilmişti. Ancak, açlık ile boğuşan Afrikalı ülkeler ABD’nin genetiği değiştirilmiş ürünlerden oluşan gıda yardımlarını, “normal gıda” istediklerini belirterek geri çevirmekteler.

ABD bu tepkiye “dilencinin seçme hakkı olamaz” şeklinde karşılık verse de Afrika dahi insan sağlığını tehdit eden bu gıdaları tüketmek istemiyor.

İnsanların beslenmesi için üretilen bitkilerin genleri ile oynanmış, herhangi bir genetik bağı veya benzer özelliği olmayan, bir başka deyişle doğal süreçlerde eşleşmeyen canlıların esleştirilerek doğada olmayan hibritlerinin oluşturulması ne tür etkiler doğurur tam olarak bilinmiyor.

Kendi türünden ya da kendi türü dışındaki bir canlının genin aktarılması ile değiştirilen özellikler, çevre, ekolojik dengeye zarar veriyor. GDO tohum ekilmiş topraklar üzerinde uzun yıllar doğal tohumlar yetişmiyor. Kendinden başkasına yaşam hakkı tanımayan, kendini yiyen, arı, kelebek gibi canlıların hayatını da tehdit ediyor. Evrimsel olarak faklı noktalardaki canlıların birinden diğerine aktarılan gen ya da genlerin, aktarıldığı organizmada çalışabilmesi için, organizmaların değişikliğe uğraması gerekmektedir.

Taraf Gazetesi Sonunda Gençliğe Hitabeyi De Değiştirdi

Alıntı Yapılan Yazar / Tarih: 
Sevan Nişanyan/29.10.2009
Kaynak: 
http://taraf.com.tr/makale/8202.htm

Gençliğe Hitabe

Politika Dergisi Yazar Görüşü Özet: 
Alıntılanan Yazara Katılmıyorum

Nefes

Yazar: 
Süleyman GÖK

 Son günlerde adından sıkça bahsettiren, vizyona yeni giren Türk ve Avrupa Sinemalarında gösterimde olan ‘NEFES’ izleyen insanların duygularında değişik açılardan etkileyen bir organizasyon olması bakımında oldukça güzel bir yapıt.Nefes filmini izlemeyenlere buradan tavsiye ediyorum.Eğer birtakım gerçekleri görmek istiyorsak bu film mutlaka izlenmelidir.Tabi,herkes izledikten sonra beğenecek gibi bir kaygıdan bahsetmiyorum.Çünkü,kişisel beklentiler farklıdır.Eleştirel bakış açısının oldu

Açılım süreciyle nereye gidiyoruz?

Yazar: 
Fatma Özkaya
Yazının Yazıldığı Tarih: 
31.10.2009

Açılıma verilen ara herkesin hakkında soru işaretleri bıraktı. Ben ve benim gibi birçok kişi daha açılım süreci gündeme gelmeden, bu konu hakkında bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyor ve devletten sorumlu davranış örneği bekliyordu. Açılım süreci başladığında kuşkusuz ki buna en çok sevinen kişilerden biride bendim.


Günümüz uluslararası ilişkilerinde başarıya ulaşmanın olmazsa olmazı öncelikle kendi içindeki sorunları halletmektir. Kiminin “PKK Sorunu” dediği ama bence bal gibi de “Kürt Sorunu” olan bu mesele sağlıklı bir çözüme ulaştırılmazsa Türkiye’nin uluslararası arenada yer alma şansı (daha doğrusu hak ettiği yeri alma şansı) çok küçüktür.
Ancak Türk devleti sorunlarla yaşamayı kendi kaderi olarak görmedi ve bu konuda önemli bir adım atarak “açılım sürecini” başlattı.

Editörya'dan... (Sayı18)

   Sevgili PD okuyucuları, uzun bir aradan sonra hepinize merhabalar.

   İş, okul, özel yaşamların ortasında / arasında sürdürmeye çalıştığımız Politika Dergisi için uzunca bir süredir oluşturmaya çalıştığımız “yeniden yapılanma” adına bir adımı bu sayı ile atıyoruz. Daha önceleri PDF biçiminde sunduğumuz sayılarımızı, artık sitemiz üzerinden okuyabileceksiniz. Bu yolu seçmemizdeki en önemli neden, Politika Dergisi ile kendi yaşamımız arasında bir tercih yapmayı istemememiz oldu. Mizanpaj, düzenleme, teknik gibi konularda çok zamanımızı alan eski formattan vazgeçerek, aynı yazı kalitesini daha az zaman harcayarak sizlere sunmaya çalıştık. Parasal, teknik ve insani destek çağrımıza çok fazla olumlu yanıt alamadığımızdan, dergiyi yine aynı kadrolarla yürütme zorunluluğunda kaldık. Bu da yukarıdaki nedenle birlikte, bu biçimi seçmemize neden oldu.

Basına ve Kamuoyuna

Yazar: 
Cesur Çuval İşçileri
Yazının Yazıldığı Tarih: 
31 Ekim 2009

 

Tüm ilerici, devrimci sendika ve kitle örgütlerine:
Bizler Cesur Ambalaj A.Ş.'de çalışan ve atılan işçileriz.
 
Bir seneyi aşkın bir zamandır çalıştığımız Cesur Çuval fabrikasında patronun kazanılmış sosyal haklarımıza yönelik saldırısına maruz kalıyoruz. Bu süre zarfında üç ikramiyemiz gasp edildi, yakacak, erzak vb. haklarımıza el konuldu ve aynı zamanda ücretlerimiz kuşa çevrilerek ödendi.
 
Bizler gece gündüz durmadan üç vardiya ve yoğun mesailerle çalıştığımız,  günde tonlarca malı yurt içine ve yurt dışına gönderdiğimiz halde, gasp edilen bu haklarımızın verilmeyişini Cesur Çuval patronu Mehmet Cesur krizin etkileri olarak tanımlıyor. Krizi bahane göstererek elimizdeki son krırıntılara da göz dikenler trilyonluk bir iplik makinesini İran'da kurulu bulunan fabrika için satın alabiliyorlar.