Memur Devletinin Batışı (2/2)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ülkemizde kurulu olan sistem, maalesef geçmişte ve günümüzde milletvekillerinin çoğunluğunun aktif kamu görevinden siyasete geçmiş kişiler olduğundan, çıkarılmış yasaların önce kendi çıkar ve menfaatlerini korumak amaçlı olmasına yol açmış ve sistem de devletin halka hizmet vermesi yerine halkın memurlara çalışması şekline dönüşmüş. Diğer ülkelerde ve özellikle de Türkiye'de devlet ve memurlar halka hizmet ederken, bizim ülkemizde halkımız memurların emrindedir, memurlar için çalışır ve memurun asli görevini yapmasına da yardımcı olur adeta.

 

Devlet sistemi, vatandaşı yolmaya, ezmeye ve bıktırmaya, memuru da çalışmadan maaş almaya göre düzenlenmiştir. Devlet dairelerinde inisiyatif kullanarak vatandaşın sorununu çözmek için uğraşan memur sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır ve bulmak da hemen hemen imkansızdır.  

 

Osmanlı dönemindeki Maarif Nazırı Emrullah Efendi'nin  "Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim" sözü KKTC'de sadece Eğitim Bakanlığı için değil, tüm Bakanlıklar için geçerlidir. Memurlar iş yapmak için değil, vatandaşı bıktırmak ve işini yapmamak için görev yapmaktadır adeta.

 

Nüfusumuzun yaklaşık 280 bin olmasına rağmen halen daha e-devlete geçebilmiş değiliz.

Hiç bir devlet dairesi, bir diğerine internet üzerinden bağlı değildir. Zaten olamazda. Her bakanlık ayrı bir krallıktır bizim ülkemizde.  Bir bakanlık diğerinden bilgi istemez çünkü bir züldür başka bir krallıktan bilgi istemek. Bunun yerine vatandaşı gönderir ve falan evrağı veya da görüşü al gel diyerek. Zavallı vatandaşımız da işinin olması için gider gelir devlet dairelerine günlerce, bazen de haftalarca.

 

Türkiye'de kimlik kartınızı, istediğiniz şehir veya kasabanın nüfus dairesine giderek en fazla 2 dakika içinde basılmış, mühürlenmiş ve kaplanmış olarak alırsınız. Bizde ise önce Lefkoşa'ya İçişleri Bakanlığına gitmeniz gerekmektedir. Dosyanızda eksik evrak varsa önce eksikleri tamamlamak lazımdır. Devlet bunu yapmaz, memur hiç yapmaz. Öncelikle sizden hemen ve derhal "Doğum Kağıdı" istenir. Beş kere pasaport, üç kere kimlik yenilemesi dahi yapmış olsanız size söylenen ilk söz, "Dosyanda doğum kağıdın eksiktir, git getir"dir. Yıllar içinde belki de on kere getirip sunduğunun doğum kağıdınız bir türlü dosyanıza konamaz. Ne olduğunu ve doğum kağıdınızın nerelere gittiğini ise kimseler bilmez.

 

Doğum belgesini veren birim karşı kapıda bile olsa, memur sizin doğum belgenizi karşı kapıdan istemez, devletin kamuya özel internetinden de almaz. Utanmadan sizi gönderir ve al getir der. Müdür içerdeyse evrakınızın imzalanması şansına sahipsiniz. Yok eğer meçhul bir nedenle yerinde yoksa yandınız demektir. Hangi şehirde ikamet ettiğinize bakılmaksızın, "Bu gün git yarın gel" uygulamasının esiri olursunuz. Çoğu zaman Müdürün lütfedip işe geldiği ve imzaladığı evrakınızı ancak 3 gün içinde alabilirsiniz.

 

Gereğinden dört misli fazla memur istihdam edilmiştir devlete ama nüfus dairemiz hala daha 280 bin kişinin bilgilerini maalesef devletin merkezi bilgisayarına girememiştir. Türkiye, 80 milyon kişilik nüfusunun tamamını e-devlete geçirebilmiştir ama bizim her konuda ahkam kesen memur ve yöneticilerimiz 280 bin kişilik nüfusumuzu bir türlü e-devlete geçirememiştir. Grev yapmakta, çalışmamakta, kaytarmakta, iş üretmemekte, şikayet etmekte ve başkalarını beğenmemekte ne kadar başarılıysak, iş yapmak ve bir şeyler üretmekte de o denli başarısızız.  Ahkam kesmekte ise üstümüze yoktur. Kimseleri beğenmeyiz, dünyanın en arı ırkıyız ama hiçbir işe de yarayamayız.

 

Çevrecilerimiz çok başarılı bir şekilde protesto gösterisi yapar ama protesto sonrası terk ettikleri alan adata bir çöplüğü andırır. Bizim çevre anlayışımız sadece protesto etmek ve şov yapmakla doğru orantılıdır. Arabamızdan dışarıya çöp atmak, elimizi çıkarıp sigaranın külünü sokağa silkelemek ise doğal hak olarak görülür çoğumuz tarafından.

 

İşte biz böyle, "sistemsizliği ve tembelliği" başarılı bir şekilde sistem haline getirmiş bir ülkeyiz. Buna da şükür etmek gerekir aslında, çalışıp çabalayıp bir şekilde olsun işe yaramasa da bir sistem kurabildiğimiz için....

 

Ata ATUN

e-mail: ataatun@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.