Kemalist Devrim Başarılı Oldu mu?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Aziz Karayel

Günümüzdeki en büyük tartışmalardan biri belki de Kemalist Devrimdir. Acaba Atatürk’ün yaptığı devrim ne kadar başarılı oldu? Bu, bugün tartışmaya açık bir şeydir ve çeşitli yönlerden değerlendirmelidir.

Kemalist Devrim evet, başarılı oluştur. Çünkü 2007 seçimlerine baktığımızda yaratılan İslamcı-laik kutuplaşmasında CHP yüzde 20 gibi bir oy almıştır. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de en azından yüzde 20’lik bir kitle için birincil dert laikliğin ve mevcut yaşam tarzının değişmesi. Bu kitle herhalde cumhuriyet kurulduğunda yüzde 1’leri bile zor bulmaktaydı, çünkü böyle bir yaşam tarzı bilinmemekteydi… O günkü Latin harfleriyle okuma yazma oranı belki de yüzde 1’lerdeyken bugün çok ciddi bir rakamdadır. Evet Cumhuriyet bu yönden başarılı olmuştur

Kemalist Devrim başarılı olamamıştır. Cumhuriyet iki sacayağı üzerine kurulmuştu: Laiklik ve ulus devlet. Bu bakımdan da kendisine iki tane düşman belirlemişti: Siyasal İslamcılık ve Kürtçülük. Bugün değiştim dese de siyasal İslamcı bir kökten gelen ve geçmişte mevcut rejime olan tavrını açıkça belli etmiş kadroların yönettiği bir parti yüzde 47 gibi bir oy oranına ulaşmıştır. Kürtçü akımların partileşmiş hali ise güneydoğu bölgesindeki hakim parti konumundadır ve Türkiye genelinde yüzde 7 gibi bir oy oranına ulaşmaktadır. Bu tabloya bakınca Cumhuriyet rejiminin kendisine düşman bellediği akımların halkın belli bir kesiminde kabul gördüğü bellidir.

Bunun nedenleri çeşitlidir tabii ki. Kemalist Devrim özellikle Atatürk’ten sonra iki sacayağında ilerleyemedi. Bunlardan biri kültürel diğeri de ekonomik devrimdi. Kültürel devrim devam ederken ekonomik devrimle desteklenemedi ve devrimin bir ayağı hep sakat kaldı ve böylece devrim tam anlamıyla halka mal edilemedi… Karşı devimci akımlar da bu sakat ayaktan yaralanarak içeri girdiler çoğu zaman. Devrimin bir ayağı sakat olduğu için o ayak maalesef askerle doldurulmaya çalışıldı. Bu da ülkemizde askeri darbeleri meydan getirdi.

Bu yönlerden bakılınca Kemalist Devrim için tam anlamıyla başarılı ya da başarısız demek zordur. Ancak halk genelindeki belirgin Atatürk sevgisi ve anketlerde çıkan kendini içinde yaşadığı topraklara ait gören insanımız hiç de az değildir. Bu yönden Kemalist Devrim tam anlamıyla olmasa da belli bir oranda başarılı olmuştur diyebiliriz.

Aziz KARAYEL
iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Eğer 1923'te, kişi başına

Eğer 1923'te, kişi başına düşen ulusal geliri 70 dolar olan bir toplum, şimdi 2700 dolara ulaşmışsa; bunun suçlusu odur!
Eğer 1929 - 39 yılları arasında, bütün dünyada sanayi üretimi yüzde 19 artarken, Türkiye'de yüzde 96 artmışsa; bunun suçlusu odur!
Eğer Türk işçisi, Batı'daki gibi, çocuk yaşta yeraltında günde 14 - 16 saat çalıştığı dönemler yaşamamışsa; bir oy hakkı için bile, Fransız işçisi gibi, 59 yıl kanlı bir savaşım vermek zorunda kalmamışsa; bunun suçlusu odur!
Eğer Türk kadını; yasal olarak erkeğine eşitse; "köle" değilse, seçme ve seçilme hakkını, Fransız kadınından bile önce elde etmişse; kadınlar bugün Türkiye'de vali, bakan, başbakan bile olabiliyorsa; bunun suçlusu odur!
Eğer 1923'te Darülfünun'daki öğrenci sayısı 2100 olan bir Türkiye'de, bugün yüzbinlerce genç üniversitelerde okuyorsa; bunun suçlusu odur!
Eğer açık havadaki klasik müzik konserlerini onbinlerce genç izliyorsa; bunun suçlusu odur!
Eğer şeyhülislamlar "fetva" verip Kuran'ın Türkçe basımını engelliyorsa; ezanlar düşman bayraklarının gölgesinde okunmuyorasa; bunun suçlusu odur!
Eğer bugün, Köy Enstitülü binlerce köylü çocuğu,kültür yaşamımıza damgalarını vurabiliyorsa; bunun suçlusu odur!
Eğer 1923'lerde Ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplum, bugün 21. yüzyılın aydınlığında bir ölçüde yaşayabilmişse; bunun suçlusu elbette ki odur!

* * *

Atatürk'ün suçları saymakla bitmez.
Bir zamanlar kralların, şahların, cumhurbaşkanlarının, başbakanların Ankara'yı ziyaret için kuyruk olmalarının sorumluluğu da Atatürk'e aittir... Baskı rejimlerinden kaçan yüzbinlerce Batılı bilim adamının bir zamanlar Kemalist Türkiye'yi seçmesinin sorumluluğu da...
Faşit Mussolini'nin bile Türkiye'yi "Avrupalı" saymasının günahı da...
Ama suçlunun suçlarının iyi anlaşılabilmesi için, suçsuzların suçsuzluklarının da unutulmaması gerekir.
Sokaktaki adamın bile "miras hakkı"na dokunulmaz iken... Atatürk'ün vasiyetini çiğneyerek, Türk Dil ve Tarih Kurumlarını devletleştiren, Atatürk'ün miras gelirlerini, devletin aldığı memurlara dağıtan "beş general" suçsuzdur!
"Ben Atatürkçüyüm ve laikim" diyerek, din derslerinin zorunlu olması hükmünü anayasaya koydurtan, Alevi'nin, Hristiyan'ın, Yahudi'nin, "Sünni inancı"nı öğrenmesini zorunlu hale getiren, Marmaris'teki emekli adam suçsuzdur!
Köy Enstitülerini kapatırken imam-hatip liseleri açanlar... Laik liselerde eğitim görenlerin sayısı son 20 yılda 3 kat artarken, imam-hatip okullarını bitirenlerin sayısının 14 kat artmasını sağlayanlar... Menderes'ten, Demirel'e, Özal'dan Yılmaz'a, tüm "Atatürkçü laik" başbakanlar suçsuzdur!
Milli Eğitim Bakanlığı'nı şeriat yanlılarının işgaline terk edenler... Sağlık ve Tarım Bakanlıklarını şeriatçılara peşkeş çekenler... İçişleri Bakanlığı'nın yapısını bozup valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin şeriatçı olması için kollarını sıvayanlar... Hepsi, hepsi suçsuzdur!
Asıl suç, Harp Okulu'nu şeriatçılara açmamakta direnen Kemalistlerdir!..
Sokaktaki adama küfreden suçludur; ama Atatürk'e küfreden suçsuzdur!..
(A.Taner Kışlalı)

kemalist devrim

Sayın Aziz, Atatürk her lidere nasip olmayacak devrimler yapmıştır. Bu devrimleri yaparken halk direnişi ile karşılaşmamıştır. Çünkü halk ona inanıyor, güveniyor, seviyordu. Ancak, kemalist devrim, Cumhuriyetin başarısı şeklinde ele alır, kemalist devrim, cumhuriyet başarılı oldu mu? diye soru yöneltecek olursak, kendimizi kandırmaya pek bayılırız. cumhuriyet başarılı olmuştur cevabını verebiliriz. Size göre CHPnin %20 oy alması bile kemalistlerin başarısı ise, fazla söyleyecek bir şey yok, söylense de boşuna!
Yazınıza yorum yazmayabilirdim de, Ben sizin ayılmanız için cevap veriyorum. Bu ülkede Atatürk sevilir, bu milletin ona minnet borcu vardır. Cumhuriyetin ilanından sonraki başarılar onun şahsi başarılarıdır.
Ancak bunu cumhuriyetin başarısı olarak algılayacak olur isek yanlış olur.
Ne yazık ki Atatürk arzu ettiği manada cumhuriyeti bu ülkeye getirmeye muvaffak olamamıştır!
Bu başarısızlığın nedeni; onun kabiliyetsiz oluşu değil, yalnız bırakılmış olmasıdır.
Onu yalnız bırakanlar, Çoğu zaman onun başarısını engelleyenler O öldükten sonra Onun mirası üzerine konmuşlardır. Halâ Atatürk'ün ismi arkasına sığınanlar Atatürk'ün Cumhuriyetini bir adım ileri götürmek adına santim ileri gitmemişlerdir!
Biz hala cumhuriyet denilince, Ülkenin seçilmiş insanlar tarafından yönetilmesi, iktidarın babadan oğula kalmaması zannediyoruz.
Cumhuriyet Atatürk'ün gerçekleşmemiş idealidir. Gerçek Atatürk sevgisi; onun gerçekleşmemiş idealini gerçekleştirmenin mücadelesini vermekle olur.
Ne Atatürkçülerin, nede kemalistlerin böyle bir dertleri yoktur!
Saygılarımla...

1923 de 10 milyon olan

1923 de 10 milyon olan nufusla bugun 75 milyon olan nufus farki yuzunden onceki yorumda yapilan mukayeseler gecersizdir. Her doktirinin bir suresi vardir. hepsi zamani gelince olmeye mahkumdur cunku tarih, medeniyet, kultur, teknology, egitim, ilim, yasam tarzi ve ekonomi devamli olarak degismektedir. Bugun nasil Hammurabi kanunlari hukumsuz ise, kemalizmde ayni sonuca gelecek.
Harf inkilabi ile bir gecede 10 milyon insan cahil olmusdur. Ataturk bu inkilabin bir hata oldugunuda sonradan itiraf etmisdir. Bugun Fuzulinin edebiyatinin originalini orta asyadan afrikanin bati ucuna kadar Turkler haric herkes okuyup taniyabilmektedir. Kendi alfebelerini kullanmalari Japon'larin Kore'lilerin Cinliler'in ekonomik power olmasini onlememisdir. Dunyada hic bir ulus bin senelik alfabesini Araplar'in deyip atipda Latin alfabesi almak iyi bir sey diyemem ama hakiki Turk alfabesi olan Gokturk alfabesinin adapte edilmedigini sorgularim.
Son olarak 15 senelik Ataturk baskanligi devrinde hic bir universite acilmamis, hic bir hastane yaptirilmamis hic bir demir yolu insa edilmemis, Kutahya seker ve Istanbul Tekel fabrikasindan baska bir fabrikada yapilmamisdir. Tabbi ayrica soylemek lazim ki alkol yapmak icin sekere, tekel fabrikasinda da raki yapmak icin alkole ihtiyac vardir.

Bu yazıya provokatör ne zaman

Bu yazıya provokatör ne zaman gelir diyordumki geldi işte biri...
1) Power'la mı tarihine sahip çıkıyorsun? Önce Türkçe öğreniniz...
2) Atatürk harf devriminin hata olduğunu mu söylemiş? Kılavuzunuz Dilipak mı Kadir Mısıroğlu mu? Atatürk özleştirmenin biraz hızlı gittiğini söylemiş ve biraz daha doğal akışına bırakmayı seçmiştir. AKP dönemindeki gibi doçenti bile olmayan üniversite mi açılacak? Önce halka yaygınlaştırmak gerekir. Ha.. Leyli Hukuk Mektebi nedir? Dil-tarih ne zaman açılmış?
3) Bir gecede 10 milyon insan mı? Adama gülerler!.. Arap alfabesinde Ç harfi var mıdır, P harfi var mıdır? Gereksiz H harflerinin Türk dil yapısıyla ne ilgisi vardır? Üstelik Osmanlı aydınlarının hepsi Latin alfabesini biliyor ve kullanıyorlardı. Arapçaya göre pratik açıdan çok kolayca öğrenilebilecek bir dildir ve öyle olmuştur. Bugün arapların internette uluslararası alışverişlerde çektiği zorluk ortadadır. ve çok kısa bir süre sonra hemen hemen bütün vatandaşlar okuma yazmayı öğrenmiştir. 6 senede okuryazar oranı 3 katına çıkmıştır. içinize sinse de sinmese de bu olmuştur...

Ha, devrimlerin şu anki durumu yeterli mi?
Değil...

Ama Atatürkçüler yeni bir devrim yapana kadar en iyisi bu...
Hazmetmeyi öğrenseniz, sindirim sisteminiz açısından iyi olacak.
Yoksa, kendiniz bilirsiniz!

Evet osmanli alfabesinde,

Evet osmanli alfabesinde, fars alfabesinde ve kullanilmaz ama arap alfabesinde bahsettigin harfler vardir. Afganistanda, pakistanda arap harfleriyle ayni bahsettigin harfler kullanilir.
Andrew Mango'nun Ataturk kitabini ac oku, ataturk verdigi bir beyanatta harf inkilabinin yanlis oldugunu soylemisdir. Kendiside dedigi gibi laf inkilabi ile butun komsularimizla olan lisan komunikasyonu zarar gormusdur.Sayfa numarasini verebilirim. Bugun Azerbeycanda hala osmanlica bir gazete cikmaktadir.
Kendin bugun osmanli arsivlerini okuyabilecek ve sozde soykirima karsi kendini savunabilecek bir guce sahipmisin yoksa okumasini bilen birine ihtiyacin varmiki anlayabilesin. Kendini biraz imtihan et, klavyeye kosmadan evvel.

Kapak2

Ekonomik kısmı atlamışım... Demiryolu yapılmamış diyen sen! 1923 yılı itibarı ile 4559 km olan demiryolu 1940 yılına kadar gerçekleştirilen çalışmalarla 8637 km'ye ulaşır. Varolan hatlar da senin Osmanlının yabancılara yaptırdığı demiryolu hatlarıdır ki millileştirilmiştir.
1926'da Kayseri'de uçak fabrikası açılmış mıdır, açılmamış mıdır?
1934 yılında Bakırköy Bez Fabrikası, Keçiborlu
Kükürt Fabrikası, Ereğli Demir Çelik, 1935’te Kayseri Bez Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası,
Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası, 1936’da İzmit Birinci Kağıt Fabrikası ve
Çubuk Barajı, 1937’de Nazilli Basma Fabrikası ile Ereğli Bez Fabrikası,
1938’de Gemlik Suni İpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası ve Divriği
Demir Madeni İşletmesi açılmıştır.

Ahmet Taner Kışlalı'nın dediği gibi
AŞMAK İÇİN ÖNCE ULAŞMAK GEREK!

Unutmusun..ki

Dedemde ozamanlar sogukkuyu denilen lastik ayakkabi, ve mesler uzerine giyilen lastik kilif ayakkabi "fabrikasi" acmis ama elektik olmadigindan kapatmak mecburiyetinde kalmis alti ay sonra..
Kayserideki ucurtma fabrikasi olmasin...Havada gorulen turk yapisi ucan tek sey o.

Tam yerine oturmadıysa!

Tam yerine oturmadıysa bu da tam sana göre:
Senin Osmanlınıun borçları ödendi ve bunlar SIFIR BORÇla yapıldı...
Öğreneceksiniz, size nasıl yapıldığını daha çok öğreteceğiz...

Sevgili dostlar ben konuyu

Sevgili dostlar ben konuyu sadece bir kaç yönüyle ele alarak objektif bir değerlendirme yapmak istedim.

İzzet Bey

Ben yeterince ayığım,rahat olun.Benim dediğim Atatürk devrimleri ölümünden sonra sağlıklı ilerleyemedi.Bugün halk eğer siyasal islamcı kökten gelen bir partiye yüzde 47 gibi bir teveccüh gösteriyorsa burada durup düşünmek lazım.Demek ki mevcut sistem siyasal islamcı parti karşısında daha iyi bir alternatif sunamadı halka.1938den bugüne kadar gelen sürece dönüp bakmak lazım

Dediğiniz gibi gerçekçi olalım.Atatürkün Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırkayı devrimlere olan tepkiyi ölçmek için kurdurduğu biliniyor.Halkın bu partilere olan ilgisi de görülünce partiler kapatılmış ve devrimin daha istenilen seviyeye ulaşmadığı halkta büyük bir kabul görmediği görülmüştür.Halk tam anlamıyla o gün ortamında benimsememiştir devrimleri.Ancak tabii Atatürkün de başka bir yolu yoktu bunun için

Sayın Aziz Karayel, Bu tür

Sayın Aziz Karayel, Bu tür soruların objektif cevap bulması mümkün değildir. Sizin yazınız size göre objektif. Bir harf devrimi yapılıyor, eski yazı yasaklanıyor. Aradan nerdeyse yüz sene geçiyor. Siz yeni alfabenin kulanılma oranına bakıp, siz bunu,kemalist devrimin başarılı olduğuğun kanıtı olarak ortaya koyuyorsunuz.
Olmuyor.
Yüz seneye yakın bir zaman geçmesine rağmen, hala eskiye dönüş özlemi birilerinde yaşıyorsa, kemalist devrimin başarılı olduğu söylenebilir mi?
Bu neden başarılamamıştır?
Kemalist devrim kötürüm edilmiştir. baltalanmıştır! Devrim karşıtlarına bakmayın, onu kötürüm bırakanlar kemalistlerdir.
Kemalist devrim yeniliklerle beslenememiştir. kemalist, Atatürkçü olduğunu savunanlar yeniliklerin devamını getirememişlerdir.
Özellikle, gerçek anlamda bir cumhuriyetin var olabilmesi için Atatürkçülerin, kemalistlerin gayretleri olmamıştır!
Bu gün hala ülkede gerçek anlamda cumhuriyet yoktur!
Bunun olup olmadığını, ülkenin rejiminin cumhuriyetle bağdaşır bir rejim olup olmadığını herkesten çok Atatürkçülerin, devrimcilerin düşünmesi gerekir.
ama bizim devrimcilerin böyle bir düşüncesi olmamıştır.
Olmadığı içinde, sistematik olarak cumhuriyetle bağdaşmayan bir rejim tatbikatı altında ite kaka, aralar veren bir cumhuriyet ülkeyi geri bırakmıştır.
Buda rejim karşıtlarının ekmeyine bal sürmüştür. %47 bunun sonucudur.
geçmişi övmeninde geçmişe sövmenin de faydası yoktur.
Türkiyenin bu gün geldiği sonuçtan hoşnut olacağınıza ihtimal vermiyorum.
Ne AKP ye oy veren %47 ne CHP ye oy veren %20 ülkenin bu gün vardığı sonuçtan hoşnut değildir.
Bu sonucun nedeni ülkenin cumhuriyetle yönetilmesi değildir!
Atatürk ve kemalistler olarak, hem mevcut rejimin gerçek anlamda cumhuriyet olduğunu, cumhuriyetin başarılı olduğunu savunup, hem de sonucun kötü olmasından yakınmak ne kadar akla uygun olur ki?
Bakın, bende sonuçtan hoşnut değilim. Ama ben sıradan düşünmem! Kısır siyaset parti kavgaları benim konum değildir.
Ben derim ki,Türkiyeyi hiç kimse kurtaramaz, Türkiyeyi ancak sistematiği düzgün bir cumhuriyet kurtarır.
Şimdi bir düşünün, Atatürk sağ olsa idi benim bu sözüme karşılık ne söylerdi.
Benim bildiğim Atatürk, bu sözün altına imza atardı.
Her Atatürkçünün de böyle düşünmesi gerekir.
Aksi takdirde bu düzen yozluğu sürer gider, kurtarıcı arama zarureti ülkede daim olur!
Atatürk cumhuriyetin en büyük atılımını yapmıştır. fakat o günün şartlarında ne kadar olabilirse, o kadar oldurabilmiştir. Ellide çok partili rejime geçilmiştir. ancak sistematik olarak rejimin tam bir cumhuriyet olması sağlanamamıştır. ondan sonraki itiş kakış arasında, cumhuriyetin sistemini neden sağlıklı işlemediğini düşünen olmamıştır.
Hala bu ülkede cumhuriyetin doğru bir tanımı yapılabilmiş değildir.
Farklı bir Türkiye var etmek mümkündür. Bunu ancak farklı bir sistem sağlayabilir. farklı insanların farklı sonuçlar sağlamadığı kanıtlanmıştır.
Ben bu konuda yıllarca kafa yormuş, Meclis kütüphanesinde REFORM VE FARKLI TÜRKİYE diye kitap yazmış bir adamım.
Bu kitap, öyle her kişinin yazmayı göze alabileceği bir kitap değildir.
Saygılarımla.

Aziz Zaman Bey: Ataturkun

Aziz Zaman Bey:

Ataturkun kurdugu tek part sistemle, Iraktaki, Suriyedeki, Misirdaki Baas pari rejimleri arasinda bir fark yoktur.CHP = Baas Muhalif partiler kuvvetlenirse kapatilir Nokta.
Ataturkun vefatindan sonra 1940-1950 yillarinda CHP zamaninda birtek Cubuk Baraji insaati olmusken 1950-1960 DP zamaninda 27 baraj yapilmisdir. Ayriyeten yukarida bahsedilen Dil-Tarih, Leyli-Hukuk Universite degildir. Sultan Abdulhamit zamaninda acilan universitelere yapilan tedrisat degisiklikleridir.
Arap ulkelerinde nufusun yarisi yabanci iscilerdir ve arapca bilmezler. Onun icin butun levhalar hem ingilizce hemde arapca yazilir. Osmanli devrinde Istanbulda levhalar hem Osmanli, hem turkce hem yunanca hemde ermenice olarak yazilirdi.
Arapca klavye ingilizceye iki tusla degisir. Ama ingilizce standard alfabesi butun kommunikasyon islemlerinde telefonlar dahil Turkceye cevirilmekte adaptasyon problemi yaratmaktadir.

Hüseyin Bey

Aziz Bey, tespitlerinize katıldığımı başlamakla söze girişimi yapayım.

Hüseyin Bey. Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığının son 15 yılı dediğiniz zaman dilimi, aşağı yukarı devletleşmenin başladığı , 1. 5 yıllık sanayi planı'nın hazırlandığı ve uygulamaya konulduğu yıllara denk gelmektedir.

Öncelikle dedenizin fabrikası gibi tekil bir örnekle, tarih yorumlanmaz, tarih biliminin metodolojisine aykırıdır. Tarihin incelenmesinin en önemli iki unsuru, müspet olmaları ve ''GÜNÜN ŞARTLARINA GÖRE DEĞERLENDİRİLMELERİ''dir. İkinci olarak, Sanayi Devrimi 1763'te James Watt'ın buhar gücünü keşfetmesiyle başlamış bulunmaktaydı. 1763'ten 1923'e kadar elektrik kazandırılamamışsa memlekete, bu Atatürk'ün suçu değildir herhalde.

Neyse... 1933'ten itibaren (Atatürk'ün son 15 yılı) bakalım neler yapılmış memlekette:
1 Aralık 1933: İktisat vekaletince hazırlanan 1. Beş yıllık sanayi planı sunuldu
29 Kasım 1935: Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası üretime başladı
10 Ocak 1936: İkinci beş yıllık sanayi planının ilkeleri kabul edildi
9 Nisan 1936: İstanbul'un telefon şirketi devletleştirildi
18 Nisan 1936: İzmir Kağıt Fabrikası'nda ilk kağıt üretildi
3 Kasım 1936: Ankara'da Çubuk Barajı açıldı
3 Nisan 1937: Karabük demir-çelik fabrikaları kuruldu
15 Ekim 1937: Cumhuriyet'in Türkçe yazılı ilk banknotu tedavüle çıkartıldı
12 Aralık 1938: Sivas-Erzincan demiryoolu hizmete girdi

Sonrasında İsmet İnönü'nün ve ekibinin devam ettirdiği atılımlar da var. Neyse efendim.

Sizi suçlamıyorum. Siz muhtemelen ailenizin, çağdaşlaşmayı yaşamaması sebebiyle, bu şekilde eğitilmişsiniz ve tabi ki devletin bilhassa son 30 yıllık bozuk eğitim sisteminin bir ürünüsünüz. Siz sonuçsunuz, biz sizinle ilgilenmiyoruz. Sizin gibi düşünen pek çok insan var bu ülkede ve onların da aydınlatılmasına vesile olduğunuz için, her şerde bir hayır vardır demekle yetiniyorum.

Biz bu düzen neden böyle diye sorarak, bu sonuçların nedenlerini irdelemeye ve onları onarmaya çalışıyoruz.

İşte yukarıda verdiğim detaylı örnekleri bile adım gibi eminim görmezlikten gelecek inkar edeceksiniz. Çünkü:
''... onların öyle kalbleri vardır ki onlarla doymazlar, ve öyle gözleri vardır ki onlarla görmezler ve öyle kulakları vardır ki onlarla işitmezler, işte bunlar behaim gibi, hattâ daha şaşkındırlar, işte bunlar hep o gafiller'' (A'râf /179)

Saygılarımla

Asım Bey Teşekkürler.İzzet

Asım Bey Teşekkürler.İzzet Bey son söylediklerinize bakınca farklı şeyler söylemediğimizi anladım

Saygılar

Asim: Karabukte demir celik

Asim:

Karabukte demir celik fabrikalari onceden vardi ama iyi organize olmus dgildi. Birinci dunya savasinda kullanilan toplar mermiler oradan yapildi. Ozamana kadar yapilan trenyollari, Abdulhamid zamninda yapilan Hijaz demiryolunun raylari hep oradan gelmisdir. Verdiginiz listeden ovunecek bir sey yok. Katirlarla calisip un yapan imalathaneler degirmendir, un fabrikasi degil. Soru hangi universite, hangi hastahane yapildi? Belki para yoktu svaslardan yeni cikmis millette ama ozamanin dunyanin en pahali yati olan SAVANORA'ya para vardi.
Iki sene evvel tarihci Murat Bardakci Osmanli Hanedanindan 500 kisiyi bulup Turkiyeye getirdi ve Dolmabahce sarayinda "reunion" yapti. Peki bu islem Ataturk icin niye yapilamiyor? nerede akrabalari, niye sorulmuyor, niye cevap yok? Osmanli sultaninin 50 nesil koku selcuklular ve karakoynlular tarihinin otesine kadar bulunurken, Mustafa Kemal'in dedesi kimdir? Cevap versin bakalim kendini kulturlu bilen ataturkculer?
Esenlikle,

Hüseyin Bey

Dediklerinizle beni ikna edemediniz açıkçası. Neye dayandırıyorsunuz bu dediklerinizi? Bana bir kitap ismi söyleyin ama bu kitap ismi hakikaten saygı duyulacak bir tarihçi olsun. Halil İnalcık, İlber Ortaylı, Mim Kemal Öke, Sina Akşin, Korkut Boratav gibi, gerçekten bilim adamı diyebileceğiniz kişilerden olsun.

Yoksa iş, ''ağzı olan konuşuyor''a döner.

Ben Murat Bardakçı'yı her hafta takip ediyorum. Bir kere Murat Bardakçı tarihçi değildir, gazetecidir. Evvela bunu bilmek lazım gelir.

İkinci olarak bu yazdıklarınızı Murat Bardakçı'ya yazın e-posta olarak bakın size ne cevap verir? Böyle benim gibi size kibar davranıp, kaale alıp ilgilenmez bile.

Yahut azarlar, aşağılar, böyle deli saçması lafları ettiğiniz için.

Ben cevap vereyim sualinize. Kasım 2009 tarihli NTV Tarih dergisinde yayımlandı Atatürk'ün soyağacı (Sizin gibi kültürlü bir okurumuz gözden kaçırmış olmalı) Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Dedesi, Feyzullah Ağa'dır, onun da babası İbrahim Ağa'dır, onun da Hacı Abdullah Ağa. Bakın size 5. jenerasyonuna kadar söyledim efendim. Atatürk'ün dayılarını da sayayım, Hüseyin efendi ve Hasan efendi. Dedesinin kardeşleri, kuzenlerine kadar da soy ağacı bellidir Atatürk'ün, sözü geçen derginin 34. sayfasını açıp bakarsınız.

NOT: Açıkçası eleştiri yapmak ayrıdır, icraatleri beğenmezsiniz ayrı konu, ama Atatürk gibi ülkesini kurtarmış bir lidere, ''soyu belli değil'' minvaline gelecek bel altı yerlerden saldırmak, sadece sizi küçültür ve burada yazan ve okuyan kimse de sizi ciddiye almaz. Siz böyle yaptığınız ''Alçakça''(!) bel altı saldırınızdan utanmanız ve dönüp aynaya ''yahu ben ne yapıyorum, insani vasıflarımı yitirmemeliyim, en azından ülkemde bayrağım altımda başka bir milletin kölesi olmadan yaşamamı sağlamış bir insana böyle mesnetsizce ve haince saldırmak benim gibi bir TÜRK evladına yakışmaz'' demelisiniz.

DİĞER OKUYUCULARIMIZA: Bizim milletimiz maalesef ki ezberden ve sağdan soldan duyduklarının doğruluğuna bakmadan konuşmayı çok sever. Lütfen yorum yaparken, hele ki tarih konusunda ise yorumumuz iki katı dikkatli olalım, sonradan kendimizi komik duruma düşürecek yorumlardan kaçınalım, burası saygın bir dergidir.

Saygılarımla

Asim Bey:

Al eline Lord Kinross veya Andrew Mango'nun Ataturk kitabini oku. Ataturk kendisine gosterilen bir fotografta Ali Riza Bey'in babasi olmadigini itiraf etmisdir. (Istersen sayfa numarasi vereyim)
Murat Bardakci tarihci veya gazeteci olmasi onemli degil. Kitabi "Son Osmanlilar" bir gazetecilik kadar birde tarih urunudur.
Birsey daha, Californiya'da San Diego sehrinin sinagogunda en "meshur siyonistler" duvarinda Ataturk'un de resmi vardir. Yanlis anlasilmasin, siyonist olmak icin yahudi olmak gerekmez.
Herkesin kendi fikir hurriyetine sahip oldugu, informasyonlarin cyber ortamda isik hiziyla dagildigi bir cag ve dunyada yasiyoruz. Esas komik olan sey ezbere-resmi bir tarihi yutanlarin alternatif bilgileri kabul etmeme anlayisidir. Yarim yamalak bir tarih kitabi okumakla insan dogru bilgi sahibi olamaz. Lutfen objectif olun ve nasihatlarinizi kendinize saklayin.
Esenlikle

Hüseyin Bey

Haydi ben yarım yamalak tarih okudum, hatta hiç bilmiyorum diyelim. Peki tarih hocaları da mı bilmiyor? Mim Kemal Öke, Erol Mütercimler, İlber Ortaylı da mı bilmiyor?

Yani dediğiniz şeyler, mesnetsiz lakırdılardan öteye gitmiyor.

Ben de yazarım buraya istediğimi sizin gibi, Recep Tayyip Erdoğan Nazi, Turgut Özal aslında Anarşist'ti falan diye.

Ama yazdıklarınız, çoğunluk nezdinde ciddiyet duygusu yaratmıyor, bunu bilin. İstediğiniz kadar kendinizi kandırın.

Ben yukarıda kanıtlarıyla söylüyorum tezimi, siz saçma sapan ''resmi tarih yalandır, alternatif tarih gerçektir'' tartışmalarına giriyorsunuz.

Tarih bir tanedir, öyle alternatifi falan olmaz. Son Osmanlılar kitabında Atatürk'le ilgili ne yazmış Murat Bardakçı? Aydınlatın bizi lütfen.

Lafa bak çay demle, ''Atatürk siyonistti'' hem de ''San Diego şehri sinagogosunda ''meşhur siyonistler'' duvarında resmi varmış. Gençliğe Hitabe'yle İstiklal Marşı da var mı sinagogun duvarında?

San Diego şehrinin sinagogu (!)... Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, uydur uydur yaz ... Pakistan'ın İnciya bölgesinin kilisesinde de Adnan Menderes Hz.İsa'nın havarisiydi yazıyor. Cevdet Sunay için de, ''optimist hem de pesimist biraz, idealizmi de savunmakta'' yazmışlar, buna ne dersiniz? Lord Wayne Rooney'nin kitabında yazıyor bakarsınız bulursanız eğer.

Yani, lütfen biraz ciddiyet, biraz birikim. Tarihi bir mesele hakkında kelam ederken önce dayanağınız olması gereklidir.

Darılmayın ama; ''informasyonlarin cyber ortamda isik hiziyla dagildigi'' vay vay vay, cümleye gel hele... Beyefendi lafınızdan hiç bir şey anlamadım ve bu bile öykünmeciliğinizi ortaya koyuyor.

Bence siz tarihi mevzular hakkında sağdan soldan duyduğunuz, ''cyber ortamların ışık hızıyla dezenformasyon yaratan'' ezber, kaynaksız bilgilerle yorum yapmadan evvel, Türkçenizi güzelleştirseniz daha iyi edersiniz. Ha bir de, çok fazla Vakit gazetesi okuyorsunuz galiba, ruh sağlığınız için biraz azaltın, zira bünyeniz kaldırmıyor gördüğüme göre.

Saygılarımla

NOT: SAVANORA sandığınız yatın ismi, SAVARONA'dır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.