Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- 2 Temmuz - Şiir
- P—DVD: Elizabeth: Altın Çağ
- Milletvekillerine Dair
- Özlem
- Yeni Hedef Sosyal Devlet
- P—DVD: Die Blechtrommel (Teneke Trampet)
- P—Müzik: Modern Bireyin Bunalımı: The Wall
- Siyasi Partilerin Hayatı ve Demokrasi
- P—Müzik: Kazım KOYUNCU
- Türkel MİNİBAŞ’TAN Bir Makale: Genç İşsizler Ordusunun Oyu!
- Demokrasinin Tehlikesi: Kölelik
- Duyurulur: Demokrasi Vardır, Demokrasi Olması Gereken.
- İlginç Çelişkiler
- Demokrasi, Darbe, Türkan Saylan, Mustafa Yurtkuran ve Diğerleri
- Diyanet İşleri Başkanlığı'na Farklı Bir Bakış
Nicel Demokrasimiz
Sağlam elma mı? Çok elma mı?
Yurttaşın ne aradığı, neyi aramaya yöneltildiği çok önemli.
Demokrasi, ekonomi, politika, eğitim hatta futbol da bile rakamsal değerlendirmeci bir medyamız ve medyamızın yönlendirdiği toplumumuz mevcut.
Bu ne demektir?
Bu, borsadaki yalancı iniş ve çıkışlarla ekonomiyi değerlendirdiğimiz anlamına gelir.
Bu, yüzde 47 oy ile politikayı değerlendirdiğimiz anlamına gelir.
Halkımızın en çok aşina olduğu konu olan futboldan örnek verebiliriz. Bir takımın topla oynama oranının yüzde 60 olması o takımın iyi oynadığına işaret sayılamaz. Ancak maç sonrası bu veriye bakıp “aslında biz iyi oynamışız” diyenler elbette olacaktır. Esasında maç bire bir değerlendirilmeden, oyunun kalitesi göz önüne alınmadan kimin iyi oynadığını bilemezsiniz. Top yüzde 60 oranla bizim takım oyuncularında olabilir. Ancak bundan öte, en önemli konu topun nasıl değerlendirildiğidir. Top, muhafazakâr bir anlayışla geriye ve kenarlara doğru mu oynanmış; yoksa güzel ataklarla, organizasyonlarla ileriye dönük mü oynanmış?
Yani anlayışımız kantitatif mi olacak, kalitatif mi? Bu sorunun şu an yurttaşımızın siyasal tercihlerindeki belirleyiciler göz önüne alındığında, günümüzün önemli soruları arasına girdiğini söyleyebilirim.
Bu yazıda sadece soruları akla getirmeye çalışacağım.
Eğitim…
Kaliteli eğitim mi, yoksa kadrolaşmanın dolduğu öğretmen eksikliğine rağmen müdür eksikliğinin olmadığı adeta beton yığınları okullarda verilen eğitim mi? Rakamlar ne diyor, sizin görünüz ne diyor?
Ardındaki hükümet desteğine güvenerek, her konuda ahkâm kesen bir YÖK mü? Yoksa fen ve toplum bilimleriyle uğraşan bir YÖK mü? Başta bulunanın her konuda kendini yetkili gördüğü bir kurum mu olmalı? Yoksa, kendisini organize edici görüp, hukuku hukukçulara bırakan yönetime sahip bir YÖK mü?
Politika…
Gerçek sorunların tartışıldığı kaliteli bir politika mı? Demagogların çevirdiği; sorun çıkarıp, sonra kendi çıkardığı sorunu çözmüş gibi gösteren politika mı?
Ekonomi…
Yüksek uygarlık gereği dönen bir iktisadi yapı mı? Yoksa belli kesimlerin cebini doldurduğu, rakamsal olarak geliştiği söylenen ekonomik düzen mi?
Top bizim ayağımızda… Ancak topu nereye doğru oynuyoruz?
Gözümüzü kör eden, sadece işlerine gelen rakamları bize gösterenlere karşı oyunu takip etmemiz gerekir.
Çünkü takım bizim takımımız…
Kısacası katılımcı bir demokrasidir istediğim…
Ve şeffaf siyaset…
Emrah ÖZDEMİR
emrah.ozdemir@politikadergisi.com
- Emrah ÖZDEMİR içeriği
- 16466 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder