Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Suriye’deki Ateş Lübnan’a da Sıçradı
- Kadın Partisi Girişimi
- Bir Gün Herkes AK Partili Olacak, Bu Sevda Bitmez...
- İmanlı Nesiller, Müge Anlı ve Fazıl Say
- Anastasiadis’in Gevşek Federasyonu
- Ey Gafiller! Ülkemizi Bölüp Hükmedemeyeceksiniz!!!
- Şişman mısınız Yoksa Tombul mu?
- Yerel Seçimler Öncesi “Siyasette Kadın“ ve KA-DER’e Düşen Görevler
- Yaşasın!!! Pis Sokak Hayvanları Ortadan Kaldırılacakmış!!!
- Savaş Severlerin Tatil Günü; 1 Eylül Dünya Barış Günü
- Sor, Sorgula!
- Toplum, Siyaset ve Din
- Atatürk Samsun'a Gezmeye mi Gitti?
- Peki Barış’ta Bizi Görecek mi ?
- Kimin Eli Rumların Boğazında
Eşsiz Bir Başarı Öyküsü: Kemal Demirel ve BEDD
Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği (BEDD) kurucusu ve Başkani Kemal Demirel’in yaşam öyküsü sadece bir ömrün nasıl bir azimle geçtiğini anlattığı için kıymetli değil, aynı zamanda azmin mutlak karşılığını bulacağını gösterdiği için de çok kıymetli ve eşsiz. Bu zafer öyküsüne Kemal Demirel’in kendi ifadesiyle şahit olmak bizler için daha anlamlı olacağı için kalemi Kemal beye emanet ettim ve aşağıdaki eşsiz hikaye çıktı ortaya:
“Kişi yaşam evresinde bazen inanılmazları ve mucizeleri yaşamaktır, aynen kendi yaşamımda olduğu gibi. 10 yaşında Zeynep Kamil Hastanesi’nde yapılan yanlış omurilik ameliyatı ile belden aşağımın felç kalmasıyla birlikte, on bir sene süren hastane hayatım geçirdiğim en zor devrelerden biriydi. O dönem babamın vefatı ile ailemin dağılması ayrı bir sürpriz oldu yaşamında.
Bir çocuk ruhu ve donukluğu ile o dört duvar arasında hastaneden çıkacağım 1981 yılını bekledim. On bir yıl aradan sonra hastaneden taburcu olduğumda, hastane çıkış kapısında tanımadığım bir dünya ile karşılaştığımda ayrı bir korkuya kapıldım. Sanki hastanede güvendeydim, şimdi ne olacaktı. Tanımadığım dünyada yaşam mücadelesine girerken olası kayıp ve kazançlarımın düşüncesindeydim.
Eve geldiğimde kendimi hapsetmiştim, dışarı çıkmaktan ve insanların benimle alay etmesinden endişe ediyordum. Beynimi dondurup yarım yamalak okuma yazmamı ilerletmeye ve kendimi geliştirmeye gayret etmeye başladım. Hayat devam ediyordu ve ruhum ‘bir şeyler başarmalıyım’ inadındaydı. Daha sonra bir daktilo aldırdım. Kendimce bir şeyler karalamaya ve bunları gazetelere, radyolara göndermeye başladım. Yazılarım gazetelerde ve radyolarda yayınlanmaya başlayınca yüzlerce mektup almaya başladım…
Mektuplara cevap yazarken, dostluklar kurarken, kendimi engelliler yararına mücadelenin içinde buldum. Hayatımda pek çok gelişme hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı.
Bir gün kapı çaldığında, seçim görevlisi güzel bir genç bayanı evimde kayıtlar için konuk ederken, onunla ileriki yaşamımda evlenip, biri kız 2 çocuk sahibi bir baba rolüne kavuşacağımı nereden bilebilirdim, düşünmek bile hayaldi. Evet, seçimin getirdiği bereket ile 2 yıl arkadaşlığımız oldu ve baktı ben nazlanıyorum, evlenmeye niyetim yok, 1989 yılının bir sonbahar sabahı saat 7.30 da beni kaçırdı. Biz zoru başardık ve evlendik. Şu an 15 yaşında üstün zekalı Emirhan adında delikanlı bir oğlum, bir de 13 yaşında, canavar gibi bir kızım var ve ona aşığım.
Benimle evlendiği için kendi evladını reddeden eşimin ailesi, çocuklarımız olmasına rağmen ancak 12 yıl aradan sonra kızlarını kabul etmek zorunda kaldılar, ama beni hala kabullenmediler. Dert etmiyorum. Önemli olan 23 yıl boyunca sağlıklı süren evliliğimdi ve hedeflediğim ilkelere varabilmemdi.
1993 yılında eşimle beraber 7 arkadaş Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği’ni kurduk. Sene 2012; geçmişi ve bugünü, on bir yıl süren hastane hayatımdan sonra geldiğim konumu düşünüyorum. Verdiğimiz mücadele sonucu dev eserlere imza attık. Binlerce engelli kardeşimize yardım edebilmenin gururunu ve sevincini yaşadık. Belki de en güzeli, hayatı tehlikede olan veya tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdüren ve ekonomik durumu yeterli olmadığı için ameliyat olamayanlara umut olmak ve onların yürümelerini sağlamak oldu.
Merkezi kararlarla bu işin olamayacağı kanısıyla 10 yıl önce yollara düştüm. 10 yıldan beri her hafta bir ilde o ilin Valisi, Kaymakamı ve Belediye Başkanı ile derneğimizin topladığı yardımları dağıtmaya başladık. Hiç ara vermeden sürdürülen bu serüvende kar, kış, heyelan, çığ ve araçlarla takla atmalara rağmen yolları büyük bir aşkla katettim. 75 il, yüzlerce ilçeye ulaştık. Yollar hala beni bekliyor.
Evim çok yakın ancak gece gündüz süren çalışmalarımdan dolayı 2 yıldır gidemiyorum, çocuklarımı ancak eşim getirdiğinde görebiliyorum. Beni anlayışla karşılayan ve büyük özveride bulunan saygı değer eşime bu arada şükran borçluyum. Kendisine bu yola çıkarken, benim çocuklarımın çok şanslı olduğunu ancak benden yardım bekleyen binlerce çocuğumun daha olduğunu belirterek beni anlayışla karşılamasını istedim.
Bugün yeni projeler geliştirmeye devam eden derneğimiz artık uluslararası boyutlarda kendinden söz ettirmektedir. 165'i Devlet ödülü olmak üzere 300'ün üzerinde ödül aldık. Büyük başarılar elde ettik. Kurucusu olduğum dernekte halen genel başkanlık yaparken, yaşadığım sürece ülkeme hizmet etmeye ve gerekirse ülkeyi karış karış dolaşarak yardım dağıtımaya devam edeceğim. Hayatımdan kesitler vermemin nedeni, beni tanımanıza dair isteğim. İnsan yaşamında neler olduğunu ve her şeye rağmen hayatın devam ettiğini görüyoruz. Bütün zorluklara rağmen yaşamın üstesinden gelip ayakta kalmayı, başarılar elde etmeyi, çevremize umut olmayı becerebiliriz. Yeter ki sevgi ve aşk içimizden eksik olmasın. Bana acımanız için bu satırları yazmadım. Çünkü ben çok güçlüyüm. Belki tekerlekli sandalyede 42 yıldır hayatımı sürdürüyor olabilirim ama çoğu insana nasip olmayan bir aşkı ve hayatı yaşıyorum”
İşte tam da bu nedenle, hoyrat olmak yerine teşvik edici olmalıyız, acımak yerine fiilen mücadelelerine ortak olmalıyız, bazı sözde derneklerin zengin çay ve yemek davetlerine katılmak yerine amaç uğruna terlemeyi ilke edinmiş BEDD gibi derneklerin faaliyetlerine destek vermeliyiz, tek kişilik billboard olup böyle derneklerin halk arasında adının duyulmasını sağlamalıyız.
Yine Kemal Demirel’in gönül sesiyle sonlandıralım bu yazımızı: Her bir yolun kendine özgü hikâyesini dinlemek ve yerinde görmek adamı adam gibi yapıyor be dost...
Doç. Dr. Gamze Güngörmüş KONA
- Gamze GÜNGÖRMÜŞ KONA içeriği
- 10685 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder