Türkiye’nin Kaybı !

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Emre SARITEKİN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25/06/2013

Ülkemiz, kurulduğundan bu yana birçok oyuna şahitlik yaptı ve bu oyunlara maruz kaldı. İlk olarak 1839’da alınan borç, 1954’de bitirildi. Ama ne fayda? ‘Dış güçler’ durur mu? Müslümanların üzerinde oynanan oyunlar hiç biter mi? Bitmez. Borçsuz bir döneme ilk adımı 1954’de Merhum ‘Adnan Menderes’ iktidarında girdi ülkemiz. Kurtuluş Savaşı'nın ceremesinden ve tek parti iktidarının zulmünden ilk defa onun iktidarında uzak kaldı milletimiz. Borcu bitiren, Ezan-ı Muhammedi özüne döndüren bu lider 27 Mayıs 1960 darbesiyle milletin oylarıyla geldiği iktidardan indirildi. İndiren kim? ‘Askeri vesayet’! Şimdi kuracağım bağlantıya dikkat çekmek istiyorum. Dış borçtan ülkemizi kurtaran bu lideri kim neden iktidardan etti ve astı? Borcu biten bu ülkeyi tekrar borcun içine çeken ‘askeri vesayet’ neyi amaçladı? Hangi eller bunu istedi?

Evet, IMF’yle ‘samimi’ ilişkiler kurduğumuz dönem ‘askeri vesayet’ dönemidir. Bu dönemde alınan 16 Milyon SDR (o dönemde 1 ABD dolarına eşit para birimi) ile başlayan yolculuk nihayet 14 Mayıs 2013’te bitirildi. O dönemde ‘askeri vesayet’ sadece borç almakla kalmadı. Yapılıp da sorgulanamayan askeri harcamalar ve kaybolan 76 Ton altın da cabası…

Gelelim 12 Eylül 1980 darbesine…  Görevden alınan ‘Süleyman Demirel’… Dönemin başbakanı…

Kaybolan tonlarca altın, bir sağdan bir soldan asılan kişiler ve kardeşin kardeşi vurduğu bir ülke… Tabi darbeye zemin hazırlayan medyadan söz etmeyeceğim. Çalınan altının miktarı ülkenin böyle bir kaosa sürüklemesinde, medyanın neden aktif rol oynadığına kanıt niteliğinde.  Çalınan altın tam olarak 170 ton civarında.

Kaybeden kim? Kazanan kim? Medya neden ‘askeri vesayet’e yardımcı oldu? Bu altın ve çalınan para kimler tarafından kimin cebine girmesine yardımcı oldu? İşte tam bu noktada kazananın yine dış güçler olduğunu, kaybedenin yine Türkiye olduğunu göreceksiniz…

Dikkatinizi şimdi 'askeri vesayet- IMF' bağlantısına çekmek istiyorum. Darbe öncesi ülkenin askeri giderleri karşılayabilmesi ve bir takım 'darbe sever' odaklara para verebilmesi için IMF'den tam 1,250 SDR para alındı. Her yıl küçük rakamlarla borç alınan IMF'den, ülkemizin darbeden 3 ay önce rekor bir para alması ne gariptir...  İşte o tablo:

 

 

 

 

Ve 28 Şubat post-modern darbesi…

Recep Tayyip Erdoğan'ın son günlerde sürekli olarak yaşanan olaylar sebebiyle işaret ettiği lobi 28 Şubat’ın kazananıdır. 28 Şubat'ın kibirli paşalarından Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun '1000 yıl sürer' dediği 28 Şubat'ta yine ‘medya’ aracılığıyla yürütülen şeriat geliyor yaftası bu ‘faiz lobi’sine birebir kazandırmış, cebine 293 Milyar Dolar direkt olarak sıcak para şeklinde girmiştir. Bankalar bir gecede hortumlanmış, bu bile bu lobiye 50 Milyar Dolar kazandırmıştır. Faizler artmış çalışan ve kar eden büyük firmalar ‘şeriatçı’ diye fişlenmiş hisseleri tepe taklak edilmiştir. Oynanan bu ‘oyun’ yine ‘dış güçler’ tarafından oynanmış kazanan yine bunlar olmuştur.

Son olarak uyarmak ve söylemek istiyorum. Kaybeden Türkiye’nin en büyük aktörü medyadır. Kazanan Türkiye’nin en büyük aktörü ise millettir! Oynanan oyunları iyi okumalıyız. Tarih tekerrür etmez fakat benzerini yaşatır bizlere…

 

Sağlıcakla kalın…

 

Emre SARITEKİN

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Osmanlıdan kalan borçlar 1933

Osmanlıdan kalan borçlar 1933 yılında yapılan anlaşma çerçevesinde 50 yıllık bir vadeye yayılarak ödenmesi planlanmıştır. Yani bu borçlar zaten ödenmesi planlandığı şekilde ödenmiştir.Bu kısa hatırlatmadan sonra Menderes dönemi ile ilgili aşağıdaki bilgiyi paylaşmak isterim.

wikipedia'dan; "...1955 yılında ekonomide tıkanmalar başlamıştı. Dış borçlar giderek artıyordu, ödeme dengesi bozulmuştu, döviz girişi yeterli değildi. Bu durum ülkede çeşitli sıkıntılara neden olmaya başladı. DP meclis grubunda ekonomik gelişmeler nedeniyle huzursuzluk giderek artıyordu."

 

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.