Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- TÜSAK'a ve Baskılara Karşı Mücadele Sürüyor
- Muhafaza - Kar Sanata Karşı Sanat Maratonu
- Sanat Bunu Hak Etmiyor
- Politika Dergisi - Murat Çidamlı Mülakatı
- Sanat ve Politika
- Muhafazakar Sanat Algısına Alternatif Bir Bakış: Banknot Parada Sanatsal Yansıma
- Sanat ve Politika
- Sanatsız mısınız?
- Salonları Bile Yok
- Cumhuriyet ve Kültür
- Şiirde Evrensellik / Ulusalcılık
- Sanat ve Fazıl Say…
- Sanatın "Popüler Kültüre" Kurban Edilmesi
- Başbakanlık Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Sn.Aylin Çiftçi ve Milli Eğitim Bakanı Sn. Ömer Dinçer’e Açık Mektup
- Dünya Tiyatrolar Günü Vesilesiyle
Sahnelerimiz Kararıyor
Sanat asırlardır toplumlara ulaşmanın en etkili aracı olmuştur. İnsanlara; doğruyu, erdemi, güzeli, gerçeği söylemek için çeşitli yollara başvurmuştur.Tabii gerçekleri savunmak,insanlara kimler tarafından yönetildiklerini söylemek “bazılarının” canını sıkar. Halkın sırtından geçinen,onları birey değil de sömürülmesi gereken değersiz varlıklar olarak gören “yönetici” sınıfı buna örnek teşkil edebilir. Sanatın bir parçası olan tiyatro da “canı sıkılanlar”dan tarih boyunca payını almıştır.
Günümüze dönecek olursak tiyatro şu ana kadar yaşadığı baskıların en ağırını yaşamakta. Belkiduymuşsunuzdur. Bu aralar TÜSAK adlı yasa tasarısı gündemde. Bu tasarı onaylanırsa tiyatromuzu kara günler bekliyor. Tiyatronun ışığını söndürmeye çalışıyorlar. Bu tasarı ile Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı senfoni orkestraları, koro ve topluluklar kapatılıyor. Tiyatromuz özel şirketlere peşkeş çekiliyor.Sadece devletin istediği oyunlar, onların istedikleri şekilde oynanacak.Tehlikenin farkına varmamız gerekiyor yoksa artık tiyatromuz bizi aydınlatamayacak.
Bu tasarıya karşı geçtiğimiz günlerde Kültür Sanat-Sen “Kültür ve Sanata Siyasi ve Ekonomik Müdahalelere Karşı Alternatiflerimiz Çalıştayı” düzenledi. Sonuç deklarasyonu ise şöyle:
1. Siyasi iktidarların doğrudan sanatı ve kültürü yöneteceği ve sanatın ticarileştirilmesi anlamına gelen hiçbir yasa taslağını kabul etmiyoruz.
2. Ödenekli sanat kurumlarının yasaları korunmalı ve yasalarının emrettiği şekilde özel yasa ve tüzükler yapılmalıdır.
3. Kültür sanat alanındaki demokratik kitle örgütleri tarafından sanat kurultayı yapılmalıdır.
4. Siyasi iktidarların sanat ve kültür alanını tehdit eden hegemonyası ve piyasalaştırma politikalarına karşı kamuoyunun tepkisi örgütlenmelidir.
5. TÜSAK yasa tasarısı taslağına karşı gerçekleştirilecek eylem ve etkinliklerin takvimi belirlenmelidir.
6. Devlet sanatın nasıl olması gerektiğine müdahale edemez. Sanatın içeriği ve biçimi hiç bir siyasi iktidarın günlük politikalarının konusu yapılamaz. Devlet, siyasi iktidarların değişiminden etkilenmeyecek kalıcı yönetim politikası ile sanata özgür ortam yaratmakla yükümlüdür.
7. Sanat ve kültür alanlarına destek; ihale ve rant sürecine dönüştürülmemelidir. Sanat kurum ve kuruluşlarının belirleyeceği objektif kriterlerle destek oranları oluşturulmalıdır.
8. Bakanlıklarda ve yerel yönetimlerde ilgili kuruluş olarak korunacak ve yeni kurulacak tüm sanat kurumlarının özerklik prensibi, anayasada açık biçimde güvence altına alınmalı,uygulanmalıdır.
9. Ödenekli sanat kurumlarında iş güvencesiz istihdam kabul edilemez.
10. Sanat kurumlarında esnek, güvencesiz, sendikasız veangarya çalışma biçimlerine son verilmelidir. Bu konuda verilecek mücadele, kültür ve sanat için verilen mücadelenin ayrılmaz parçasıdır.
11. Sansür ve yasaklamalar asla kabul edilemez. Sansürle mücadele kültür ve sanat emekçilerinin en temel görevidir.
12. Siyasi iktidarların “genel ahlak kuralları” sanat için bir ölçüt olamaz.
13. Özerk sanat konseyinin hazırladığı yasa tasarısı taslağı güncellenmeli ve alternatif olarak değerlendirilmelidir.
Herkesi dayanışmaya davet ediyoruz.
Fikretcan UYAR
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Yeni yorum gönder