Galatasaray’a Darbe Girişiminde Taşeron Dönemi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Alp Giray

 

Işıl Alben’e…

Türkiye futbolu, bir çıkışın ya da çöküşün arifesinde. Ya halka ideolojik-politik-kültürel manada bir biçim verme aracı olarak görülen futbol anlayışına alternatif üreteceğiz ya da stadyumları ve tv’leri uyku tulumu, uyku hapı gibi yaşamaya devam edeceğiz. Bu konuda ise, ne yazık ki bir güç, özne değiliz; zira siyasetin bu denli belirleyici olduğu, ekonomiden bile önce, bir toplumsal formasyonda, aşağıdan yukarıya bir hareketi inşa etmenin güçlüğü ortadadır. Sanatı, kültürel algıyı, futbolu yönlendirebilmek, sadece yukarıdan aşağıya olabilecek bir iştir ve tekrarla, bu hâlihazırda pek zordur. Siyaseten güç olmaya çalışan, bizim tarafta diye görebileceğimiz yapılar mı; çoktan iktidarın ve başka oluşumların eteklerine, bilerek ya da bilmeyerek tutunmuşlar, işimizi zorlaştırmaktan başka işe yaramıyorlar. Buna rağmen, en azından bu kâbus günlerini şerh edip notlar düşmek gibi bir uğraş içinde olmaktan da geri durmamaya çalışıyoruz.

Zor günlere tanıklık ediyoruz. Kaderi bir zorba iktidarca çizilen bu mazlum milletin, babasından yadigâr, parasız pulsuz elde edebildiği tek şeyine; desteklediği futbol kulübüne dahi huzur vermiyorlar; zira bütün zorbaların yaptığı gibi, devleti ve devlet haline getirdikleri kafalarını daim kılabilmek için, her türlü toplumsal birlikteliği yönlendirmek, içselleştirmek gerektiğini biliyorlar. Senin bu yoksulluk, geleceksizlik, ümitsizlik, renksizlikle dolu dünyandaki iki kutsal şeye, takımının renklerine dahi cahilane biçimde ve öfkeyle saldırıyorlar. Hırsızlar, şikeciler, vurguncular, yolsuzluk ehilleri; bu konuda anında bir araya gelebiliyorlar. Artık öyle bir düzendeyiz ki, hakkında dava açılanlar, soruşturma yürütülenler, ceza verilenler; utanıp susacakları, saklanacakları yerde, daha fazla ve yüksek sesle konuşuyorlar.

Gs kulübüne yönelik saldırı, operasyon ve darbe girişimlerini burada anlatmaya çalışırken, andığımız karakterlere defaten değindik; ancak geldiğimiz nokta “enteres an”dır. Artık saflar netleşmiş ve sıklaşmıştır ve görmek isteyen herkes, bizim çok önceden tespit ettiklerimizi, yakın gözlüğü olmadan da görebilecektir.

Nerde kalmıştık, diye sorulabilir. Şurada kalmıştık; Gs, tarihsel genlerine gayet uygun bir refleksle, evvela 15 yaşında katledilen Berkin Elvan kardeşimizin cenazesine çelenk gönderip bu menfur, alçakça devlet cinayetini kınamış; sonrasında da Usta’nın keyfi kararı ile, tiwıtır’a erişimin yasaklanmasını kınayan bir bildiri yayınlamış, Gs’li oyuncular da Kayseri maçı öncesinde bunu yineleyen tişörtlerle ısınmaya çıkmışlardı. Fakat maalesef, Gs tribünlerinde tartışılmaz etki ve güce sahip ultrAslan taraftar grubu, bahsi geçen maçın hemen ardından, ki sonuç mağlubiyet idi, Ünal Aysal ve Roberto Mancini’yi istifaya davet etti. Önceden tasarlanmış, planlanmış bir provokasyon olduğu aşikar bu eylemle, Gs’nin içeriden yıkılma sürecinin başlatıldığını zaten belirtmiştik. Ancak daha önemli bir gelişme de, olaydan birkaç gün sonra yaşandı. Gs ne zaman bir başarı kazansa veya Usta’nın hoşuna gitmeyen bir iş yapsa olan şey yine oldu: Basına, “Gs’nin devlete ödemediği vergileri, bunların cezaları” vs. servis edildi. Öğrendik ki, Gs 54 Milyon Liralık borcunu ödememiş, bu yüzden buna bir 54 Milyon daha eklenmiş ve 108 Milyon Lira borç, acilen kulübe gönderilmişti.

Berkin’i anmak, tiwıtır yasağını eleştirmek, 108 Milyon Lira bu ülkede; hayat çok pahalı beyler, muhaliflik yapacaksanız evvela para biriktirin!

Takımın aldığı kötü sonuçlar, Avrupa’ya veda, şampiyonluktan uzaklaşma; süreci hızlandırdı. Havuz medyasının, ilk Chelsea maçının ardından Tugay Kerimoğlu istifa etti, haberleri ile, Gs’ye yönelik saldırıların nitelik değiştirip darbeye dönüştüğünü söyledik. Darbe süreci o zaman başladı ve Usta, Tff, Aziz Yıldırım, havuz medyası gibi bileşenleri olan ak futbol lobisi, bunda kısa zamanda çok mesafe kaydetti. Öyle ki, altı üstü 3 puanlık bir maç olan Gs-Fb derbisi, darbenin son adımına dönüştü. Bunun yönetim açısından sıkıntı doğuracağı açıktı ve olası bir mağlubiyette, o gün, taraftarın yöneticileri Arena’dan çıkarmayacağı dahi iddia edildi gastelerde. Şu konuşulan saçmalıklara, ki gerçekleşme olasılığı da var, bakar mısınız? Kendi stadında, yöneticilerinin öldürüleceği bir kulübe dönüştürmeye çalışıyorlar Gs’yi; kepazelik, bayağılık, alçaklık boylarına yaklaştı; ak futbol lobisi budur. Kemal Kılıçdaroğlu’na Meclis’te yumruk attıranlar; taraftar müsveddesi çapulculara neler yaptırmaz?..

Halihazırda; Usta, Gs’ye darbeyi, havuz medyasının desteği ile, üç tüzel ve gerçek kişiye havale etmiş; bunlara sözleşmesiz, usulsüz, geniş yetkilerle, taşeronluk sözleşmesi imzalatmıştır: 1- Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım, 2- Tff ve Yıldırım Demirören, 3- ultrAslan ve Veysel Giley. Ak futbol lobisi’ni tasfiye edebilmek, bunlarla mücadeleden geçiyor ve hakkını teslim edelim, Gs yönetimi, Ünal Aysal; bu konuda gayet iyiler.

6 Nisan’daki derbi, anlattığımız olayların ardından oynandı. Bir hafta sonraki mali genel kurulda da muhalefetin eleştirilerinin yoğunlaşacağı dikkate alınırsa; herkes için zor olacağı belliydi. Başkan rahatsız, Hoca tedirgin, futbolcular stresli, taraftar hırçındı. Aziz Yıldırım ve Fb, her zaman yaptıkları üzere, gerginliği tırmandırıp kendilerine yarayacak bir atmosfer yaratmayı bildiler. En iyi yaptıkları iş budur zira. Ersun Yanal, Fb’li topçular, yöneticiler; hepsi Gs’yi farkla yeneceklerini söylediler, bel altı çalıştılar; sonucun kendileri açısından hüsran olduğunu gördük; başka türlüsü olamazdı da; çünkü TT Arena sürülecek bir tarla değil, görkemli bir aslan yuvası idi.

Ünal Bey’i devirmeyi kafasına koymuş olan uA ise, bu özel günü lekelemeyi en başından kafasına koymuştu. Onlara verilen talimat gereği, Gs eğer kendi sahasında Fb’ye yenilirse, maç sonunda her türlü çirkinliği yapacak; Başkan ve Hoca, kulübü bırakıp kaçmak zorunda kalacak, Adnan Polat ve türeci fırsatçılar, kifayetsizler, yönetimi alacaktı. Saat 6’da başladı henüz olaylar. Fb’li topçuların sahaya çıkmasıyla provokatörler de sahnede belirdi. Özellikle Fb kaptanı Emre’ye yönelik küfürler, rahatsız ediciydi. Tabii küfürlerin kendisi bir yana, sorun şuydu: Tff, Gs’ye birkaç hafta önce bir uyarı yapmış, bir kez daha toplu küfür edilmesi halinde, Gs’ye seyircisiz maç oynama cezası verileceğini tebliği etmişti. O yüzden bu maçın tertemiz geçmesi lazımdı, ki, sezon sonuna dek, daha pek çok önemli maç vardı. Ama olmadı; uA, sahayı kapattırmayı kafaya koymuştu. (Ve saha maçtan sonra kapatıldı.) Bundan sonra, uA’nın kötü sonuç alınan her maç bunu yapacağını tahmin ediyorum. Ünal Bey’in bu konuda acil önlem alması gerekiyor. uA, kesinlikle uyarılmalı ve bunlara artık kesinlikle taviz verilmemeli. Yeni, muhalif, kitlesel bir taraftar oluşumu da artık şarttır ve bu konuda yıllardır samimi emek ve gayretleri olan değerli Gs’li yoldaşlarımız, bu konuda Gs yönetimi ile görüşmelidir. Bu, bağımsızlığa zarar vermez, tersine, gücü meşrulaştırır.

Hep söylüyoruz, Gs ne zaman bir başarı kazansa, gündem hemen değiştirilir ak futbol lobisi’nce. Yine öyle oldu. Maçın ardından, havuz medyasında, sadece Melo ve Emre arasındaki hareketler konuşuldu, konuşturuldu. Melo’nun ahlaksızlığından dem vuruldu. Hatırlıyorum; ilk yarıdaki maçta, Kadıköy’de Gs yenilmiş ve maç sonu, Fb’li topçular, sahanın ortasına gelip, önceden çalışıldığı belli bir mizansenle, tribündeki elli bin kişiye küfürlü tezahürat yaptırmışlardı. Peki, duyan gören var mı; bunun ardından Fb’li topçuların ahlaksızlığından kim bahsetti?

Bir basiretsiz, bir kukla, bir tüpçü; Tff Başkanı, ki Tayyip Futbol Federasyonu’dur, Yıldırım Demirören; havuz medyasının önemli kanallarından birine çıkıp, Felipe Melo’nun Gs’den gönderilmesi gerektiğini söyledi. Babası, telefondan Usta tarafından azarlanıp ağlatılırken, bunu da bütün memleket öğrenmişken bile zerrece utanç duymadan hala oturtulduğu o koltuktan kalkma gereği hissetmeyen bu zavallı; kalkıp Gs’ye akıl veriyor; bakar mısınız?

Onun değerli elemanı, takımını küme düşürülmekten kurtardığı, Yargıtayca şikeciliği tescillenmiş Aziz Yıldırım da geri duracak değil elbette; o da evvela kulüp adına sonra da kendi hesabına açıklamalarda bulundu maçın ardından. Bu zatın, Ünal Aysal’a yaptığı şahsi hakaretler bir yana; Fb olarak, Galatasaray’a yönelik suçlamaların geçtiği açıklamalarında, Gs ile paralel sözcüğünü aynı cümlede geçirdiler, ki, bu artık yüzsüzlüğün son noktasıdır. Bu nasıl bir kafadır ki, devletin mahkemelerince suç örgütü kurdukları ve şike yaptıklarına dair karar verilen adamlar, çareyi önüne gelen herkesi paralel ilan etmekte buluyorlar. Sırtını Usta’ya dayayıp etrafa salyalar saçmak, evet ayıptır; ama asıl suçtur. Bu günler elbet geçecek, atlarla itler tasnif edilecek, herkes hak ettiği ceza ile karşılaşacaktır. Ümidimiz var.

Galatasaray kulübü ve Ünal Aysal, tüm bu deli saçmalarına gerekli cevapları verdiler. Tekrarlamak gereksiz. Ama ekleyelim, Gs, ne Usta’nın paralel deyip Türkiye’deki her musibeti üstüne atmaya çalıştığı F tipi teşkilata ne de başka siyasi güç odaklarına yakındır. Gs, Ünal Aysal’ın büyük emekleri ile,  artık kimseye muhtaç olmayan, bağımsız hareket olanaklarına sahip, kurumsal bir kulüptür. Nitekim, dün itibari ile, mali genel kurulda da, idari ve ekonomik açıdan ibra edilmiş, kulüp üyelerince de takdir edilmiştir.

Bunun anlamı mı; Galatasaray, Akp darbesine direniş kararı aldı. Dosta düşmana ilan etmek de sakınca yok. Geri adım hiç yok.

(Geçen hafta, Gs yönetimi, bahsettiğimiz 108 milyon Liralık vergi cezası için uzlaşma talebini de geri çekti.)

Yaklaşık üç yıldır, Fb’nin bir tasfiyeye uğratılmaya çalışıldığını iddia eden tüm sol parti ve yayın organları; hala utanmazca Aziz Yıldırım’ı savunadursun; Galatasaray, başarılı olduğunda, sadece kendisini değil, Türk futbolunun namusunu da kurtaracak bir süreci, 13 Nisan’da, başlattı. Bundan sonra, her yer sarı her yer kırmızıdır!

Bu önemli güne de, çok ama çok büyük bir başarı eşlik etti, tesadüf müdür; Gs kadın basketbol takımı, Avrupa ligi finalinde, üstelik Fb’yi yenerek, şampiyon oldu.

Bundan böyle Nisanlar da bizimdir.

Her zaman olduğu gibi: “Bir de saman sarısı / Bir de özlem kırmızısı…”

 

Alp GİRAY

iletisim@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.