Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- "Artık Kaybedecek Bir Şey Yok!"
- Nâzım Hikmet'i Anlamak - IV
- Bir Yanlış, Dört Doğruyu mu Götürdü?
- Ne Yapalım, Takdir-i İlahi!
- Bir Türk Dünya’ya Bedel, Bir Başbakan Arap’a Derbeder!
- İsrail'in Önlenemez Terörü
- Köylülüğü Öldürmeliyiz!
- Bedelsiz Bedelli
- "Erzurum’dan Çevirmişler Yolumu" / Cumhurum, Sen Rahat Uyu (!)
- Gel Gel, Bak "Biz" Buradayız!
- III. Meşrutiyet
- Türban Sorunu Çözüldü mü?
- Humeyni'nin Ayak Sesleri
- Bencillikten Uzak Hizmet
- Birey Olmak
"Ne Oldu Bize?" / "Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan!"
“Kemalizm, küçük burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında, anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden Kemalizm soldur. Milli kurtuluşçuluktur.”[1]
Ya millet?
“‘İttihat ve Terakki’nin resmi, Kemalistlerin gayri resmi ideologu’ Gökalp’e göre ulus; toplumsal grupların en gelişmiş olanıdır. Eğitimde, kültürde, duygularda ortaklıktır.”[2]
Lakin duygularda ortaklığın olmadığı zamanlar da vardır. 12 Ocak 1963’te TBMM’de “Komünizm ile savaş komisyonu” kurulması kararlaştırılmış ve o tarihlerde MTTB* bir bildiri yayımlayarak:
“…Sol kalemlerin susturulması için hükümet nezdinde girişimlerde bulunacağız. İlgilenilmezse Türk gençliği olarak biz susturacağız. Bu güce sahibiz ve nasıl susturulacağını biliyoruz” denilebilmiştir.
Hatta;
“Gel bu cepheye yazıl
Düşman sana ram olsun
Öldürmezsen on kızıl
Yaşamak haram olsun”
Dörtlüğü ile Edremit’te Emekli Yarbay Enver Tuncalp’ın on kızılı öldürmeyenin Türk sayılmayacağını söylemesiyle son bulan dizeleri; Cumhuriyet tarihinde 1960’lı yıllarda kitleselleşen bir ayrımcılığı tetikleyerek kullanılagelmiştir.
Ulusun parçası olanları, ulusu oluşturan organizmaları (yurttaş) ve bu organizmaların bütünü olan; “Devlet”in babalığını, evlatlarına karşı bilindiği sertlikte göstere gelmesi ve dahi bu sertliğin tutarsızlık boyutuna varmasıyla “Ulus”u oluşturanların ayrışmasını hızlandırması anlaşılır değildir.
“Yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunmaktayız.”[3] diyen Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ı idam sehpalarına gönderen ulusu yaratan yurttaşların “Tam bağımsız bir Türkiye” sevdasını güttüklerini görmezden mi gelmiştir Devlet o gün?
Ve bu gün;
Tarikatlerin “tehdit” olmaktan çıkarılması tartışılıyorken, Kemalist ulusalcı çizginin tehdit halinde değerlendirilmesi bize neyi gösterir?
Ve 14 yıl önce Türkiye’nin tehdit altında olduğu tespitini yapan akademisyenin bu gün “iktidarın” ve “Pensilvanya’nın” sözcüsü olmaklığına ne denebilir?
En nihayeti haklıdır hocamız:
“…‘Suret-i haktan’ görünerek ve bilimsellik ve objektiflik adına yazabilmek için adamda surat olmalı.”[4]
Erdinc.Aydin@PolitikaDergisi.com
_____
[1] Mahir Çayan, Bütün yazılar, sy:325-326., Atılım Yayınları, 2. Baskı.
[2] Doğan Duman, Serkan Yorgancılar, Türkçülükten İslamcılığa M.T.T.B, Vadi Yayınları, Ocak 2008, 1.Basım, sy:20.
[3] Turan Feyizoğlu, Deniz-Bir isyancının izleri, Belge Yayınları, Ocak 1992, sy:271.
[4] Toktamış Ateş, Cumhuriyet Kitap,25.08.1994. Sayı 235, sy:7.
* MTTB= Millî Türk Talebe Birliği
- Erdinç AYDIN içeriği
- 7603 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder