Başbakan, Ekranlarda Daha Az Görünse Ve Konuşsa Ne Kaybedilir?...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Başbakan Erdoğan, siyaset dilini gittikçe kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı bir üslûba döndürmekte...

Sayın Erdoğan, İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği'nin iftar yemeğinde bir konuşma yapmış...

****

“Türkiye'deki imam hatip lisesi mücadelesi bir müminin hadiseler karşısında nasıl tavır takınması gerektiğine çok güzel bir emsaldir. Milletin değerlerinin yok sayıldığı, ayaklar altında alındığı süreçten geçtik. İbadethanelerimizin ahırlara, depolara, müzelere çevrildiği, kapılarına kilit vurulduğu, ezanın susturulduğu, yerine çirkin bir şarkının minarelerden söylendiği günlerden geçtik. Kuran'ı öğrenmek ve öğretmek yasaktı. Çocukların kendi dinlerini, kendi geleneklerini, tarihlerini ecdadını öğrenmeleri suçtu. Evinde belli kitapları bulundurmak dahi suçtu. Bir toplum kendi köklerinden, değerlerinden, kendi özünden koparılmak, kendisine yabancılaştırılmak istendi. Ağır zulümler yaşandı Zifiri karanlık günlerden geçildi. Öyle bir iklimde umudunu kaybetmeyen, imanını yitirmeyen, ağır imtihana göğüs geren gönül insanları ortaya çıktı. Bu insanlar isyan edip sokağa çıkmadı. Eline pala, molotof alıp dolaşmadı, elinde taş, sopa dolaşmadılar. Bu insanlar ellerine silah alıp dağa da çıkmadılar. Gayrimeşruluğu akıllarının ucundan dahi geçirmediler. Her tehdide, baskı ve zulme sabırla dayandılar ve ortaya bu eserleri çıkardılar. Eğer zulmün ve baskının en ağır olduğu günlerde ağabeylerimiz, büyüklerimiz umutsuzluğa, hüzne kapılsalardı belki biz bugün burada olmayacaktık.” (www.sabah.com.tr)

****

Dikkat ediyorsanız Sayın Erdoğan, yukarıdaki gibi konuşmaları çok sıkça yapıyor. Sanki bizler “dejavu” yaşar gibiyiz. Hemen hemen hergün, başbakan Erdoğan’ın hiddet ve öfke kokan demeçlerine ve söylemlerine maruz kalıyoruz...

Adalet ve Kalkınma Partisi; hem muhafazakâr demokrat bir parti; hem de tüm toplumu kucaklama derdinde olduğunu ifade ediyor. Bir ara, Sayın Erdoğan’a “balkon konuşmaları” hatırlatılmış ve tüm Türkiye’yi kucaklayabilecek daha sıcak dilin oluşturulması salık verilmişti.

Gerçekten de Sayın Erdoğan’ın kendisini dinleyenlere seslenişi veya hitabı, âdeta “dejavu” etkisi yaratmakta.

Yukarıdaki metni iyi okuyunuz, hatta tekrar okuyunuz; Sayın Erdoğan’ın nasıl aynı şeyleri tekrarladığını göreceksiniz.

Özellikle, iktidar, “İmam hatip” liseleri mevzusunu ve başörtülü kızların kapanma tasavvurunu çok fazla gündeme getirmekte.

****

Yukarıda kullanılan dil, toplumumuzu ayrıştırmakta ve kamplara bölmekte. Bu doğrultuda yapılan konuşmalar, ülkemizde mevcut olan elektriklenmeyi daha da arttırmakta. İnsanlar, sahip oldukları hayat tarzları üzerinden kamplara sevk edilmekte.

Sayın Erdoğan, ekranlarda olmasının avantajını, neden toplumda varolan öfkenin ve hiddetin yatışması meyanında kullanmaz? Gerçekten de Sayın Erdoğan kadar başka bir başbakan veya başkan var mıdır, ekranlara çıkan? İktidar merkezli konsolidasyondan ötürü medyanın siyasal zihniyete göre yenilenmesi ve dönüştürülmesi de, ayrıca bir sorun olarak durmakta. Ekranlar vasıtasıyla insanlarımıza birtakım değerler empoze edilmeye çabalanmakta. Devlet kanalında bir programda bir İlahiyatçının, “Hamile kadınların sokakta gezmesi terbiyesizliktir” demesi, ister istemez insanların aklına “acabaların” üşüşmesine vesile oluyor. Belki, iktidardan ve iktidar zihniyetinden bağımsız ve müstakil bir değerlendirme bile yapılmış olsa, bunun faturası da hükümete çıkarılmakta.

Daha önce de belirttiğim gibi, siyasal iktidarın elinde, toplumumuz üzerindeki elektriği alabilecek imkânlar ve fırsatlar ziyadesiyle bulunmakta. Ama, görüldüğü gibi iktidarın başı Sayın Erdoğan, siyasal geçmişinde biriktirdiği öfke, kin ve hasımsızlıkları katıldığı iftar yemeklerinde veya toplantılarda sert bir üslûpla vurgulama yolunu, yatıştırma ve teskin etmeye yeğ tutmakta...

Bence Sayın Erdoğan, Ramazan ayından istifade ederek ekranlarda daha az görünse ve ülkemizi çatıştıracak dil kullanımından vazgeçse fena mı olur?

****

Toplumca şu birkaç senedir çok fazla yorulduk ve yıprandık. Gereksiz yere birbirimizi hırpaladık. Aynı topraklar üstünde birbirimizi hasım ilan etmekten geri durmadık. Siyasal ömrümüzün ve iktidarımızın devamı için, elimizden gelen her türlü sorun yaratıcı mekanizmaları kullandık. Gerçekten de bu hengâmede olan toplumumuzun gelecek hedeflerine ve refah payımıza oluyor.

Din sömürüsü ve tacirliği üzerinden siyaset etme refleksi, ülkemizdeki dirliği, birliği, bütünlüğü ve esenliği olumsuz yönde etkilemekte...

Sayın Erdoğan’dan hep aynı nameleri dinlediğimiz sürece ve mazide kalmış nakaratların tekrarlanması suretiyle, toplumsal kaynaşmayı tesis edebilmemiz mümkün değil.

Ülkemiz senelerce böyle sürgit didişerek mi yol alacak? Evet, bazılarının ifade ettiği gibi, belki Taksim Gezi Parkı eylemlerinden bir siyasal parti veya iktidar alternatifi çıkmamış olabilir... Aynı şekilde burada toplanan insanların Tayyip Erdoğan muhalifliğinden başka plan ve programları da olmayabilir... Yalnız, gözden kaçan bir husus var: Y kuşağı da denilen bu gençler sayesinde çoğunluk demokrasinden ziyade, “katılımcı ve çoğulcu demokrasi” kültürünün içselleşmesinin önü açılmıştır... En azından toplumda bir farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır... Sayın Erdoğan, geçmişte yaşadıkları eza ve sıkıntılardan yola çıkarak, “bugün” tahlili yapmakta. Fakat, 2013 Türkiye’si, 1950 öncesi tek parti Türkiye’si değil... Artık, iktidar da ve güç te İslamî bir hareketin elinde. 10,5 yıldır toplum üzerinde tasavvur ettikleri değişiklikleri, “istedikleri ve diledikleri” gibi gerçekleştirebilmekteler.

10 yılın sonunda hükümet etmekte olan bir partinin, geçmişten dem vurarak yakınma ve dert yanma konumu olabilir mi? Bence, toplumumuzun biraz nefes alabilmesi ve kendisini yenileyebilmesi için, siyasal çatışmalardan uzak durması gerekir. Yine, bu mübarek Ramazan ayı, bahsettiğim dinginlik için bulunmaz fırsattır. Daha önce söylediğimi bir kez daha yinelemek istiyorum, acaba Sayın Erdoğan, ekranlarda daha az görünse ve konuşsa ne olur veya ne kaybedilir?  

 

Erhan SALMAN

erhan.salman@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.