Eyalet Olmak Zor!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Hadisenin kaynağı, ABD başkanı George Bush ve yardımcısı Dick Cheney'in ekibini oluşturan Amerikan Girişim Enstitüsü (AEI, American Enterprise Institute) kuruluşundan ABD Savunma Bakanlığı'na getirdiği şahinler (Neo-Conlar) adıyla anılan kişilerin Irak'ı işgal etmek istemesi ve Türk hükümetinden ABD silahlı kuvvetlerinin Kuzey Irak'a serbest geçiş 

yapabilmesi ve Adana'da bulunan İncirlik Hava Üssü'nün Amerikan keşif ve ağır bombardıman 

uçaklarına açılması talebinin TBMM tarafından 1 Mart tezkeresi olarak adlandırılan tezkere ile reddedilmesidir. Bu olayın sonrasında ise Irak'taki direnişin uzaması, işgalin ABD Hazinesine 3 trilyon dolar'a patlaması, ABD Doları'nın büyük değer kayıpları ve petrol fiyatlarının kısa zamanda varil başına 20 dolardan 100 dolara çıkması neticesinde George Bush'un Cumhuriyetçi Parti'sinin 2006 Meclis ve Senato seçimlerinde yenilgiye uğraması…

Sen ki, ABD’nin bir eyaleti olarak, nasıl ABD’nin çarkına somak sokarsın. Böyle kafana geçirirler çuvalı… Senin başına çuval geçiren komutanı da CIA başkanı yaparlar, sen de o adamı böyle devlet erkanıyla karşılamarsın. Zor vesselam ABD eyaleti olmak.

Joe Biden

Tam adı Joseph Robinette Biden. 69 yaşında.

ABD'nin iki numaralı ismi olmasının ötesinde yakın siyasi tarih açısından da çok önemli bir politikacı.

1973'ten 2009'a kadar Delaware Senatörü olarak görev yaptı.

Tarihte en uzun süre senatörlük yapan 15'inci isim.

Çok tecrübeli. "Kurt politikacı" diye tabir edilenlerden.

Yani neyi, nerede, ne zaman, nasıl yapması gerektiğini iyi bilen...

Senatörlük yaptığı dönemin önemli bir bölümünde, gerek Ermeni "soykırım" tasarıları gerekse de silah satışı gibi kritik konulardan dolayı bizim de yakından bildiğimiz bir oluşumun yani Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin üyeliğini ve başkanlığını yaptı.

1991 Körfez Savaşı'na karşı çıktı. Ama oğul Bush'un 2003'teki Irak işgalini destekledi.

İki kez Demokrat Parti'den başkan adayı olmaya niyetlendi. İkisinde de başarısız oldu.

Sonunda Obama'nın Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi.

Bugün Obama yönetiminde dış politika konusunda en tecrübeli isimlerden birisi.

Biden, en Türkiye karşıtı senatörlerden biri olarak ün yapmış bir isim.

Hatta 1990'ların sonu, 2000'lerin başında Türk basının taktığı isimle "densiz senatör".

Rum lobisine yakın.

Hatta dönem dönem Türkiye karşıtlığı söz konusu olunca Ermeni lobisiyle de dirsek teması kurmaktan kaçınmayan bir politikacı.

Ancak tüm bunların içinde belki de en unutulmazı merhum Başbakan Ecevit ve merhum Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile yaşadığı diyalog.

Tarih 1999. Yani 12 yıl önce. Ecevit ve İsmail Cem ABD'ye gidiyor, siyasetin önde gelen isimleriyle görüşüyor.

Biden da salonda. Söz alıyor ve şu diyalog yaşanıyor:

Biden: ABD'ye muhtaçsınız. Ancak ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı yok. Kredi ihtiyacınızın da olduğunu biliyorum. Kıbrıs sorununu çözün, istenenleri yerine getirin, size yardımcı olalım. Aksi takdirde hiçbir yere varamazsınız.

Cem: Kıbrıs'ta bir yere varamazsak varamayız. Buraya avuç açmaya gelmedik.

Ecevit: Kıbrıs meselesi 1974'te bitmiştir. Anladınız mı Sayın Senatör...

Biden o dönemde Clinton yönetiminin Türkiye'ye helikopter satışına da yine Kıbrıs'ı bahane göstererek karşı çıkmış, ancak daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı'nın devreye girmesiyle itirazını geri çekmişti.

Biden'ın siciliyle ilgili bir başka çarpıcı örnek de "soykırım mektubu".

2003 yılıbda bir grup senatör, Bush'a sözde Ermeni soykırımını tanıması çağrısı yapan bir mektup yazdılar.

Biden mektuba imza atanlardan birisi.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'den fırtına gibi geçti.

Ankara'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile kucaklaştı.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ı evinde ziyaret etti, yandaş basının demesiyle Tayyip ona  ayakkabılarını çıkarttırdı!

Samatya'da kebap yedi, pazardan alışveriş yaptı.

Wall Street Journal’ın internet sitesinde yer alan “Washington Wire” blogundaki habere göre, Biden, 45 dakika olması planlanan görüşmenin, Erdoğan'ın nekahet döneminde olmasına rağmen iki saate uzadığını belirtti.

ABD Başkan Yardımcısı, görüşme sırasında Erdoğan’ın danışmanlarının sık sık odaya girerek Başbakan’a, “Doktorlarınız artık görüşmeyi bitirmeniz gerektiğini söylüyor” yazılı notlar ilettiğini, buna rağmen Erdoğan'ın sohbeti sürdürdüğünü ifade etti.

Erdoğan’la birbirlerini 10 yıla yakın zamandır tanıdıklarını da söyleyen Biden, “Önemimi ya da Erdoğan’la ilişkimi abartıyormuş gibi görünmek istemiyorum. Ama o görüşmede ikimiz de birbirimizi dinledik. Benim bakış açımı samimiyetle dinliyor ve karşı çıkmıyordu” dedi.

Ne demiştik, eyalet olmak zor vesselam. Tabii ki dinleyecek ve karşı çıkmayacaksın. Zaten sular ısınıyor.

Abromowitz,   geçen hafta Stratejik Araştırmalar Merkezi CSIS ve Teksas Hristiyan Üniversitesi (TCU) tarafından düzenlenen konferansta;

‘Erdogan hükümeti süreci götüremedi. Giderek otoriterleşti.. Ortalık karmaşa içinde. İsrail’le ilişkiler bozuldu.’ ‘Kürt  açılımını eline yüzüne bulaştırdı.‘Erdoğan’ın  Obama ilişkisi dışında iyi götürdüğü bir şey yok..’ ‘Türkiye model olamaz.. Olacak olsa bile bu Erdoğan ile olmaz!’

Ne demişti Celal Bayar 1957 senesinde;

"Öyle ümit ediyoruz ki, 30 sene sonra bu mübarek memleket 50 milyon nüfusu ile küçük bir amerika olacaktır."

Yoksa yine başaramadık mı hakkıyla ABD eyaleti olmayı…

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.