Altın Yakalı İşçiler

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Sanayi devrimi, insanların yaşamlarını değiştirdiği gibi, üretim biçimini de değiştirmiştir. Nasıl ki, daha önce içpiyasa için üretim yapılıyorsa; endüstriyel üretimle birlikte global pazara dayalı üretim anlayışı yaygınlaşmaya başladı.

Hızlı kentleşme ve modernleşme, üretim ve ticaretin anlamını değiştirdi. Kapitalist ekonominin öne çıkan iki tip çalışan profili vardır. Bunlardan biri; üretimin fiziki mekânda bant sistemi üzerine dayandırıldığı, aşırı işbölümü ve uzmanlaşmanın nitelediği “mavi” yakalı işçiler. Diğeri ise, ofiste ya da büroda çalışan, “beyaz” yakalı işgörendir. Aslında, burada, beyaz yakalı da, işçi tanımlaması içindedir. Fakat, daha çok literatürde, beyaz yakalı işçi, yani bilgi işçisi olarak geçmektedir.

Devlet sektöründe ve özel sektörde üretimin planlanması, üretim süreçlerinin tayin edilmesi, üretimde nasıl bir tekniğin uygulanacağı, çalışan personelin koordinasyonu, kontrolü, denetimi, ticari faaliyetlerin düzenlenmesi gibi, rutin işlerin yapılması, üretimin fiziki boyutunun dışında, başka bir mekânsal gereksinimi doğurdu.

Organizasyonların, yönetim ve yönetişim faaliyetlerinin düzenlenmesi, ofisleri ve ofislerin dizaynını önplana çıkardı. Tabii bunlar, yönetim ve yönetime bağlı diğer işlemlerin; düzenli, etkin, verimli ve aksamadan ifası bakımından büyük avantajlar sağladı. Fakat, bunun ister görülmek istenmeyen; ister kabul edilmeyen sosyolojik ve ekonomik maliyetleri de oldu.

Ekonomik sorunların başında, sabit giderlerin epey fazlaca olması gelmiştir. Büro ve büro çalışmaları deyince, akla kırtasiye, yazışma, raporlama ve dosyalama gelmektedir. Bunların yapılabilmesi için de, daha fazla yönetim gideri tahsisine ihtiyaç duyulmuştur.

Yönetim ve çalışma ilişkilerindeki değişimlere paralel olarak, çalışma yerinin koşulları ve ergonomi anlayışı da değişime uğradı. Özellikle, küreselleşmenin hız kazandığı süreçte, en fazla dillendirilen konuların başında, “Home Office” anlayışı geldi. Evden çalışma ya da sanal ofis denen bu çalışma, insanların daha az stres yaşamalarına; hem de zaman tuzaklarına daha az yakalanmalarına vesile oldu.

Evden çalışma ya da sanal ofis çalışma modelinin işverenlerce de makbul görülmesi, işgörenler açısından da, bu yeni çalışma düzeninin ve ilişkisinin benimsenmesine neden oldu. Özellikle, ortak mekânlarda çalışma zorunluluğunun getirdiği stres, birbirini çekememe, iş veriminin çalışılan yerin fiziki şartları nedeniyle düşmesi; bu yeni konseptin daha fazla kabul görmesini sağladı.

Tabii bu gelişmeler, ileri teknoloji ve bilginin önemini arttırdı. Kullanılan teknolojinin düzeyinin artması, bilgiye sahip olmanın kâfi olmadığı; bilakis bu bilgiyi teknoloji ile entegre eden işgören profilini öne çıkarırken; klasik büro çalışanı “beyaz” yakalı ve “mavi” yakalı işçilerin yerlerini de, tehdit etmeye başladı. Sanırım, her değişim, insanoğlunu farklı bir çağa iterken, sosyal ve ekonomik yapının değişmesini de elzem kılıyor.

 

Erhan SALMAN

erhan.salman@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.