AKP'nin Amiral Gemisi Sağlık Batıyor…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Son dönemlerde AKP hükümetinde bir telaş, bir telaş sormayın. Bir yandan yeni anayasayı çıkarmak için akla ziyan bir acelecilik ve telaş, bir yandan da teröristlerle anlaşıp ülkeyi eyalet sistemine götürecek adımları daha hızlı atabilmeye çalışıyorlar. İşgal edilip denetim altına alınmış istatistik kurumları ekonomi iyi gidiyor dese de yine kendi verdikleri rakamlar gerçeğin hiç de öyle olmadığını gösteriyor.

Nelerin karşılığında Türkiye’ye aktığı belli olmayan sıcak paranın herhangi bir nedenle kesilmesi durumunda kağıttan kalelerin yerle bir olacağı korkusu her düşünme yeteneğini kaybetmemiş insanda büyük bir tedirginlik yaratıyor.

AKP lafçıları bütün bunlara bazen bağırarak, bazen okşayarak bir cevap veriyorlar. İşler şimdilik bir şekilde yürüdüğü için de o malum oy deposu günün kurtulduğuna bakıp çok da tepki vermiyor.

Bu oy depolarının oluşmasındaki en büyük etkenlerden biri de sağlık politikaları idi. Alınan kararların, yapılan işlerin, günü kurtarmaya yönelik olduğunu görenlerin itirazları ise yaratılan sahte baharın etkisi ile duyulmuyordu. Neydi slogan? Herkes beklemeden muayene olabilecek, sağlık hizmetlerinden yeterli biçimde faydalanabilecekti. Oysa gerçek, sağlık sisteminin hızla özelleştirilmesi, parası olmayanın sağlık hizmeti almasının imkânı olmayan bir sisteme geçilmesiydi.

Durumu fark eden yazarlar uyardılar, doktorlar, eczaneler eylemler yaptılar ama malum lafçılar, doğru veya yanlış konuşma kaygıları olmadan herkesin yalancı bir kendilerinin doğrucu olduklarını iddia ettiler. Yandaş medyaları vasıtası ile de oy deposunun beynini yıkamaya devam ettiler.

Bu günse özellikle büyük şehirlerde sağlık sorunu giderek bir kangren görüntüsü vermeye başladı. Hastanelerden günlerce alınamayan randevular, araç gereç yetersizliğinden en basit işler için bile özele sevk edilen hastalar, karşılanmayan ve hastadan temini istenen ilaç ve sağlık gereçleri ile halkın soyulması gibi bir çok neden artık büyük şehirlerde devlet hastanelerinden şifa bulmayı bir torpile ve yanında şansa bırakmış durumdadır. Şimdilik küçük yerlerde durum hala idare edilebilir vaziyette. Hastaneye gidenlerin ceplerinden bir yığın para çıkmasına rağmen belki günlerce randevu beklemiyorlar veya bir ulturason için haftalarca öteye randevu almıyorlar. Ancak büyük şehirlerde başlayan hastalığın küçük yerlere de ulaşması çok uzun sürmeyecektir.

Bir başka rezalet de Genel sağlık sigortası ile ilgili gelişmelerdir. İlerisini gerisini düşünmeden veya insanları vatandaş değil de bir mecburi müşteri veya köle olarak gören zihniyetin duvara toslayacağı kesindi. Tosladı da. Biliyorsunuz, yılbaşından itibaren herkes sigortalı yapıldı. 18 yaşından küçük çocuklar, yeşil kartlılar, işçiler, memurlar, emekliler zaten sigorta kapsamındaydı. Bunun dışındaki nüfus, gelir seviyesine göre ücretsiz veya 38 ila 230 lira arasında değişen tutarlarda pirim ödeyerek sisteme girdi. Bu arada hiç gelir testine gitmeyip de SGK tarafından gıyabında GSS tescili yapılan vatandaşlar var. Bunların sayısı bir milyona yakın ve borçları beş milyar lirayı (eski para ile beş katrilyon) aşmış durumda. Bunlara tespiti yapılmış ama bu ücreti ödeyemeyenler dâhil değil. İşte bu durum AKP hükümetini kara kara düşündürüyor. Eğer bu kesimin tamamı onlara oy vermeyen %50 içinde olsa sorun yok. Dayarsınız hacizi ciğerlerini sökersiniz. Ama durum farklı. Bunların büyük bölümü oy deposundan. Bunlara salınacak bir haciz pek ala domino etkisi yapabilir.

Neresinden bakarsanız bakın sağlığı özelleştirmek için yapılan keyfi ve yanlış uygulamaların sonucu amiral gemisi olan sağlığın batma noktasına geldiğini gösteriyor. AKP, telaşında hiçde haksız değil…

İzmir…

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.