Kasım 2012

Bye Bye Türkiye'm

Yazar: 
Halit DURUCAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
19.11.2012

Kemal Atatürk’ten sonra göreve gelen hükümetlerin milli çizgiden yoksun politikalar izledikleri malumdur. Bu yanlış politikalar, siyasi-iktisadi ve sosyal boyutlarıyla kendini göstermiştir. Görevde bulunan hükümetler, ülkemizin içinde bulunduğu mevcut sıkıntıları aşabilmek için birtakım politikalar geliştirmişlerdir; ancak ne hazindir ki, kronikleşen sorunlar bir türlü çözülememiştir. Hükümetlerin, iyi niyetle ve vatanperver bir ruhla ülkeyi idare ettiklerine bir an kendimizi inandırdığımızda, akıllarda yığınla ‘acaba’ oluşmaya başlayacaktır. Ekonomi neden hedeflenen noktaya getirilemiyor? Siyaset neden tıkanıyor? İşsizlik neden önlenemiyor? Sağlıkta reform neden yapılamıyor? Eğitim sistemimizi kimler şekillendiriyor; bu garip uygulama hangi aklın ve mantığın ürünüdür? Madenlerimiz ve topraklarımız niçin ve kim için satılıyor? İstihbaratımız hangi gerekçeyle ve kimlerin isteği ile müttefiklerimizin paylaşımına açılıyor? Neden PKK terörünü bitiremiyoruz? Nedir bu dinlerarası diyalog? Dinlerarası diyalogu kimler planladı; bu projenin hedefi nedir? Nedir BOP Eşbaşkanlığı? Ülkemizin BOP eşbaşkanını kimler, niçin seçti? Fethullah Gülen kimdir? Bu zatın çalışmaları gerçekten Müslüman Türk Milleti’nin hayrına mıdır? Bu zatın CIA ve FBI ile ilişkileri nelerdir? Bu zat, niçin Türkiye’de faaliyet göstermiyor da, ajanların cirit attığı Pansilvanya’da faaliyet gösteriyor. Nüfusunun %90’ı Müslüman olan Türkiye’de zina hangi gerekçelerle yasamızdan suç olmaktan çıkartılıyor? Bu yasanın yürürlüğü girmesiyle zina ve fuhuş olaylarında %400’lük bir artışın olduğunu hangi yetkili, hangi kimlikle ve hangi din ve ahlak kurallarıyla açıklayacak? Cuma hutbelerinden Al-i İmran Suresi kimlerin isteği ile uygulamadan kaldırıldı? Yoksa bu dinlerarası diyalog rüzgârlarının bir sonucu mudur? Yine nüfusunun %90’ı Müslüman olan ülkemizde domuz eti hangi gerekçelerle kasaplık et statüsüne alınmıştır? Bunu kim, niçin istedi, açıklanmalıdır? Ergenekon davaları gerçekten bir ABD planı mıdır? Şayet ABD planı değil ise; aylarca ve hatta yıllarca suçları ispat edilemeyen generaller, subaylar, yazarlar, milletvekilleri ve bazı bilim adamları hangi gerekçelerle cezaevinde tutuluyor? Tutuklu bulunanların delilleri karartacağı kanaati hangi aklın ve mantığın ürünüdür? Delillerin yetersiz kalması sonucunda hâkimlerin veya savcıların kanaatlerini öne çıkartmaları ne kadar akli ve ne kadar vicdanidir? Ülkemiz neden son on yıldır ajanların at oynattığı bir ülke haline geldi? Bu ajanların hangi gerekçelerle ve hangi sıfatlarla ülkemizde ve hatta mecliste at oynattığı kamuoyuna açıklanmalıdır! Akdeniz’de petrol aramamızı hangi küresel güçlerin, hangi gerekçelerle engellediği kamuoyuna açıklanmalıdır. ‘Torosların Kaplanı’ olarak bildiğimiz, Kıbrıs Davası’nın savaşçısı Rauf Denktaş’ın, hangi küresel güçlerin isteği ile saf dışı bırakıldığı, saf dışı bırakan hükümet tarafından mutlaka kamuoyuna açıklanmalıdır.

Süreç Araştırma Merkezi ve Ezan, Çan, Hazan

“Ezan, Çan, Hazan” Belgeselini izledikten sonra Antakya’ya vurulmuştum. O gün bu gündür aklımdaydı gitmek. Kısmet, Süreç Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Ortak Yarın : Hatay” toplantısı vesilesiyle orada bulunmakmış.

BM'nin Büyük Ayıbı

Arşivlerdeki tarihimizi belgeleyen dokümanları ve belgelerini incelediğiniz vakit Kıbrıs adasına Türklerin, Osmanlı Devletinin 1571’de adayı fethetmesinden sonra geldiğini değil, fetih tarihinden asırlar önce adada bulunduklarını ve adanın kaderi üzerinde rol oynadıklarını görürsünüz.

25 Kasım Direnişi

Bir erkek olarak, kaçıncı kez kadına dair bir sorunla ilgili yazdığımı hatırlamıyorum. Bunu bir ikilem olarak görenler de olabilir. Açıkçası onu da umursamıyorum. Kadına şiddet olgusu, özel çalışma sahalarımdan biri olduğu için bu konuda yazmaya devam edeceğim.

İran’a İnsani Yardım Yapmalıyız

ABD’nin ve Avrupa Birliğinin İran’a uyguladıkları yaptırımlar gerçekten İran halkının ve İran’ın tüm sanayisi ile dışsatımını çok olumsuz etkilemeye başladı. ABD ve AB İran’a “Ya Nükleer Santralı denetime aç ve ağır su üretimini durdur ya da biz seni çökertiriz” diyor ve acımasız bir yaptırım uyguluyor.   

Koruyucu Aile Muhtaç Çocuklar İçin Tek Çıkar Yoldur

Yazar: 
Sedat ERGENÇ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25.11.2012

1. Giriş:

Koruyucu Aile modeli korunma ve bakım altındaki çocukların bakımına yönelik bir model olarak ülkemizde yıllardır uygulanan, ancak bir türlü beklenen yararın sağlanamadığı bir bakım hizmet modelidir.

Açılımın Yeni Sloganı; “Silahlar Bırakılmalı!”

23 Kasım 2012 tarihinde Erdoğan, açlık grevlerinin sona ermesinde Öcalan’ın da rolünün olduğu ve muhtemel bir ateşkes için devreye gireceği yönündeki iddiaların sorulması üzerine şöyle konuştu: Silahların susturulması çözüm değil, silahın bırakılması lazım. Silah teröristin elinde duruyorsa bu çözüm değildir. Vakti saati geldiğinde silahlar yeniden patlayabilir. ‘Biz farklı ülkelere gidebiliriz’ derlerse olabilir. Örgütün önemli bir kısmı Kandil ve Mahmur’ da bulunuyor. Bunlar farklı ülkelere gitmek isterse gidebilir.”

Türk Kadınlar Birliği Paneli ve Zihnimde Kalanlar

23 Kasim'da Öğretmenler Günü vesilesiyle bir konuşma yapmak üzere kurumsal kimliğine ve sosyal hedeflerine içtenlikle saygı duyduğum Türk Kadınlar Birliği'nin Kadıkoy Şubesi tarafından davet edildim. Beğenilmek, tercih edilmek fevkalade güzel ve özeldir. Ancak, ben yine kimseleri memnun edemedim, yine hiç bir yere ait olamadım, yine işitilmek isteneni söylemediğim için dinlenmek istenmedim, yine  "şuncu buncu" dediler, yine etiketlendim yine ötekisi olarak bellendim. Benim de kaderim bu demek, kimselere yar olamamak, hiç bir yere ait olamamak, hep yalnız ve sadece vicdanımla baş başa yaşamak.

Gazze Saldırısının Gerçek Nedeni

İsrail’in Gazze’ye saldırısı boşuna değil.

1948 yılından beri Araplarla yaptığı ve kazandığı her savaş İsrail’e toprak ve bölgede üstünlük kazandırırken, Araplara da bir gün İsrail’i nasıl yeneceklerinin yöntemini öğretiyor. Elbet bir gün bunu başaracaklar.

“Patriot” Füzeleri Türkiye’ye Niçin Getiriliyor?

20 aydır sınır komşumuz ve tarihsel akrabamız Suriye’de kanlı bir iç savaş sürmektedir. Bir buçuk, iki seneden beri Kuzey Afrika’da esmeye başlayan “Arap Baharı” bir türlü Suriye’ye gelemedi(!) Bu iç savaşa AKP hükümeti aktif taraf olmuş, Suriye’de isyan çıkaran çapulcu ve terörist takımına madden ve manen destek olmuştur. Halen bu uğurda Türkiye büyük bir ekonomik, siyasi ve diplomatik fatura ödemektedir.