Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için; “Atatürk armağan etmedi bu bayramı, Atatürk onu yapmadı, Atatürk bunu yapmadı” diyenler var… İçlerindeki kini, öfkeyi bu sözlerle bastırmaya çalışıyor.
Bir milleti yoktan var eden, Cumhuriyet’i kuran, düşmanları topraklarımızdan arındıran bir önder daha ne yapmalıydı?
Türk milletine inanmayıp bir Cumhuriyet kurmasaydı…
İlke ve İnkılâpları olmasaydı…
Dünyaya bakış açısını Yurtta sulh, Cihanda sulh sözleri ile benimsemeseydi…
Öğretmenler yeni nesiller sizin eseriniz olacak sözleri ile öğretmenlere güvenmeseydi…
Hasta yatağında annesini bırakıp yurdu kurtarmaya çalışmasaydı…
Ne olurdu?
Ya da…
Yetim büyüdü diye isyan etseydi varoluşuna…
Hain ilan edildiğinde ordunun komutasını bıraksaydı…
Çocuğu olmadığı için çocuklara inanmasaydı…
Hastalığında “Ankara’ya gidelim. Ne olacaksam orada olayım!” sözleri ile Türk doktorlarına güvenmeseydi...
Ne olurdu?
Söyleyeyim,
Türkiye Cumhuriyeti olmaz,
Tüm etnik kökenleri ile vatan topraklarında yaşayan her milletten insan, tek bayrak, tek dil, tek devlet çatısı altında toplanmazdı.
Düşünce özgürlüğü ve kuruluşların dini düşünce ile dini kuruluşların etkisinden bağımsız olmaları sağlanamazdı.
Toplumda, en yüksek hürriyetin, eşitliğin, adaletin sağlanması ve istikrarın korunması ancak milli egemenliğin sağlanması ile devamlılık kazanacağından; hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası “milli egemenlik” oluşturulamazdı.
23 Nisan 1920 tarihi Türk milleti için bu yüzden büyük önem taşır.
Atatürk’ün 1924’te İlk Meclis’in açılış tarihi olan ’23 Nisan’ gününü bayram olarak kutlanmasını istemesinin ardında çocuklara olan sevgisi ve güveni yatıyor. “Bugünün küçükleri yarının büyükleri” diyerek çocukların toplumların gelişimi için ne denli önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.
Atatürk’ü karalama haberleri, kendilerince bir misyon, bir lider benimseyenlerin çakma duyguları ne çocukların bayramına gölge düşürebilir, ne de milletin egemenliği sarsabilir. Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda, gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri almaya, uygulamaya azimli ve kararlı olmaya devam ettiği sürece.
Aksi halde egemenliğinden, milli benliğinden yoksun bırakılmış bir milletin varlığından söz edilemez.
Hadi, çocuklar,
Hadi, dünün çocukları,
Hadi, armağan edilen bu bayrama sahip çıkarak, bayraklarla, balonlarla tadını çıkartarak yaşayalım, yaşatalım…
Nuran.talay@politikadergisi.com [2]
Bağlantılar:
[1] http://www.politikadergisi.com/pd-uye/nuran-talay
[2] mailto:Nuran.talay@politikadergisi.com
Yorumlar
"Boğazdaki hasta adam"
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün güzel bir sözü daha var; "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir." diye. Kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kocaman kocaman harflerle ölümsüzleştirilmiştir bu söz. Ancak içinde bulunduğumuz şu dönemde egemenlikten söz etmek mümkün değil. Boğazdaki adam hasta! Canım acıyor.
23 Nisan
23 Nisan bayramımız kutlu olsun. Sonsuz teşekkürler ölümsüz Atatürk'ümüze.
ANLAMINI BİLMEK..!
Milli günlerimizin mana ve anlamını bilmedikten sonra,bazı dinci,tarikatçı,ümmetçiler tarafından istismar edilmeye mahkumdur.Bu nedenle,Cumhuriyetin aydınlık öğretmenleri,bu Milli günlerimizin değerini çocuklarımıza çok iyi öğretmesi gerekmektedir.Atatürk olmasaydı,16.Türk devleti,TÜRKİYE CUMHURİYETİ olmayacaktı.Bu kadar yalın ve net.Atam,sen rahat uyu,her türlü iç ve dış bedbahlara rağmen emanetin yaşatılacaktır.
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE KURTULUŞ KUBİLAY
23 nisan çocuk bayramını türkiye ve tüm dünyaya hediye etmiş olan atatürke bugün ulusça yeniden teşekkür ediyoruz.
BAYRAM MI YOK SA DAYATMA MI?
23 Nisan ı Atatürk çocuklara armağan etmedi sayalım .Bu bayrama ne kadar itibar ederdiniz çok merak ediyorum.Mustafa Armağan ın " küller altında yakın tarih "adlı kitabı okunmaya değer.Armağan da bu kitabın da AQtatürk ün çocuk balosuna bile katılmadığını söylüyor.Kaynağından araştırmak gerek ama peşinen yok saymamak da gerek.19 mayıs gençlik bayramının ilk defa 1939 da yani atatürk öldükten bir yıl sonra kutlandığını düşünürsek 23 nisanın çocuklara armağan edilmediği ihtimalinide göz önüne almak zorundayız.çocukların bu güzel bayramında kimsenin gözü olamaz .Bizim derdimiz küller altında ki gerçek tarihi bilmek.(kül= resmi ideoloji kemalizm)