Ateş çıkmayan yerden duman tütmezmiş.Şimdi kalkıp da bu darbeci paşaları savunarak ne demokrat olunur ne de bence yurtsever.Yurtseverlik eğer ülken açık bir emperyalist işgalde ise o zaman söz konusudur,yoksa kapitalist düzende yurtsever olmak hakim sınıfların çıkarlarını savunmak demektir.Bu paşalar kalkmış ne hakla meşru bir hükümeti yıkmak amaçlı plan seminerleri düzenlemişler, bence hepsi Atatürkçülük üzerinden darbecilik yapmışlardır. Demek ki bu kendini beğenmiş, halka tepeden bakan bu askeri oligarşi bu mahkumiyeti hak etmiştir.Bedava sosyal tesislerde keyf çatan yoksul halk ekmeğe muhtaçken balolarda dans ve içkiden kendinden geçen bu tabakanın diğer sade vatandaştan ne farkı ne ayrıcalığı var ki? Demokrasi eşit vatandaşlar rejimidir, herkes eşit haklara sahip olmak zorundadır. Ama bana sorarsanız bu yeterli mi? Tabii ki hayır.Doğu ve güneydoğuda pek çok faili meçhul cinayetlere karışan jandarma komutanlığına bağlı özel harp dairesinin ve derin devlet içindeki diğer uzantılarının da tasfiyesi gereklidir.Bu noktada genelkurmay başkanlığının milli savunma bakanlığına bağlanması da büyük bir ihtiyaçtır.Son zamanlarda bu vardiya bizde diye halktan kopuk briç partisi şeklinde oluşan platform genelkurmay başkanına baskı yaparak yargıyı etkilemeye çalışmaktadır.Genelkurmay başkanı onlara yerinde bir yanıt vermiştir.Demokrasilerde asker siyasete karışmaz.Atatürk bile meclise geldiğinde üniformasını çıkartmiştır.Tüm demokratik ülkelerde genelkurmay hükümetin emrinde çalışır.Ancak bu paşaları kullanan işçi partisi ve perinçek onların üzerinden iktidarı ele geçirmek stratejisi izlemektedir.Bu kendini solda gören sosyalist sol adına utanç verici bir manzaradır.Gerçi biz işçi partisinin geçmişte cia solculuğunu bildiğimiz için onları sosyalist proleter devrimci olarak görmüyoruz.Halktan destek alamayınca darbeci paşalar vasıtasıyla iktidara yerleşmek uyanıkça bir senaryo doğrusu.Son olarak 12 eylül faşist darbesinden en çok zararı gören biz proleter devrimciler olmuştur,o yüzden darbeye karşı olduğumuz gibi akpnin dinci faşist rejimine de karşıt durmaya devam edeceğiz.Zaten faşizme karşı mücadele kimden gelirse gelsin ister asker ister sivil hepsine karşı durmayı gerektirir.
Yorumlar
darbeci paşalar
Ateş çıkmayan yerden duman tütmezmiş.Şimdi kalkıp da bu darbeci paşaları savunarak ne demokrat olunur ne de bence yurtsever.Yurtseverlik eğer ülken açık bir emperyalist işgalde ise o zaman söz konusudur,yoksa kapitalist düzende yurtsever olmak hakim sınıfların çıkarlarını savunmak demektir.Bu paşalar kalkmış ne hakla meşru bir hükümeti yıkmak amaçlı plan seminerleri düzenlemişler, bence hepsi Atatürkçülük üzerinden darbecilik yapmışlardır. Demek ki bu kendini beğenmiş, halka tepeden bakan bu askeri oligarşi bu mahkumiyeti hak etmiştir.Bedava sosyal tesislerde keyf çatan yoksul halk ekmeğe muhtaçken balolarda dans ve içkiden kendinden geçen bu tabakanın diğer sade vatandaştan ne farkı ne ayrıcalığı var ki? Demokrasi eşit vatandaşlar rejimidir, herkes eşit haklara sahip olmak zorundadır. Ama bana sorarsanız bu yeterli mi? Tabii ki hayır.Doğu ve güneydoğuda pek çok faili meçhul cinayetlere karışan jandarma komutanlığına bağlı özel harp dairesinin ve derin devlet içindeki diğer uzantılarının da tasfiyesi gereklidir.Bu noktada genelkurmay başkanlığının milli savunma bakanlığına bağlanması da büyük bir ihtiyaçtır.Son zamanlarda bu vardiya bizde diye halktan kopuk briç partisi şeklinde oluşan platform genelkurmay başkanına baskı yaparak yargıyı etkilemeye çalışmaktadır.Genelkurmay başkanı onlara yerinde bir yanıt vermiştir.Demokrasilerde asker siyasete karışmaz.Atatürk bile meclise geldiğinde üniformasını çıkartmiştır.Tüm demokratik ülkelerde genelkurmay hükümetin emrinde çalışır.Ancak bu paşaları kullanan işçi partisi ve perinçek onların üzerinden iktidarı ele geçirmek stratejisi izlemektedir.Bu kendini solda gören sosyalist sol adına utanç verici bir manzaradır.Gerçi biz işçi partisinin geçmişte cia solculuğunu bildiğimiz için onları sosyalist proleter devrimci olarak görmüyoruz.Halktan destek alamayınca darbeci paşalar vasıtasıyla iktidara yerleşmek uyanıkça bir senaryo doğrusu.Son olarak 12 eylül faşist darbesinden en çok zararı gören biz proleter devrimciler olmuştur,o yüzden darbeye karşı olduğumuz gibi akpnin dinci faşist rejimine de karşıt durmaya devam edeceğiz.Zaten faşizme karşı mücadele kimden gelirse gelsin ister asker ister sivil hepsine karşı durmayı gerektirir.
Saygılarımla.