Hamdolsun Ekonomisi, Kömür ve Onur

   Politika Dergisi’nin 9. sayısında, Gündeme Dair adlı köşemde “Hamdolsun Ekonomisi” yaklaşımını biraz irdelemiştik ve bu yaklaşımın çeşitli varsayımları olduğunu söylemiştik.

   Neydi bu varsayımlar?

   1 – Hamdolsun Ekonomisi’nde ekonomi tam istihdam seviyesinde dengededir.

   2 – Her arzın bir talebi, her talebinde bir arzı vardır.

   3 – Gelir dağılımı eşittir.

   4 – Kaynakların dağılımı düzenlidir.

   5 – Kalkınma en üst düzeydedir.

   6 – Allah, görünmez elin ta kendisidir. Piyasadaki tüm olumsuz koşulları kendiliğinden düzeltir. (Adam Smith’i hatırlayarak)

   Varsayımlar böyle olunca, bu ekonominin hakim olduğu yerlerde sorun olmaz tabii. Bu varsayımlardan sonuncusu “Hamdolsun Ekonomisi” kavramının oluşmasında temel etkendir.

   Hamdolsun Ekonomisi’nin çeşitli söylemleri ise şunlar:

   1 – Küresel kriz vardır; ama hamdolsun ki bu bizi etkilemez. Hamdolsun ki hazırlıklıyız.

   2 – Hamdolsun ki küresel kriz ülkemizi teğet geçecek.

   3 – Ülkede kriz yok. Olsa ben maaşımı nasıl alayım? Hamdolsun. (Vecdi Gönül lafım sana)

   4 – Hamdolsun ki işsizlik sorunu yok. (Sonra uçakta her iş adamından bir adet iş talebi beklersin. Sana diyorum R. Tayyip Erdoğan !)

   5 - Her kapıyı çalacaksın. Çalacaksın kapıyı, vereceksin kömürü. O zaman ne olur biliyor musunuz? Bu millet uçar, uçar hamdolsun. (Utan Recep Tayyip Erdoğan)

   Gündeme Dair adlı köşemde bu ekonomik anlayışın topluma etkileri olacağını söylemiştim. Yani yaşanan bu hamdolsunculuğun, toplumda da bir yansıması olacağını belirtmiştim. Nitekim toplumda da bir hamdolsunculuk alıp başını gidiyor.

   Ana haber bültenleri halkın vergileriyle alınan kömürlerin halka dağıtımını görüntülediler. Halk yediği kazığın farkında değil, onurunun ayaklar altına alındığının farkında değil.

   Halkın söylediği şu: “Bu kömürü kim yolladıysa oylar O’na”

   Bunu şöyle de ifade etmek mümkün: “Hamdolsun bu kömürü yollayana, tüm oylarımız onlara.”

   Kamu harcamalarının finansmanı olan vergiler, tüm yurttaşlardan alınır ve bunun yerine hizmet vs. verilir. AK Parti denilen bu kömür partisi, ne hakla benim paramı alıp, kendi oy propagandasını yapabilir, bunun bana hesabını verebilirler mi?

   Ben bu işe hamdolsun demeyeceğim. Diyen, kömürü alan, kömürü dağıtanlara da hakkımı helal etmiyorum.

   Şehit kanlarıyla sulanan vatan toprağında kimse bu ülkenin onuruyla oynayamaz. Kömür ile sadaka dağıtan ve bu sadakaya muhtaç olduğunu bu kalleşlere gösterenler, insan olamaz. Yok, böyle bir şey. Yol yakınken bu kömürleri iade edip, atın önlerine.

   Kurtuluş mücadelesi veren kurmaylara vatan haini muamelesi yapanların, ölen şehitlere saygıda kusur edenlerin kömürünü alacaksın, sonrada kömürü dağıtanlara hamdolsun diyeceksin. Üstüne basa basa söylüyorum: Ben hakkımı helal etmiyorum.

   Bazıları da çıkıp diyor ki, “Al kömürü, oyunu verme”

   Böyle bir mantıksızlık olabilir mi? Hangi Sosyal Demokrat’a böyle bir bakış açısı yakışır. O zaman sen direk kömür dağıtım işine onay veriyorsun demektir. (Sana diyorum, Sayın Baykal)

   O kömürün finansmanını da o kömürü alan halk yapmıyor mu?

   İşte tüm bu yaşananlar Hamdolsun Ekonomisi’nin uzantılarıdır. Boşvermişlik, bu tabirin olmazsa olmazıdır.

   Ben şunu söylüyorum. İsteyende karşı çıkabilir. Gerekirse evinizde donun; ama onurunuzu bu insanlara satmayın. Geçmişinizi hatırlayın. Aç kalan; ama düşmandan beklentisi olmayan Ata’larınızı hatırlayın. Kendi evinde doğalgaz ile ısınan; fakat size kömürü layık görenleri değil.

   Ben çevrecinin daniskasıyım diye etrafta dolaşan; ama oy için çevreyi yok eden kömüre sarılanları değil; Ata’larınızı hatırlayın. Çıplak ayakla Sarıkamış’ta donanları hatırlayın.

   Son sözüm yine Hamdolsun Ekonomisi’ne: sana hamdolsun yerine, YAZIKLAR OLSUN.

gokhan.dag@politikadergisi.com

Telefon: 0555 557 0000