Arkadaşlarımızın yaptığı üst düzey yorumlar için gerçekten mutluyum. Hemfikir de olsam, kendilerine katılmayıp, ''hadi canım sen de'' de desem, düşünce tarzı olan, bakış açısına sahip ve pragmatik olmayan bütün yorumlar için teşekkürlerimi arz ederim.
Milli Demokratik Açılım. İsmi kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Aynen Kemal Derviş'in ülkemizi yabancı yatırımcılara peşkeş çektiren o ünlü '' Milli Ekonomi Paketi'' gibi...
Türkiye'nin önü açılacak, ilerleyecek, bizi kimse tutamayacak. Ne olduğu takdirde? Emperyalizmin kölesi olunduğu takdirde. Hani Başbakan bu bir AKP değil de bir devlet projesi diyordu ya, peki ne oldu da dün mecliste demokratik açılımdan bahsederken bir anda bu proje bir AKP projesi oluverdi. İşte bu zihniyetin en büyük kozudur iyi yalan söyleyebilmek, söylediği yalana kendisinin de inanabilmesini sağlayabilmek. Terslikler veyahut zıtlıklar üzerinden nemalanmaya çalışmak. Peki ya şuna ne demeli, 29 Mart öncesi miting meydanlarında Başbakan'ın '' Ya sev, ya terk et'' diyerek adeta harakiri yaparcasına Güneydoğu illerimizin neredeyse tamamını DTP'ye altın tepsi içinde sunuşu. Ben PKK'lıları kastettim deyip, arkasından davul zurnalarla PKK'lıları kahraman edasıyla ülkemize sokması... Örnekler çoğaltılabilir.
TRT 4 diye bir kültür, sanat kanalımız vardı. Türk Halk Müziği Ve Klasik Türk Musikisi yayınları yapardı. Milli değerlerimizi yaşatır, ecdadımızla gurur duymamızı sağlardı. Mesela Merhum Şükrü Tunar'ın ''Uşşak Oyun Havası'nı'' duyduğumuz vakit 7'den 70'e omuzlarımızı oynatmaya başlamaz mıydık, mesela çalan bir türküde geçmişimizin adeta bir filmini izleyip, yaşadığımız savaşların, göçlerin en hazin hikayelerini kanımızda hissetmez miydik, Rahmetli Özal Amerikan Başkanı Bush ile kol kola gezerken en azılı Özal düşmanlarının bile yüreği bir parça okşanmadı mı? Her 10 Kasım'da Saat 9'u 5 geçe çalan sirenler, yarıya inmiş bayraklar içimizi burkmadı mı hep, mesela Nakşibendi tarikatına mensup onlarca arkadaşımız olmadı mı, Kürt dostumuz olmadı mı? milletçe bir homoseksüel'i ''sanat güneşimiz'', bir transseksüel'i ''Diva'' yapmadık mı, aslen bir Ermeni olan Adile Teyze öldüğünde yanaklarımızdan gözyaşları süzülmedi mi, süzülmese bile içimiz acımadı mı, Kemani Tatyos Efendi'nin Gamzedeyim deva bulmam, garibim bir yuva kurmam şarkısını yıllarca dilimizden düşürdük mü? Kemal Sunal Eşş....ek dediğnde kahkalar atmadık mı? Örnekler gene çoğaltılır. Mesele de zaten örnekler değil... Yok olduk, yok ettiler, Kemal Sunal'ın filmerine ne oldu mesela? Hani o rüşveti eleştirdiği, ağalığı eleştirdiği, zamları, kira bedellerini, mafyayı eleştirdiği filmleri niye artık yayınlanmıyor, Neden bu filmlerin çoğunu Kanal 7 satın aldı? TRT 4'ü lütfen açıp da bir bakın yayın akışında artık ne var, veyahut kanalın adı artık ne? Sonra da yeni RTÜK yasası taslağını dikkatlice okuyun. Sizden istirhamım budur. En temel değinmek istediğim nokta şu. Çok büyük bir milletiz. Hepimiz delikanlıyız. Oramız buramız gerçekten oynamıyor, asil bir milletin asil çocuklarıyız, kürdü türkü hepimiz hepimizi zaten yıllar evvelinden bağrımıza basmışız, Zeki Müreni'de bağrımıza basmışız, Bülent Ersoy'u bağrımıza basmışız. Geri perdeki sorun kültür sorunu veyahut dil sorunu değildir. Sorun tamamen siyasi bir sorundur. Birilerinin aldığı kararları, yine birileri uygulayacaktır. Bu hep böyle olmuştur. Tartışmanın alemi olmadığı kanaatindeyim. Ortak paydalarımızı koruduğumuz takdirde bu sorun çözülür. Tüm Kürt kardeşlerimi bu oyunu görmeye davet ediyorum. Dün ordunun yanında olanların, yarın da ordunun yanında olabilecekleri ihtimalinin asla unutulmaması gerektiğini, 12 Eylül döneminin iyi incelenmesi gerektiğini sadece kefedekilerin yerlerinin değiştiğini anlamanızı rica ediyorum. Gün birlik olma günüdür. Gün kardeşlik günüdür. Gün Demokratik Açılım değil ''Demokratik Kapanım'' günüdür. Başka alternatifimiz yoktur. Yoksa hakikaten yanarız. Ya bu ülke tamamen Türkçe konuşacak ya da tamamen Kürtçe konuşacaktır. Ama hep tamamen olacaktır. Ben kendim adına her ikisine de varım. Yeter ki değerlerimiz ortak olsun ve kardeşliğimize zeval gelmesin. Bu oyunu hep birlikte durduralım.
Türkiye Cumhuriyeti hepimizin. Benim ve sizin...
Hepinizi en içten dileklerimle selamlıyorum...
Yorumlar
Milli Demokratik Açılım
Arkadaşlarımızın yaptığı üst düzey yorumlar için gerçekten mutluyum. Hemfikir de olsam, kendilerine katılmayıp, ''hadi canım sen de'' de desem, düşünce tarzı olan, bakış açısına sahip ve pragmatik olmayan bütün yorumlar için teşekkürlerimi arz ederim.
Milli Demokratik Açılım. İsmi kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Aynen Kemal Derviş'in ülkemizi yabancı yatırımcılara peşkeş çektiren o ünlü '' Milli Ekonomi Paketi'' gibi...
Türkiye'nin önü açılacak, ilerleyecek, bizi kimse tutamayacak. Ne olduğu takdirde? Emperyalizmin kölesi olunduğu takdirde. Hani Başbakan bu bir AKP değil de bir devlet projesi diyordu ya, peki ne oldu da dün mecliste demokratik açılımdan bahsederken bir anda bu proje bir AKP projesi oluverdi. İşte bu zihniyetin en büyük kozudur iyi yalan söyleyebilmek, söylediği yalana kendisinin de inanabilmesini sağlayabilmek. Terslikler veyahut zıtlıklar üzerinden nemalanmaya çalışmak. Peki ya şuna ne demeli, 29 Mart öncesi miting meydanlarında Başbakan'ın '' Ya sev, ya terk et'' diyerek adeta harakiri yaparcasına Güneydoğu illerimizin neredeyse tamamını DTP'ye altın tepsi içinde sunuşu. Ben PKK'lıları kastettim deyip, arkasından davul zurnalarla PKK'lıları kahraman edasıyla ülkemize sokması... Örnekler çoğaltılabilir.
TRT 4 diye bir kültür, sanat kanalımız vardı. Türk Halk Müziği Ve Klasik Türk Musikisi yayınları yapardı. Milli değerlerimizi yaşatır, ecdadımızla gurur duymamızı sağlardı. Mesela Merhum Şükrü Tunar'ın ''Uşşak Oyun Havası'nı'' duyduğumuz vakit 7'den 70'e omuzlarımızı oynatmaya başlamaz mıydık, mesela çalan bir türküde geçmişimizin adeta bir filmini izleyip, yaşadığımız savaşların, göçlerin en hazin hikayelerini kanımızda hissetmez miydik, Rahmetli Özal Amerikan Başkanı Bush ile kol kola gezerken en azılı Özal düşmanlarının bile yüreği bir parça okşanmadı mı? Her 10 Kasım'da Saat 9'u 5 geçe çalan sirenler, yarıya inmiş bayraklar içimizi burkmadı mı hep, mesela Nakşibendi tarikatına mensup onlarca arkadaşımız olmadı mı, Kürt dostumuz olmadı mı? milletçe bir homoseksüel'i ''sanat güneşimiz'', bir transseksüel'i ''Diva'' yapmadık mı, aslen bir Ermeni olan Adile Teyze öldüğünde yanaklarımızdan gözyaşları süzülmedi mi, süzülmese bile içimiz acımadı mı, Kemani Tatyos Efendi'nin Gamzedeyim deva bulmam, garibim bir yuva kurmam şarkısını yıllarca dilimizden düşürdük mü? Kemal Sunal Eşş....ek dediğnde kahkalar atmadık mı? Örnekler gene çoğaltılır. Mesele de zaten örnekler değil... Yok olduk, yok ettiler, Kemal Sunal'ın filmerine ne oldu mesela? Hani o rüşveti eleştirdiği, ağalığı eleştirdiği, zamları, kira bedellerini, mafyayı eleştirdiği filmleri niye artık yayınlanmıyor, Neden bu filmlerin çoğunu Kanal 7 satın aldı? TRT 4'ü lütfen açıp da bir bakın yayın akışında artık ne var, veyahut kanalın adı artık ne? Sonra da yeni RTÜK yasası taslağını dikkatlice okuyun. Sizden istirhamım budur. En temel değinmek istediğim nokta şu. Çok büyük bir milletiz. Hepimiz delikanlıyız. Oramız buramız gerçekten oynamıyor, asil bir milletin asil çocuklarıyız, kürdü türkü hepimiz hepimizi zaten yıllar evvelinden bağrımıza basmışız, Zeki Müreni'de bağrımıza basmışız, Bülent Ersoy'u bağrımıza basmışız. Geri perdeki sorun kültür sorunu veyahut dil sorunu değildir. Sorun tamamen siyasi bir sorundur. Birilerinin aldığı kararları, yine birileri uygulayacaktır. Bu hep böyle olmuştur. Tartışmanın alemi olmadığı kanaatindeyim. Ortak paydalarımızı koruduğumuz takdirde bu sorun çözülür. Tüm Kürt kardeşlerimi bu oyunu görmeye davet ediyorum. Dün ordunun yanında olanların, yarın da ordunun yanında olabilecekleri ihtimalinin asla unutulmaması gerektiğini, 12 Eylül döneminin iyi incelenmesi gerektiğini sadece kefedekilerin yerlerinin değiştiğini anlamanızı rica ediyorum. Gün birlik olma günüdür. Gün kardeşlik günüdür. Gün Demokratik Açılım değil ''Demokratik Kapanım'' günüdür. Başka alternatifimiz yoktur. Yoksa hakikaten yanarız. Ya bu ülke tamamen Türkçe konuşacak ya da tamamen Kürtçe konuşacaktır. Ama hep tamamen olacaktır. Ben kendim adına her ikisine de varım. Yeter ki değerlerimiz ortak olsun ve kardeşliğimize zeval gelmesin. Bu oyunu hep birlikte durduralım.
Türkiye Cumhuriyeti hepimizin. Benim ve sizin...
Hepinizi en içten dileklerimle selamlıyorum...