Değerli Politika Dergisi Okuyucuları, artık sizin de yazılarınız Politika Dergisi'nde yayınlanacak. Bunun için yapmanız gereken sitemize üye olup okur makalesi oluşturmanız.
Eğer yazınız değerlendirmelerimiz sonucu uygun görülürse sitemizin ana sayfasından yayınlanacak. Üstelik yollayacağınız yazılara istinaden yapacağımız değerlendirmeler sonucu Politika Dergisi'nin kadrolu yazarı haline de gelebileceğinizi unutmayın.
Ücretsiz üyemiz olmak için buraya [2]; eğer üyemizseniz yazınızı yazmak için hemen buraya [3] tıklayabilirsiniz.
Politika Dergisi
iletisim@PolitikaDergisi.com
Bağlantılar:
[1] http://www.politikadergisi.com/pd-uye/gokhan-dag
[2] http://www.politikadergisi.com/user/register
[3] http://www.politikadergisi.com/node/add/okur-makalesi
[4] http://www.politikadergisi.com/category/taglar/okur-makalesi
[5] http://www.politikadergisi.com/category/yazi-konulari/haberler
Yorumlar
REFERANDUM
PAZAR günü olcak referandum da partizan falıyetler takınmayın lütfen
BAYRAM
RAMAZAN BAYRAMINIZI KUTLARRIM
YİĞİDİ ÖLDÜRELİM ÖLDÜRMESİNE DE...
Son bir hafta içinde, koşulların gereği olarak "Halk"ın içine girdiğimde (ne zaman dışında olduysam) onların neler düşündüklerini çok daha açık olarak anlama fırsatı buldum..
Keşke bulmasaydım...Hiç bu kadar umutsuzluğa kapıldığımı anımsamıyorum...
Ankara Belediyesinin hazırladığı bir ankete katıldık hep birlikte...Sorular genellikle Akp üzerinde yoğunlaşmıştı ve yaptığı hizmetleri (!) beğenip beğenmediğimiz ve önümüzde ki seçimde kimi Ankara milletvekili olarak görmek istediğimiz soruluyordu...
Bu arada "Akp nin yaptığı en iyi hizmet ne ?"gibi tarihsel bir soruya "Kendi tarikatı adına vurgun" yanıtını verdiğimde sevgili halkımızın tüm içinden geçen düşünceleri bir bir ortaya dökülmeye başladı...
Akp den o denli memnundular ki, Ankara Milletvekili olarak da İ.Melih Gökçek'i görmek istediklerini bile söylediler...Bunu söyleyenlerden ve CHP ye muhalif olarak Akp nin hizmetlerini (!) sıralamaktan bıkmayan birininde Şereflikoçhisar'ın bir zamanlar CHP ilçe başkanı olması da son günlerin CHP adına oluşan gündemine cuk oturması bakımından hayli ilginçti...
Bulunduğum grup ve onları ziyarete gelen diğer insanlar içinde kelaynak görünümünde oluşumdan duyduğum rahatsızlık, bunca kişinin Akp şakşakçısı olmasının yanında hafif kalıyordu...
Demek oluyor ki, önümüzde ki kısa süreçte, işimiz hiçde kolay olmayacak..Birde, bunca yalakanın dışında, dünyanın reddettiği bilgisayar sisteminin hala seçimlerde kullanılacak olması da, bir kez daha Akp nin iktidar olmasının yoluna güller serpecek..
Peki, ne yapmalıyız ? Çok basit..Teorisyen olmaya gerek yok..Tüm gücümüzle CHP ye ve Kılıçdaroğlu'na destek olacağız..Neden ? Kılıçdaroğlu'nun , Atatürk'ten sonra gelen en önemli lider (!) olduğundan mı ? Tüm ülkemizi kucaklayan bir lider olduğundan mı ? Emperyalizmin ülkemizde ki hakimiyetine son verecek lider olduğundan mı ? Yoksa, kürtçülerin tarihsel misyonları gereği, ülkemizi parçalama görevlerini yokedecek lider olduğundan mı ?
Bu tür soruları uzatsak da , yanıtları ne yazık ki genellikle hep "Hayır" olacaktır...Öyleyse, neden sonuna kadar desteklemeliyiz...Üstelikte, parti meclisine tabanın onaylamadığı kişiler girmişken ve de muhalefet genellikle iktidarın çizdiği çemberin dışına çıkamıyorken ve seçimlerden kurtuluşu beklemek gibi safdilliliğin dayanılmaz hafifliğini yaşarken ; neden sonuna kadar destek olmalıyız ?
Yiğidi öldürelim ama hakkını da yemeyelim...Son sekiz yılda yapılan tüm aşağılık operasyonlar, vurgunlar, ihaleler, tarikat kayırmalar, terörün özellikle azdırılması, hırsızlıklar, Bayrağımıza, Dilimize, Toprağımıza yapılan şerefsizce saldırılar , vatanımızın pazarlanması ve daha saymakla bitmeyecek rezillikler ve şerefsizlikler ve de "Ergenekon" denen uyduruk davalar ; CHP İKTİDARINDA OLUR MUYDU ?
TSK nın güçsüzleştirilmesi, Yargımızın vesayet altına alınması ve iğdiş edilmesi, gençlerimizin otobüslerden indirilerek, pkk lı katillere yapılmayan davranışların ve işkencelerin uygulanması ve de devletimizin tüm noktalarına kırpık bıyıklı İmam Hatiplilerin getirilmesi ve de BOP adı altında Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına , ABD emperyalizmi tarafından Ulusal Onurumuzu yerlerde sürükleyen Eşbaşkanlık "Görev"i verilmesi ve daha binlercesi, sorarım sizlere CHP İKTİDARINDA OLUR MUYDU ?
Değerli bir yazarımız "Birbirimizden başka kimsemiz yok.." demişti...Çok haklıydı...Bizim şimdi, tüm olumsuzluklarına hatalarına yanlışlarına karşın CHP den başka kimimiz var ? Merdivenin alt basamağına basmadan , en üste çıkamayız..Öncelikle şu akp tarikatının dinci faşizminden kurtulalım da , savaşın keskinlik dereceleri hakkında daha sonra karar veririz...
Bunların Hocaları "Kanlı mı olacak, kansız mı ?" demişti...Belki de bugünleri görmüştür...Kimbilir
İKTİDARA GELMEK İSTİYORSANIZ, GELİRSİNİZ !
İKTİDARA GELMEK İSTİYORSANIZ, GELİRSİNİZ !
• Milyonlarca kredi kartı borçlusu varken,
• 2,5 aylık bebek açlıktan ölürken,
• Kurlar düşük tutulup on binlerce kobi batarken,
• Esnaf kan ağlarken,
• Ülkede milli olan her şey tasviye edilirken,
• Fuhuşa sürüklen milyonlar, genelevleri bile iflas ettirirken,
• Köylünün malı para etmezken,
• Süt üreticileri batırılıp hayvanlarını kesmek zorunda kalırken,
• İthal hayvanlar yüzünden hayvancılık terk edilirken,
• İthal et piyasalarda ucuzluk bile yaratmazken,
• Emekli eti vitrinde görürken,
• Et fiyatları Dünya’da en fazla bizde artarken,
• Ormanlar maden çıkarmak için satılırken,
• Altın madenlerinin siyanürleri doğayı öldürürken,
• Sendikaya üye olanlar dayak yiyip işsiz kalıyorken,
• Çalışanların üzerindeki baskı acımasızca artarken,
• Halkın %90’ının emekli olması imkansız hale gelmişken,
• 29 yaşından sonra işten atılıp açlıktan ölümü beklemekten başka çare yokken,
• Emekli olmak imkansız hale getirilirken,
• Milyonlarca üniversite mezunu işsizken,
• Ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısı yarım milyona yanaşmışken,
• Sokaklarda işsizler doluyken,
• Emekliler parasızlıktan sokağa bile çıkamıyorsa,
• Ülkenin yarısı günde 2 TL ile geçiniyorsa,
• Çay ocaklarına bile esnafın borcu varken,
• Yerli tohum yasaklanırken,
• Fabrikalar maliyetten dolayı batarken,
• Patronların işçilerin maaşını düşürmekten başka tasarruf edecek bir yanı yokken,
• Millet hızla delirirken,
• Ülkemizi parçalama girişimleri hızlanmışken,
Memnun olanlar ülkeyi soyanlardan ibaretse !
Böyle bir tabloda hiçbir parti iktidarda oy oranını artıramaz !
Seçim hileleriyle iktidar güçlüymüş imajı yaratılmaktadır…
AKP’nin mitinglerine para vererek civar il ve ilçelerden fakir insanları taşımaktadırlar.
Buraya gelenler çaresiz zavallı sessiz bir topluluk olduğunu belli etmektedir. Başbakan ne derse evet diyorlar.
Bu şartlarda seçime girmek AKP'nin seçimleri dürüstçe yaptığını kabul etmek anlamına gelir. AKP’nin %58 oy aldığını söylemekle, AKP’nin dürüst olduğunu söylemek aynı anlama gelir.
Mısır’da da Hüsnü Mubarek %87 civarında oy alarak gelmişti ama alanlarda bu %87’lik kitleyi her nedense göremiyoruz.
AŞAĞIDAKİLERİ YAPMADAN HİÇ BİR PARTİ SEÇİM KAZANAMAZ !
• Oy pusulalarının arkası sandık görevlileri tarafından tek tek imzalanmalıdır.Oy pusulasının değeri basılan mühürde değildir. Oy pusulalarına sahte mühür basmak çok kolaydır ve zaten basılmaktadır. Önemli olan sandık görevlilerinin attıkları imzalarıyla oy pusulasına değer katmaktır.
Önceden mühürlenmiş oylar vatandaşlara verilip boşunun getirilmesi karşılığında para verilmektedir.
Oylar çöplerde, tavan aralarında, çadırlarda, zabıta kamyonetinde ve daha
bilemediğimiz nice yerlerde saklandı veya imha edildi. Demek ki bir kısmını imha
etmeye dahi fırsat bulamadıkları anlaşılıyor.
• Görevli maskesi altında oy kullanılması yasaklanmalıdır.
Ne kadar mükerrer oy kullanıldığı bilinmemekte ve açıklanmamaktadır.
• SECSIS programının kullanımı yasaklanmalıdır. Yüksek Seçim Kurullarının oy girişi yapılan bilgisayarlarının başında iktidarın adamları bulunmadı mı ? Elektrikler kesilip iktidar oyları artırılmadı mı ?
• Nüfus idaresindeki liste günceldir ve bu liste kullanılmalıdır. TUIK seçmen listesi doğruları yansıtmamaktadır.
• Parmak boyama tekrar devreye alınmalıdır.
• 12 Haziran’da yapılacak seçimin tüm sonuçlarını YSK’ya Adalet Bakanlığı’na bağlı Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bildirecek, YSK da oradan gelen sonucu açıklayacak ve seçim sonuçları kesinleşmiş olacak. İktidarın insafına kalmış bir seçim sonucu olacaktır.
12 Haziran sözde seçim sonucunu seçimden tam 4 buçuk ay önce ben şimdiden açıklıyorum:
Yapılacak bu sözde seçim sonunda AKP sözde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne en az anayasayı tek başına değiştirecek sayıda sözde milletvekili ile yeniden gelecek. Yapılacak sözde seçimde AKP’nin böyle bir milletvekili sayısına ulaşması için yüzde kaç oy alması gerekiyorsa 12 Haziran akşamı o oran açıklanacaktır.
Referandum sonrasında seçim hilelerinin üzerine bir miktar gidildi ama sonra sonuç kabullenildi. Alternatif olarak CHP'de sayım yapıp açıklayacaktı olmadı. Danıştay'a itiraz edilecekti o da olmadı. 2007-2009-2010 seçimlerinin ve referandumun anlamı yoktur. Muhalefet dürüst bir seçim için bastırmak zorundadır.
Bu altı madde yerine getirilmeden oy kullanmanın anlamı yoktur.
Bu konuları gündeme getirmeyen partiler eriyecektir.
Nejat AÇIL
Makine Tasarım ve İmalat Teknisyeni
YARGISIZ İNFAZLA TİCARETTEN MEN ETMEK
AYLAR ÖNCE NERDEYSE SENESİ GELİYOR, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Bankacılık Kanunununda Değişiklik Yapan Maddeleri
(Resmi Gazete'nin 25 Şubat 2011 tarih ve 27857 mükerrer sayılı nüshasında yayımlanmıştır)
Kanun No: 6111 Kabul Tarihi: 13/2/2011
MADDE 149- 5411 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Risk Merkezi
YAYINLANDIĞINDA İLK İKAZIMI YAPMIŞTIM.
Elektrikten suya, vergiden sigorta primine; Devlet alacaklarından vazgeçti, bu haber borçluları sevindirdi. Ama Meclis'teki aynı Torba Yasa; 'borcu alışkanlık haline getirenlere' bir sürprize hazırlanıyor. Devlet ekonomide affa, Torba Yasanın ardından kapılarını tamamen kapatacak. Yani bu son af olacak. O nedenle bundan sonra borçlananları zor günler bekliyor. DEMİŞTİM..
BU GÜN GELİNEN NOKTA ŞU
“Adalet Bakanlığı'nın karşılıksız çeklerle ilgili paketi 8 milyon dosyanın düşmesini sağlayacak. Paket karşılıksız çeke hapsi de kaldırıyor
Bir ayıp daha tarihe karışıyor. Yeni kanun tasarısına göre, ev eşyaları haczedilemeyecek, para tahsilatları bankalara devredilecek.”
YANİ VAHŞİ KAPİTALİZMİN EKONOMİ HUKUKUNDA YARGISIZ İNFAZ DEVRİ-Mİ BAŞLIYOR.
Bunun adı, yakında öleceksin diye kandırıp sapa sağlam adamı, hasta olduğunu kabule razı etmektir; sonra iyileştirme vaadiyle ameliyat edip, ölüme mahkum etmektir.
Bu iş için ekonomide yargısız infaz devri-mi geliyor..
Avukatlara ve bankalara dediğim dedik, astığım astık muameleleri yaptıracak, vatandaşı tefecilere muhtaç duruma düşürecek düzenleme oluşma aşamasında.
Her ne hikmetse sorunların asıl mağdurları, kendilerini ilgilendiren bu tip çalışmanın yapıldığı çalıştayda söz sahibi edilmemekte.
Eğer çekin karşılksız çıktıysa hapse girmiyeceksin, ama ; hem ticari itibarın bitecek, hem ilelebet kara sicille sicilleneceksin, hemde bir çeşit ticaretten men cezası olan bu tedbirlerle artık zor ticaret yapacaksın..
Kimse kastını veya kusurunu araştırıp yargılamayacak. Kırmızı kart gören bir daha sahalara ebediyen veda edecek.
Çünkü geçmişte sicil affı yasasını kabul etmeyip uygulamayan bankalar birliğine; Merkez Bankası bünyesinde bulunan kredi kriz takip merkezi devrediliyor. Kırmızı kartı gösterme yetkisi bankalara veriliyor.
Bu ülkede “adalet herkese lazım” kavramını algılayamamış bir çok hukukcu var; ve onlar sorunun sürmesinden nemalanılacağını, nemalandığını zannediyorlar.
Oysa zan içi boş bir kuruntudan başka bir şey değildir.
Bankalar birliğine, dolayısıyla bankalara kırmızı kart gösterme yetkisi vermede amaç nedir?
Cevaplanması gereken bu sorudur.
“Ekonomi batarsa hepimiz batarız.” Demagojisi ile küçük ölçekli işletmeleri bitirmektir gaye.
Bir bakın şöyle etrafınıza ticari-kredi sicili temiz insan ve işletme kaldı mı ortada diye.
Maksat, borcun borçla kapatılması gerçeğine göre, dış kredi bulamama riskine karşın; bankalardaki biriken mevduatın tek ve güvenilir müşterisi olarak devleti bırakmak.
Kredi aslanın ağzında yani.
Bankaların arayıp bulamadığı fırsat, devlet eliyle bankalara veriliyor.
Devleti ve vatandaşını fonlayarak esir alma fırsatı…
Ya yağmurdan(bankalardan) kaçmak için doluya (tefecilere) tutulacaksın, ya da borçsuz yaşamayı öğreneceksin. Başka yolu yok..
Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu.
HAPİSLİKLERİN KALKMASINDA BEDEL NE OLACAK?
YANİ GEÇMİŞE DOĞRU UYGULAMALAR NASIL ŞEKİLLENECEK?
Bildiğiniz gibi çek yasalarıyla şikayet hakkını elde edenler, karşılıksız çekten dolayı şikayette bulunup icra takibi için masraf yapmadan tahsilatı amaçlıyorlardı.
Hapislik yaptırımı alacaklı avukatına bu dayatma ile tahsil yapma imkanı veriyordu.
5941 sayılı yasa bunu bozdu. Ancak bazı avukatlar 3167 sayılı yasa ruhunu hortlatmak için kısmen bu uygulamada kaldılar.
Karşılıksız çekten dolayı yapılan şikayetlerin bir çoğunda icra takibi yok, takip açılanların pek çoğuda takipsizlikten düşmüş vaziyette.
Bankaların hükümetle pazarlığında başı çeken husus bu. Karşılıksız çeke hapislik kalkınca bu tür alacakların tahsili hemen hemen imkansızlaşacak.
Yapılan düzenleme ile bunlara eskiye dönük ne gibi yaptırım koyarız düşüncesi hakim şimdilerde.
Mağdurların,“borçluyuz suçlu değiliz” sloganları ile , “fırsat tanınsın borcumuzu ödeyelim” söylevleri bu düşüncelerin doğmasının baş sebebi.
Şimdi bu söylevlere dayanılarak vaziyetten vazife çıkarma durumu var ortada.
Evet borca hapislik kalkacak çok yakında en son şubat sonuna kadar. Ancak ortaya koncaka yeni cezai müeyyideler hiç de iç açıcı değil. Borca hapisliği mumla aratacak cinsinden.
Hala asparagas haberlerle tansiyon ölçülüyor.. Tepkiler gözlemleniyor.
Adalet Bakanı başka, ekonomi bakanları başka söylemlerde bulunuyor. Ortak payda böyle bir çalışmanın varlığı.
Bu amaçlı bu günkü Sabah Gazetesinin haberi MEDYADA! yayılmaya başladı. Haberde;
“Adalet Bakanlığı'nın karşılıksız çeklerle ilgili paketi 8 milyon dosyanın düşmesini sağlayacak. Paket karşılıksız çeke hapsi de kaldırıyor
Adalet Bakanlığı'nın, yargının hızlanması için hazırladığı paketin ayrıntılarına SABAH ulaştı.
Bakan Babacan’a göre düzenleme zaman alacakmış. Zaman 1-2 ay
Başbakan Yardımcısı Babacan, önce bankacılarla buluştu sonra TUSKON'da konuştu. Diğer gelişmekte olan ülkelerde yüzde 30'lar seviyesinde olan tasarruf oranının Türkiye'de yüzde 12 olduğunun altını çizen Babacan, 'İsraf ekonomisi olmamalıyız. Maalesef halkımızın %45'i aylık gelirinden fazla harcıyor' dedi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yargıda sağlanacak iyileşmelerin işadamlarının önünü açacağını, Türkiye'ye gelecek yatırımları hızlandıracağını söyledi. Babacan, bu sebeple Türkiye'deki 'dış dengesizlikleri' azaltmak için 'yatırım ortamını iyileştirme' adı altında tedbirler belirlediklerini, bu konuda Adalet Bakanlığı'nı da müdahil olarak aldıklarını açıkladı. "Yargıdaki iyileşme yatırım için son derece önemli." diyen Babacan, işadamlarının anayasal düzenlemeler sebebiyle sıkıntı yaşadığından haberdar olduklarını ifade etti.
ANAYASAL DÜZENLEMELER YÜZÜNDEN SIKINTI YAŞAYAN İŞ ADAMLARI KİMLER ACABA?
TAM ÜSTÜNE BASTINIZ. AMAN KALDIRIN AYAĞINIZI BANKALAR EZİLMESİN..
PEKİ BANKALARIN KIRMIZI KART GÖSTERMESİ İLE KİME MUHTAÇ OLUNACAK?
BU SEFER DAHA ÇABUK KALDIRIN AYAĞINIZI TEFECİLER ACI ÇEKMESİN.
TEFECİLER BANKALARIN YAN KURULUŞU FACTORİNGLER OLDUĞUNA GÖRE.
MAKSAT FAİZ ARTIRMAYA ZORUNLU OLUŞUM SAĞLAMAK OLDUĞU ORTAYA ÇIKAR….
OYUNA BAK OYUNA…
Uluslar arası hukuğun ve anayasanın verdiği yargılanma hakkını yok etme oyunu.
Yolsuzluk ekonomisi politikaları butlan hukukunun dayatma suç teorileri ile borcu ödeyememeyi suç gösterip; suç tipleri oluşturarak bu suçları işleyenleri yargısız infazla cezalandırma gayretinde maksat budur.
.
Bankacılar Babacan'dan ne istedi?
TOPLANTIDA sektöre yönelik yapılan düzenlemelerin getirdiği ek yükün 8 milyar lirayı bulduğu belirtilerek zorunlu karşılıkların düşürülmesi istendi. Bankalar Birliği tarafından gerçekleştirilen sunumda, sektör hükümetten beklentilerini şöyle aktardı:
- BÜYÜME için yatırımlar sürdürülmeli ancak tasarruflar yetersiz.
- BANKACILIK sektörünün büyümeye katkısının sürmesi için özkaynaklarının güçlü olması gerekir.
- DÜZENLEMELERİN bankalara getirdiği ek yüklerin toplamı 8 milyar lirayı buluyor.
- TASARRUFLAR artırılmalı ve daha uzun vade özendirilmeli.
- ORTA ve uzun vadeli kredilerin finansmanında Zorunlu Karşılık indimi yoluyla maliyetler azaltılmalı.
- BEKLENENDEN daha hızlı yavaşlama veya hızlı kaynak hareketlerinin olması durumunda zorunlu karşılıklar hızla düşürülmeli.
- KREDİ kartına tek limit uygulaması hakkında açıklama yapılmasını bekliyoruz.
Elektrikten suya, vergiden sigorta primine; Devlet alacaklarından vazgeçti, bu haber borçluları sevindirdi. Ama Meclis'teki aynı Torba Yasa; 'borcu alışkanlık haline getirenlere' bir sürprize hazırlanıyor. Devlet ekonomide affa, Torba Yasanın ardından kapılarını tamamen kapatacak. Yani bu son af olacak. O nedenle bundan sonra borçlananları zor günler bekliyor. Çünkü Meclis'teki görüşmelerde, kredi alacaklara önemli uyarı çıktı. Yasa çıkar çıkmaz, bankaların riskli müşteriler için oluşturduğu "kara liste" genişleyecek. Borcundan dolayı elektriği, suyu ve gazı kesilen kredi alamayacak. Yani bu kişilere bankalar kredi musluğunu kesecek. Bu kişiler bırakın kredi almayı, kredi kartı sahibi bile olamayacaklar. İşte bu isimler; eskiden bankalarla kötü bir geçmişe sahip olanlarla aynı muameleyi görecek. Kısacası; borç karnesi kötü olanlar bankaların kredi sınavını aşamayacak. Yani müşterilerin kredi geçmişlerinin yanı sıra, elektrik, su, doğalgaz ve telefon borçlarını zamanında ödeyip ödemediklerine de bakılacak. Kira borcunu düzenli ödemeyenler ve para için tefeci yolunu tutanlar da bankaların kara listesine girecek. Özetle; günlük hayatın hemen her alanında artık borca sadakat şart.. Vatandaşın borcuna sadık olup olmadığını ise Merkez Bankası takip edecek. Bu borç kayıtlarına ulaşmak için; Telekom, GSM şirketleri, elektrik, doğalgaz ve su idareleriyle protokol imzalanacak. Yeni dönemde risk kayıtları TC numarası ile takip edecek. Bu yeni uygulama sayesinde isim benzerliğinden dolayı, borcuna sadık kişilerin uğradığı mağduriyetler de son bulacak.
(SAMANYOLU HABER TV)
Evet aşırı borçlanmanın önüne geçilmesi gerekir. Bir takım önlemler almak şarttır. Ancak bu önlemler; yanlışın varlığını işaret edip,başka bir yanlışın oluşmasına zemin hazırlama gayreti ile yapılmaktadır.
YANİ DÜZENLEME İLE ; EKSİK MAAŞ ALABİLİR, HAVALELERİNİZ BUHAR OLABİLİR, SORMA VER PARAYI MUAMELELERİYLE MUHATTAP OLABİLİRSİNİZ.
SİZ BUNLARI YARGIYA TAŞIDIĞINIZDA İSE ATI ALAN ÇOKTAAAAN İŞİ BİTİRMİŞ OLUR.
İNANMAZSANIZ BAKINIZ..
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Bankacılık Kanunununda Değişiklik Yapan Maddeleri
(Resmi Gazete'nin 25 Şubat 2011 tarih ve 27857 mükerrer sayılı nüshasında yayımlanmıştır)
Kanun No: 6111 Kabul Tarihi: 13/2/2011
MADDE 149- 5411 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Risk Merkezi
EK MADDE 1- Türkiye Bankalar Birliği nezdinde, kredi kuruluşları ile Kurulca uygun görülecek finansal kuruluşların müşterilerinin risk bilgilerini toplamak ve söz konusu bilgileri bu kuruluşlar ile gerçek veya tüzel kişilerin kendileriyle ya da onay vermeleri koşuluyla özel hukuk tüzel kişileri ile de paylaşılmasını sağlamak üzere Risk Merkezi kurulmuştur.
MADDE 146- 5411 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesi ile üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.