Politika Dergisi - Osman Coşkun Mülakatı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
PD Roportaj Ekibi: 
Gökhan DAĞ
PD Roportaj Ekibi: 
Miraç ÇEVEN

   Osman Coşkun Kimdir?

   Osman Coşkun, 14 Ekim 1962'de Yozgat Aşağıtekke Köyü'nde doğdu. Babasının adı Nazım, annesinin adı Sakine'dir. Kişisel Gelişim Uzmanı ve Öğretim Üyesi; Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektronik Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Yüksek lisansını İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği'nde, doktorasını Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nde tamamladı. Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Erciyes Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ERSEM) ve KOSGEB'te eğitimci olarak kurs ve seminerler verdi, danışmanlık görevinde bulundu. TSE Baş Tetkikçisi oldu. Kayseri ve Civarı Elektrik Dağıtım TAŞ Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeliği yaptı. İngilizce bilen Coşkun, 6 çocuk babasıdır.

 

   Osman COŞKUN Mülakatı

   Gökhan DAĞ: Sayın Coşkun biz bugün Kemalizm ve AKP hakkında, AKP’ye yönelik eleştiriler hakkında konuşmak istiyoruz.

Osman COŞKUN: O konulara hiç girmek istemiyorum. Ben biraz size kendimden bahsedeyim. Bir vekil herkesin vekilidir. Bir vekil sadece seçildiği şehrin değil, tüm Türkiye’nin vekilidir. Eskiden insanlar vekil olmak istemiyorlardı, şimdi ise herkes vekil olmanın derdinde.

   Mustafa Kemal, ilk milletvekilliği seçimlerinde 3 kişiyi milletvekili seçtirmek istedi ve bu o üç kişiyi oldukça üzdü; çünkü milletvekilliği demek birçok kişinin vebalini almak demekti. Şimdi ise milletvekilliği bir ödül oldu. Aslında bu yanlıştır. Ben milletvekili olarak Türkiye’nin milletvekiliyim. Ben halk bana ulaşabilsin diye telefon numaralarımı herkese verdim, ulusal kanallarda yayınladım. Bu sayede herkes beni arayabiliyor, herkesin sorunlarına açığım. Mesela kızı kaçırılan biri beni aradı, ben buldum ve o kızı onlara teslim ettim. Mesela İstanbul’da yeni doğan bir bebeğin ebeveynleri beni aradı. Çocukları iki günlükken beyin kanaması geçirmiş ve ben o çocuğu ameliyat ettirmek için elimden geleni yaptım. Allah’a şükür bebeğimiz şimdi iyi durumda.

   Benim görevim yasama ile ama en ufak bir hadisede milletvekilleri aranıyor. Valiye ulaşmak için beni arıyorlar. Ben de arayıp o valiyi buluyorum. Kısacası tüm kamu görevlileri telefonlarını açık tutmalı ve telefonlarını halka bildirmelidir.

   Tüm milletvekillerinin de telefonları açık olmalı. Mesela sağlıkla ilgili bir sorunda, sağlıkla ilgilenen vekil aranmalı. Ben vekil olduğum zaman beni sadece tanıdıklarım arıyordu ve ben bu durumu gururuma yediremedim.

   Bizi millet seçti, Allah’a şükür çok iyi milletvekili maaşı alıyoruz, en iyi hastanelerde tedavi olabiliyoruz; ama ben vekil değilken karımı kaybettim. Vekil olsaydım karımı daha iyi hastanelerde, daha iyi şartlarda tedavi ettirebilirdim.

   Ben 8,5 milyar maaş alıyorum ve inanır mısınız bu para bana yetmiyor; çünkü sorumluluğumuz fazla. Aldığım maaş yetmediğinden, ben her ay borçlanıyorum; ama bizim sorumluluğumuz hizmet etmeyi gerektiriyor.

   Yapacağımız hizmetler ikinci kez milletvekili olmayı göze aldırmalıdır. Hizmet etmeyip, birden fazla dönem milletvekili olan insanları anlamıyorum.

   Bizim coğrafyamız öyle bir coğrafya ki dünyanın en güzel insanları bu bölgede yaşıyor. Paylaşıyorlar; evlerini, yemeklerini hiç çekinmeden bizlere açıyorlar. Dünyanın en güzel insanları bizim coğrafyamızda yaşıyor.

   Ben çok fakirdim, babam kapıcıydı. Ayakkabılarım yırtıktı. Zor durumda kaldığımda arayacak kimsem yoktu. Şimdi ben telefon numaralarımı veriyorum ki halk zor durumda kaldığında beni arayabilsin.

   Ben eşimi kaybettim ve anladım ki bu dünya bir hayal dünyası, yalan, bu dünya geçici bir yer. Bu sebeple ben kendimi insanlarımıza destek olup, onların duasını almaya adadım. Bu sebeple lütfen tüm milletvekilleri ve valiler telefonlarını ilan etsin. Mesela Muş’ta yaşayan bir vatandaşımız beni aradı. Cenazesini İzmir’e kaldırması gerekiyormuş ve maddi durumu iyi değilmiş. Aradım İzmir Valisi’ni ve  o vatandaşımızın işini hallettirdim.

   Milletvekillerinin inanılmaz yetkileri var ve bu yetkileri halkımız için kullanmalıyız.

   Gökhan DAĞ: Peki bu yetkiler iktidarda bulunan partinin milletvekilleri ve muhalefetteki milletvekilleri içinde aynı sonuçları doğuruyor mu?

Osman COŞKUN: Bunun için milletvekilinin iktidar partisinden olması gerekmiyor. Kısacası tüm vekiller bu güce sahip. Ben 81 ilin milletvekiliyim. Mesela Diyarbakır, Rize, Bilecik valilerini ararım ve bu davranışım bu valiler tarafından takdir edilir.

   Ben iletişim uzmanıyım. Mesela biri beni aradı ve bir yere iş başvurusunda bulunmuş. Ben o işyerinin sahibini araştırıp, kendimle bir ortak nokta bulup o işverenle iletişime geçip, iş isteyen vatandaşımızı işe aldırıyorum. Bazı milletvekilleri emir veriyor, ben ise rica ediyorum. Ortak noktalar bulup, o şekilde irtibata geçiyorum. Bundan güzel bir şey olabilir mi?

   Dolayısıyla milletvekili milletin vekilidir. Halkımız Meclise gelmelidir. Milletvekillerini bulup, onlardan istekte bulunmalıdır. Yozgatlı bir vatandaş gelip, Yozgatlı milletvekilini arıyor, bulamayınca da gidiyor. Hâlbuki Urfalı milletvekili orada boş oturuyor. Her vekil aslında 81 ilin milletvekilidir.

   Benim beş tane danışmanım var. Mesela birisi Adıyamanlı. Bana bu yüzden soruyorlar “Neden Yozgatlı değil?” diye. Ben işin ehlini seçerim, işini güzel yapan benim başımın tacıdır.

   Anadolu insanı çok değerlidir. Çıksınlar meclise gelsinler, çayımızı içsinler, istek ve taleplerini bizim gibi milletvekillerine iletsinler. Bizim işlerimiz çok yoğun, ilgilenemezsek bizlere küsmesinler. Sadece şunu bilsinler. Türkiye’nin kalbi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) atıyor. Üniversite gençliği gelsin Meclisimizi görsün. Ben vekil olmadan önce hiç Meclise gitmemiştim, büyük hata yapmışım.

   Biz siyaset akademisi açtırdık, okullu insanlar siyasette olsun istedik. Liderlik, takım çalışması gibi konuları öğrencilerimize anlattık.

   Malezya Başbakanı’na sormuşlar, “kısa sürede nasıl bu kadar büyük başarılar kazandınız” diye, o da “ülkemizi eğitime boğduk” demiş.

   Benim milletin vekili olarak bazı projelerim var. Bunlardan bir tanesi de Adnan Kahveci Projesi’dir. Öğretmenlere birçok konuda eğitimler verdik, onlara uzmanlıklar kazandırdık. Yozgat’ta bu proje ile %15 başarı sağladık.

   İyilik Yap, Kutuya At Projesi’ni hayata geçirdik. Eskiden iyilikler denize atılıyordu. Bu projede insanlar kendilerine yapılan iyilikleri bir kutuya atıyorlar, en iyi iyilik yapan bulunup, ödüllendiriliyor. Medya ülkemizde kötü olan şeyleri gösteriyor. Mesela bir uçak pistine 1000 uçak iniyor, bir tanesi pistten çıkıyor ve medya onu gösteriyor. Hâlbuki 999 uçak oraya başarılı iniş yapmış. Kimse bunları konuşmuyor.

   Bir diğer projemiz de Ağrı Dağı Projesi. Bu proje Nuh’un Gemisi’nin Ağrı Dağı’nda olduğuna dair inancı taşıyor. Bilim adamları bu konu üzerinde duruyorlar. Ayrıca tüm dinler bu konu ile ilgili. Başbakanımız ve Turizm Bakanımızdan rica ettim, bu konu ile ilgilenecekler.

Bir diğer projem de Cumhuriyet Turu Projesi. İstanbul’dan Samsun’a, Samsun’dan Sivas’a, Sivas’tan Erzurum’a, Erzurum’dan da Yozgat’a bir tur düzenliyoruz ve bu turda Cumhuriyet Döneminde yaşananlar anlatılacak. Bu tur, sembolik olarak İstanbul ile Samsun arasındaki vapur seyahati ile başlayacak.

   Ben bugün Turkcell ve Microsoft Genel Müdürleri ile görüştüm. Bize sponsor olacaklar, kitaplar bastıracağız. Bu kitapların üzerinde “Oku, Bırak” yazacak. Okuyacaklar ve okudukları köşeye bırakacaklar.

   Gökhan DAĞ: Bu kitapların içinde hiç siyasi partinizin propagandası olacak mı?

Osman Coşkun: Hayır, olmayacak. Kişisel gelişimle ilgili kitaplar olacaklar. Parti propagandası olamaz; çünkü ben Türkiye’nin milletvekiliyim.

   Gökhan DAĞ: O zaman siz partileri TBMM’ye girmek için bir araç görüyorsunuz.

Osman COŞKUN: Evet, ben partileri bu açıdan bir araç olarak görüyorum. Particilik dediğiniz şey, Meclise girdiğiniz an bitmelidir.

   Mesela AKP iktidara geldiğinde MHP ve CHP içerisindeki yetenekli insanları çekinmeden bakan yapmalıdır. Bu ülke için faydalıysa her şeyi yapmalıyız, hepimiz doğruya destek vermeliyiz. Mesela ben Brüksel’e gittim, yolda kan şekerim düştü, ölüyorum sandım. O an bir tıpçı olan CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nu aradım. Koştu geldi ve ben şu an hayatımı ona borçluyum.

   Benim hedefim, kapımda herkes kuyruk olsun ve ben bu insanların sorunlarını çözeyim. Herkese hizmet etmek istiyorum. Göreceksiniz, yeni milletvekiliyim ve hizmet için her şeyi yapacağım. Ben fakirdim, eşimi kaybettim ve artık halkım için yaşıyorum.

   Ben milletvekiliyim. Mesela geçen günlerde biri aradı, iflas etmiş ve benden yardım istedi. Ben ona yardımcı olamadım; çünkü param yok. Aldığım maaşla sürekli borçlanıyorum; fakat ben bu durumdan şikâyetçi değilim. Mutluyum.

   İnsanlarımız inansın, her şeyi yapabiliriz. Microsoft ile çalışıyoruz. 8 ayda programcı gençler yetiştireceğiz. Bilgisayar Mühendisliği okuyup da bilgisayar programcılığını bilmeyen gençlerimiz var. Projemiz ilk başta Yozgat’ta başlayacak.

   Açık söylüyorum; basının büyük oranda desteğine ihtiyacım var. Telefonumu her yerde yayınlasınlar, insanlara hizmet etmemi sağlasınlar. Kaç tane aç yatan var, kabullenemiyorum.

   Miraç ÇEVEN: İnsanların tek tek sorunlarıyla ilgilenmek yerine toplu olarak, kanunsal düzenlemelerle sorunu çözmek daha mantıklı değil midir?

Osman COŞKUN: Siz milletvekili olarak bir proje koyarsınız ve tüm toplum bundan yararlanır. Size bir anımı anlatayım; Kuşadası’nda yaşayan Tokatlı bir vatandaş beni aradı. Hastaymış, iflas etmiş. Bağ-Kur’u var ama yeşil kartı yok. Ben bu vatandaşa yardımcı oldum. Ben şimdi bu adama toplu yasayı bekle, nasıl diyeyim?

   Miraç ÇEVEN: Çalışmalarınız için bir ekip kurdunuz mu?

Osman ÇOŞKUN: 5 danışmanım ve 40 kişilik bir ekibim var. Kanun tekliflerim var ve bunlar yok Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, yok kapatma davası gibi birçok konu yüzünden arka planda kaldı. Bizim Mecliste aldığımız bir karar birçok yerde ayrı ayrı değerlendirmeye tutuluyor. Bu da büyük bir zaman kaybı yaratıyor. İnanır mısınız, 10 dakikalık bir işi biz Mecliste 10 saatte bitiriyoruz. Zamanı çok iyi kullanmalıyız. Meclis adeta çalıştırılmamaya çalışılıyor. Mecliste işlerin uzaması için birçok şey yapılıyor.

   Miraç ÇEVEN: Bazı kanunlar halka yeterince açıklanmıyor. Örneğin Vakıflar Yasası gibi.

Osman ÇOŞKUN: Ben söylediklerinize kısmen katılıyorum. Halk bazı konuları bizden daha iyi takip ediyor. Benim televizyonu halk kadar takip edebilmem mümkün olamayabiliyor. Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, basın halkla iletişime geçmeli diye düşünüyorum.

   Bizde yanlış şu: iktidar ve muhalefet birbirlerini düşürmek için yaşıyorlar. Seçim bittiği an 550 milletvekili Türkiye için çalışmalıdır. İktidarı engellediğiniz vakit halkı engelliyorsunuz.

   Miraç ÇEVEN:  Kişilerin tek tek sorunları ile ilgileneceğinize tüm Türkiye’nin yarasına derman olacak kalkınma planları yapsanız, daha yararlı olmaz mı? Ülkenin tahıl ambarı Konya çöl oluyor bununla ilgili bir çalışma var mı? Açıkçası ben bir Konyalı olarak yapılan hiçbir şey duymadım!

Osman Coşkun: Yapılıyor. Örneğin; Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) muhteşem bir proje. Orada çok iyi gelişmeler olacak. Halkın sosyal sorunlarını çözecek birçok gelişmeye ev sahipliği yapacak. Konya Ovası da bu şekilde gelişmelere sahne olacak.

   Biz bankaları uyardık. Batıdan bir kriz dalgası geliyor diye. AKP bu konuda çok iyi çalışmalar yaptı ve bankaları bu krize karşı konumlandırdı; fakat yaşanan siyasi kriz, ekonomik krize karşı olan konumlandırmayı bozdu.

   Miraç ÇEVEN:  Faizler son dönemde oldukça yukarılara çekildi, biliyorsunuz ki gecelik repo ve hisse senedine yatırılan ciddi miktarda paralar var. Faiz artırımı iç piyasada para dönmesini azaltıp, parayı spekülasyona yönlendirir. Bu durumda kriz anında bu paralar geldikleri yatırımcılara geri dönecektir. Bu durumda krizden etkilenmemek için ne önlem aldınız?

Osman ÇOŞKUN: Ben mühendis olduğum için iktisadi konulara pek egemen değilim, kusura bakmayın.

   Politika Dergisi: Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.

Osman ÇOŞKUN: Rica ederim.

 

iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

?

bu mulakat mı ropartajmı

Yanıt

Sn. ziyaretçi;

Mülakat ve röportaj, ayrıca anlamları olsa da aynı anlamda kullanılabilen sözcüklerdir.

Bilginize...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.