Beş Yıl Sonra Yine Bir Seçim

29 Mart 2009 yerel seçimlerinin üzerinden tam 5 yıl geçti ve bir kaç gün sonra sandığa gideceğiz..

Beş yıl öncesinde Milliyet blogda yayınlanan “İ.Melih ve baronları..” isimli yazımda Ankara seçimlerine ilişkin görüşlerimi yazmıştım ve İ.Melih Gökçek'i korku dağlarının beklediğini söylemiştim...

O günden bu güne değişen sadece günlerin geçip gittiği ve o günlerde Ankara'da Murat Karayalçın'la yarışan İ.Melih Gökçek, o tarihte MHP'nin adayı olan sayın Mansur Yavaş'ın da yarışta olabileceğini düşündüğünden, MHP tabanının oyunu alabilmek için kendi adaylarına oy vermemelerini, eğer oy verirlerse seçimi Murat Karayalçın'ın kazanacağını ve Ankara'nın sola teslim edileceği korkusunu yaymış ve bunu da uydurduğu “Baronların” seçime etki ettiğini, MHP içinde de Oktay Vural ve Deniz Bölükbaşı'nın bu baronların adamları olduğunu MHP tabanına şikayet ederek, daha önceden olduğu gibi MHP tabanın oylarını kendisine verilmesini istedi ve bir anlamda da başarılı oldu...

http://blog.milliyet.com.tr/i-melih-ve-baronlari--/Blog/?BlogNo=165441 [2]

Kaderin cilvesine bakınız ki, beş yıl sonra, yine seçim ve İ.Melih Gökçek bu sefer kerameti kendinden menkul bir sansasyonel olarak baronlara sarılmamış, ancak kendisine veya bir devlet büyüğüne suikast yapılacak duyumu aldım diyerek bu sefer de mağduru oynamaya çalıştı. Çünkü artık bu seçimlerde MHP tabanını kandıracak ve oylarını alacağı hiç bir enstrümanı kullanma imkanı bulamadı. Çünkü geçen seçimlerde MHP den aday olan sayın Mansur Yavaş CHP'nin adayı olarak, İ.Melih Gökçek'in tüm ezberlerini bozmuştur...

Mansur Yavaş, samimi, içten, yapmacıklıktan uzak, geldi yeri iyi bilen, ortalama bir Ankara'lı olarak sadece ve sadece Ankara'ya hizmete talip olduğunu, seçildiği gün parti rozetini bir tarafa bırakarak tüm Ankara'lının belediye başkanı olacağını ve hatta maaşını Ankara'lıların ödediği bir bir çalışan olacağını samimi olarak, mütevazı bir incelikle taahhüt ve kabul ediyor...

Kendine güvenen, ne yapacağını ne yapamayacağını açık bir şekilde seçmenine anlatan Mansur Yavaş, Ankara için gelecek 2 dönemde bir şans olacak.. Çünkü Mansur Yavaş'ın Beypazarı mucizesi herkesin malumudur anlatmaya gerek yok..

İ.Melih Gökçek 20 yıldır sürekli büyük projeler diyerek aslında Ankara'yı ne kadar borçlandırdığının bile tam bilinemediği, plansız, fizibiletesiz, zamansız, önceliklerin tesbiti, fayda maliyet analizinden yoksun, belediye bütçesini hanedan mantığı çerçevesinde harcadığı, Ankara halkı ile paylaşmadan kafasına göre şehre giriş kapıları ihdas ederek, sanki ortaçağ derebeyliklerinin şatolarını koruyan önünde nöbetçilerin beklediği şehir giriş kapılarından esinlenerek gereksiz bir harcama ile Ankara'lının parasını çöpe atmaktadır...

İ.Melih Gökçek yurt dışından ağaç getirerek milyonlarca parayı çöpe atmıştır. Ama Atatürk Orman Çiftliğinde ağaç katliamını yapan da kendisidir...

Yani 20 yılın didiklenmesi ki, Sayıştay bile Ankara Büyük Şehir Belediyesinin hesaplarının içinden çıkamamışken, burda dillendirmenin de çok anlamlı olacağını sanmıyorum.

20 yılın bilançosu, Ankara'nın her tarafı otoban oldu. Ve yollar yarış pistine döndü. Bol bol alt geçit ve köprü yaptı ama ne yazık ki, Keçiören'lileirn Fatih köprüsü çilesini bitiremedi...

Şehir içinde hangi akla hizmetle yaptığı trafik düzenlemesi ile şehrin trafik düzenini allak pullak etmiştir. İlginç olan da, mesela Kızılay'da araçlara SOLA dönüş tümden yasaktır. Sadece polis araçları, TOMAlar, traik çekici araçları dönebiliyor...Kızılay'daki Güvenpark çevik kuvvet yerleşkesi oldu...

Ama en güzel başardığı olay da sanırım yarattığı İMAR RANTIdır. Ve bu ranttan Ankara faylanamaz nedense?

Neyse anlatılacak çok şey var, sayfalar, satırlar bitmez anlatmakla..

31 Mart Sabahı Ankara için bir başka güzel olacak!

Belediye ehil ellere geçecek ve Ankara'lı da Atatürk'ün Başkentine uygun başkanına kavuşacak..
 

Murat ŞİMŞİR

iletisim@politikadergisi.com