Seçim sonuçları tabii ki akpyi aklamaz.Başbakanın ve akpnin aklanması ancak yüce divanda olacaktır. Eğer başbakan ve akp hükümeti biz bu rüşvet ve yolsuzluğu yapmadık,bu iddialar cemaatin bizi yıpratmak için yaptığı hamleler diyorlarsa yani kendilerine güveniyorlarsa bu konuda yargıya gidip aklanmaları gerekir. Peki başbakan ve akp bunu yapar mı? Pek sanmıyorum,çünkü bu yerel seçimlerde akpnin oyları düşse de hala birinci parti olarak çıkacağı pek çok kamuoyu araştırmalarında görülmekte.O açıdan hala milletin, çoğunluğun desteği arkalarında. Akp oylarındaki düşüşe göre başbakanın bir strateji izleyeceği sanılmaktadır.Akpnin gezi direnişi ve ardından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla birlikte seçmen tabanı desteğinde bir azalma olduğu kuşkusuz.Ancak bu tür sosyal olayların sonuçları bir anda ortaya çıkmaz.Bir kaç yıl sonra ancak anlaşılır.Geçmişte anap nasıl siyaset tarihinden silindiyse akpde er yada geç silinecektir.Ancak buna tabii ki halk karar verecektir.Nitekim başbakan da muhalefet partilerine seslenerek gelin bizi sandık yoluyla indirin demiyor mu? Çünkü hala millet desteğinin arkasında olduğunu biliyor.Genel seçimlere kadar ne olur,o konuda bir tahminde bulunmak da yanlış olacaktır. Halkımızın çoğunluğunun demokrasi konusunda eğitimi eksik olsa da sağduyuludur.Ülke siyaseti konusunda doğru ve gerçekleri anlattığınızda ikna olmaktadır.Ülkemizin temel sorunu işsizlik pahallılık ve ulus devlet üniter yapıyı ortadan kaldırmak isteyen emperyalizmin maşası pkk-bdpnin dayattığı bölünme sorunudur aslında.Akp ve pkk da artık aynı emperyalist çizginin devamıdırlar.Kürt açılımı zaten bir bop(Büyük ortadoğu projesi) planıdır.Chp ve mhp ise maalesef bu sorunları çözecek yeterlilikte değillerdir. Ülkemizde bir de muhalefet sorunu vardır. O halde halkın demokratik devrimci bir irade ortaya koyarak kendi örgütlenmesini yaratması gereklidir. Bu demokratik devrimci cephede işçi partisi ve bdpnin tabanı dışında tüm yurttaşlara yer açılmalıdır.Çünkü mao kalpazanları ve etnik bölücülerle demokratik halk devrimini başarmak çok zor ve imkansız olacaktır.Mao bile zamanında işçi partisinden daha proleter devrimciydi.Kimse Mustafa Kemal ve Kemalizmi tekeline almamalıdır,bu hepimizin ortak değer ve rehberidir.Bu noktada amaç kemalist devrimi tamamlamanın ötesinde demokratik halk devrimini gerçekleştirmek ve bu devrimi proleter devrime vardırmak olmalıdır. Bu demokratik devrimde köylülük ve proleterya öncü güç olacaktır.Tam bağımsız laik demokratik bir Türkiyeyi inşa ettikten sonra ülkede sınıfların sömürünün yabancılaşmanın olmadığı sosyalist bir devlet,proleterya diktatörlüğünü kurmamız daha da kolaylaşmış olacaktır.Bu noktada baş çelişki proleterya ile işbirlikçi burjuvazi arasındadır.Ezen ezilen millet çelişkisi ise temel çelişkidir.Sovyetleri ve sosyalist kampı çökerten kruçefle başlıyan brejnev ve gorbaçovla sonlanan revizyonizm ve oprtünizm ile hesaplaşmak günümüz Marksist Leninistlerinin görevi olmalıdır.Doğru berrak bir diyalektik mantıkla devrimci mücadelenin yeniden gözden geçirilmesi önemlidir. En somut öncelik olarak abd ve ab emperyalizmi maşası pkk-bdp-hdp çizgisi hareketten tasfiye edilmelidir.Çünkü aslolan sınıfcıl savaşımdır,etnik milliyet savaşımı değildir,bu kafalara yerleşmelidir. Unutmayalım ki proleterya diktatörlüğü için savaşmayana sosyalist denmez.
Yorumlar
Mahkeme Aklar
Seçim sonuçları tabii ki akpyi aklamaz.Başbakanın ve akpnin aklanması ancak yüce divanda olacaktır. Eğer başbakan ve akp hükümeti biz bu rüşvet ve yolsuzluğu yapmadık,bu iddialar cemaatin bizi yıpratmak için yaptığı hamleler diyorlarsa yani kendilerine güveniyorlarsa bu konuda yargıya gidip aklanmaları gerekir. Peki başbakan ve akp bunu yapar mı? Pek sanmıyorum,çünkü bu yerel seçimlerde akpnin oyları düşse de hala birinci parti olarak çıkacağı pek çok kamuoyu araştırmalarında görülmekte.O açıdan hala milletin, çoğunluğun desteği arkalarında. Akp oylarındaki düşüşe göre başbakanın bir strateji izleyeceği sanılmaktadır.Akpnin gezi direnişi ve ardından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla birlikte seçmen tabanı desteğinde bir azalma olduğu kuşkusuz.Ancak bu tür sosyal olayların sonuçları bir anda ortaya çıkmaz.Bir kaç yıl sonra ancak anlaşılır.Geçmişte anap nasıl siyaset tarihinden silindiyse akpde er yada geç silinecektir.Ancak buna tabii ki halk karar verecektir.Nitekim başbakan da muhalefet partilerine seslenerek gelin bizi sandık yoluyla indirin demiyor mu? Çünkü hala millet desteğinin arkasında olduğunu biliyor.Genel seçimlere kadar ne olur,o konuda bir tahminde bulunmak da yanlış olacaktır. Halkımızın çoğunluğunun demokrasi konusunda eğitimi eksik olsa da sağduyuludur.Ülke siyaseti konusunda doğru ve gerçekleri anlattığınızda ikna olmaktadır.Ülkemizin temel sorunu işsizlik pahallılık ve ulus devlet üniter yapıyı ortadan kaldırmak isteyen emperyalizmin maşası pkk-bdpnin dayattığı bölünme sorunudur aslında.Akp ve pkk da artık aynı emperyalist çizginin devamıdırlar.Kürt açılımı zaten bir bop(Büyük ortadoğu projesi) planıdır.Chp ve mhp ise maalesef bu sorunları çözecek yeterlilikte değillerdir. Ülkemizde bir de muhalefet sorunu vardır. O halde halkın demokratik devrimci bir irade ortaya koyarak kendi örgütlenmesini yaratması gereklidir. Bu demokratik devrimci cephede işçi partisi ve bdpnin tabanı dışında tüm yurttaşlara yer açılmalıdır.Çünkü mao kalpazanları ve etnik bölücülerle demokratik halk devrimini başarmak çok zor ve imkansız olacaktır.Mao bile zamanında işçi partisinden daha proleter devrimciydi.Kimse Mustafa Kemal ve Kemalizmi tekeline almamalıdır,bu hepimizin ortak değer ve rehberidir.Bu noktada amaç kemalist devrimi tamamlamanın ötesinde demokratik halk devrimini gerçekleştirmek ve bu devrimi proleter devrime vardırmak olmalıdır. Bu demokratik devrimde köylülük ve proleterya öncü güç olacaktır.Tam bağımsız laik demokratik bir Türkiyeyi inşa ettikten sonra ülkede sınıfların sömürünün yabancılaşmanın olmadığı sosyalist bir devlet,proleterya diktatörlüğünü kurmamız daha da kolaylaşmış olacaktır.Bu noktada baş çelişki proleterya ile işbirlikçi burjuvazi arasındadır.Ezen ezilen millet çelişkisi ise temel çelişkidir.Sovyetleri ve sosyalist kampı çökerten kruçefle başlıyan brejnev ve gorbaçovla sonlanan revizyonizm ve oprtünizm ile hesaplaşmak günümüz Marksist Leninistlerinin görevi olmalıdır.Doğru berrak bir diyalektik mantıkla devrimci mücadelenin yeniden gözden geçirilmesi önemlidir. En somut öncelik olarak abd ve ab emperyalizmi maşası pkk-bdp-hdp çizgisi hareketten tasfiye edilmelidir.Çünkü aslolan sınıfcıl savaşımdır,etnik milliyet savaşımı değildir,bu kafalara yerleşmelidir. Unutmayalım ki proleterya diktatörlüğü için savaşmayana sosyalist denmez.
Saygılarımla.