Örgütü Kim Kurduysa, O Tasfiye Eder

Örgüt; Teşkilat, organizasyon. Belirli bir amaç ya da amaç grubuna yönelik, birbiriyle bağlantılı eylemlerin gerçekleştirilmesi için bireylerin önceden belirlenmiş davranış kalıpları, görevler ve sorumluluklar çerçevesinde bir araya gelmesiyle oluşan, tamamlayıcı ve süreklilik gösteren toplumsal yapılanmadır.

Terör Örgütü; Belirli bir amaç ya da amaç grubuna yönelik, birbiriyle bağlantılı eylemlerin gerçekleştirilmesi için bireylerin önceden belirlenmiş davranış kalıpları, görevler ve sorumluluklar çerçevesinde bir araya gelmesiyle oluşan, tamamlayıcı ve süreklilik gösteren toplumsal yapılanmadır. Burada amaç önemlidir. Amaç yasadışı bir amaç ise ve bunu silah ile halkı korkutmak, devleti ve milleti parçalamak, devlet kurumlarını iş yapamaz hale getirmek ise, buna terör örgütü denebilir.

Örgütler doğal olarak ortaya çıkmaz, kişileri belirli bir amaç etrafında toplayabilmek için, bu kişilere ayrı ayrı, bu amaç için görev ve sorumluluklar verebilecek bir lidere ya da bir üst örgütlenmeye ihtiyaç vardır. Yani anlayacağınız bir örgütü ancak bir lider veya üst örgüt kurabilir.

Örgütün kurulma amacı bittiğinde ise, lider, insanlara hükmetme egosuna yenik düşüp başka amaçlar uydurur ve örgütün devam etmesini sağlar veyahut da örgütünü tasfiye eder. İkinci durum pek ender görülür.

Örgütü kuran bir üst örgütün, kurduğu alt örgütü tasfiye etmesi daha kolaydır.

Şimdi şu örneklere bir göz atalım;

El Kaide;

1988 yılında, SSCB birlikleri ile savaşmak amacıyla, soğuk savaş döneminde SSCB'nin Afganistan'ı işgal edebileceği öngörüsü üzerine kurulan köktendinci silahlı örgüt. SSCB'nin Afganistan'ı işgali sırasında Afganistan topraklarını korumuştur.  

Sizce El Kaide Afganistan’ı korumak için kendi kendine örgütlenmiş, savaşacağı silahları kendi mi üretmiştir???

2 Mayıs 2011'de ABD Başkanı Barack Obama'nın talimatıyla düzenlenen bir kara operasyonuyla, El Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürüldüğü açıklandı.

Türk Hizbullah’ı;

Zekât ve fitre adı altında esnaftan ve halktan zorla para toplayan örgüt, 1990'ların başında, halihazırda yükselişe geçen Kürt ayrılıkçı hareketine doğrudan bir tehdit oluşturmuştur. Kürt Sünni İslamcı örgüt; şiddet ve cinayet gibi eylemlerini ilk başta PKK üzerine yoğunlaştırmıştır.

Eski bakan Fikri Sağlar, Siyah-Beyaz gazetesiyle yaptığı bir röportajda, ordunun Hizbullah'ı sadece kullanmakla kalmadığını, aynı zamanda bu örgütü kurup sponsorluğunu da yaptığını söylemiştir. Bu kararın 1985 yılında alındığından da söz eder. Türkiye'deki Meclis Araştırma Komisyonu'nun 1993 raporunda; Hizbullah'ın, Batman ilinde güvenlik güçleri tarafından siyasi ve askeri eğitim, ayrıca destek aldıkları anlatılmaktadır.

İstanbul polisi, uzun süren araştırma ve takipleri sonucunda, Beykoz Kavacık'taki triplex bir villada olduklarını tespit ettikleri hizbullah militanlarına karşı operasyon gerçekleştirdi. Operasyon televizyonlardan da canlı yayınlandı. Bu baskın sonunda örgütün lideri Hüseyin Velioğlu ölü, diğer iki militan ise sağ ele geçirildi… Örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun cesedinin delik deşik olduğu, ama öte yandan diğer iki militan burunları bile kanamadan sağ ele geçirildiği görüldü.

Bu durum bazı komplo teorilerini ortaya çıkardı. Bazı teörilere göre aslında Örgüt Lideri Hüseyin Velioğlu’nu JİTEM’i ziyareti sırasında çıkan bir anlaşmazlık sonucu JİTEM tarafından öldürülmüş, cesedini Beykoz’da ki villaya getirmiş, basına haber verilmiş ve basının operasyon bölgesinde hazır olması istenmiş, İstanbul polisine de sanki operasyon yapıyormuş gibi rol yapması söylenmiştir.

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com [2]