4+4+4…

AKP’nin eğitim sisteminin gerici  ve piyasacı şekle dönüştürülmesi için attığı adımlar 652  sayılı KHK’leri yayınladıktan sonra artçı depremler gibi peş peşe gelmiştir . Bu adımlar arasında :  Arapçayı seçmeli ders yapma ,   parasalcı ve İslamcı düzeni pekiştirmek için  okulları kent dışına çıkarma, çocuklara umre ziyareti yaptırmaya çalışma gibi başlıkları sayabiliriz.

AKP’ nin  18. Milli Eğitim Şurası’nda  aldırttığı kararlardan biri: “Zorunlu eğitim öğrencilerin yaş grupları ve bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak; 1 yıl okul öncesi eğitim, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve ortaöğretime hazırlık eğitimi ve 4 yıl ortaöğretim olmak üzere öğrencilere farklı ortamlarda eğitim almaya fırsat verecek şekilde 13 yıl olarak düzenlenmelidir” kararıdır.  AKP şuradan sonra çocuğu, genci ve yetişkini meta olarak gören, çocukların özgürleşip kendilerini gerçekleştirmesi ve onlara dayatılan dar kalıpları aşması olasılığına tahammül edemeyen ,  çocuğun gelişmesiyle, onun yaşayacağı sorunlarla ve çocuğun/toplumun yaşayacağı kayıplarla ilgilenmeyen, erken yaşta seçim yapmanın sakıncalarını  ve “din” dışında hiçbir şeyi önemsemeyen  bir anlayışla hamle yapmaya devam etmiş  ve   çocukların  4+4+4 formülüne sarılmıştır.   Hükümetin  hayırhah bir gelişme olarak gördüğü 4+4+4 yasa tasarısı sandalyelerin  kırılıp , yumrukların  havada uçuştuğu , muhalif milletvekillerine saldırıldığı bir komisyon toplantısında 30 dakika içinde kabul ettirilmiş, sonra da  hukuka ve  pedogojik verilere aykırı bu sistem  bazı üniversitelerin  , sivil toplum örgütlerinin  , siyasal partilerin  , eğitim emekçilerinin , velilerin  ve öğrencilerin isyan ve tepkilerine rağmen yasa haline gelmiştir.  

8 yıllık kesintisiz eğitimi sona erdiren bu yasaya içkin üzerinde durulması gereken bazı kritik noktalar vardır.

Birincisi; 4*3 gerici , AKP militanı bir gençlik yetiştirme amacına sahiptir. Ankara , İstanbul , Sivas , Konya başta olmak üzere pek çok şehirde mesleki eğitim verme adına  ilkokulların İmam Hatip Okullarına dönüştürülmesi , Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in hayatı derslerinin zorunlu seçmeli ders modunda dayatılmaya çalışılması , Ahlak Eğitimi , Değerler Eğitimi gibi derslerle pedogojik gelişim süreçlerini hiçe sayarak din öğretiminin ilkokul 1. Sınıfa taşınması , 9 yaşındaki çocukları türban takmaya zorlama gibi düzenlemelerle piyasacı eğitim retorik gericilik sosuyla topluma servis edilmeye çalışılmaktadır.

İkincisi; Eğitimi sermayenin açık denizi haline getirme muradında olan bu sistemde hükümet    okulları satışa çıkartarak emek sömürüsünün en yoğun olduğu alanlardan biri olan inşaat sektöründe yep yeni rant kapıları açmıştır. Ayrıca okul yaptırmak isteyen patronlara Teşvik Belgesi adı altında vergi indirimi yapılması bütçe açıklarının artmasına neden olacaktır.

Üçüncüsü; Kesintisiz eğitim uygulamasına son veren bu yasa dar gelirli yoksul aileler için bir şanssızlıktır. Eğitimin kesintili hale gelmesi bu ailelerin çocuklarını erken yaşlarda okuldan kopartarak sermayenin ucuz iş gücü haline getirecektir. Kız çocuklarını eve hapsedecek olan bu sistem çocuk gelinlerin sayısını arttıracak ve evliliklerden doğan çocuklar sermayenin ucuz işgücü ordusuna katılmak için hazırlanacaklardır.

Dördüncüsü; Bu düzenlemeyi devrim olarak lanse etmeye çalışan hükümet parasız eğitim hakkını savunan öğrencilere ceza evi yolunu göstermekle eğitim konusundaki samimiyetsizliğini insanlara göstermektedir.

Beşincisi;  Yeni eğitim öğretim döneminde okulları İmam Hatip Ortaokuluna dönüştürülen pek çok eğitim emekçisi ve öğrenci yeni okullarına, sosyal çevrelerine oryante olmakta zorluk çekeceklerdir.

Son olarak eğitim ve din satıcısından yana olmamamız, 4*3 ‘ e karşı gösterdiğimiz tepkileri parasız eğitim hakkını savunma, gençlere, Alevilere ve kadınlara yapılan gerici saldırılara karşı direnç odakları örme gibi mücadele başlıklarıyla eş güdümlü bir hale getirmemiz durumunda daha anlamlı ve etkili bir mücadele yürütebilir ve yeni okulların eğitim emekçileri ve öğrencilerin ellerinden alınıp sermayenin ve gericiliğin hizmetine sunulmasını engelleyebiliriz. Aydınlık ve mutlu bir dünyaya kavuşmak umuduyla bütün EĞİTİM EMEKÇİLERİ VE ÖĞRENCİLERE İYİ TATİLLER

Faik ERYAŞAR

iletisim@politikadergisi.com [2]