İletişimin Gitgide Yozlaşması...

Gerçekten de çok ilginç insanlar topluluğuz...

Her şeyden önce, ne olursa olsun “fanatik” olduğumuz söylenebilir.

Eğer, ülkemizde yazı yazarak hayatınızı idame ettiriyorsanız...

Malzeme bulamama gibi, sıkıntınızın olmaması gerekir.

Bir konu tartışılmadan...

Enine boyuna irdelenmeden, bir başka konu zuhur ediveriyor.

Bir bakıyorsunuz, ülkenin nabzı değişivermiş...

Müzmin hasta gibi...

Bir ateşi yükseliyor, bir iniyor...

Birden şahlanıveriyor, birden yelkenleri indiriveriyor...

Gel-git misali...

Gerçekten de Türkiye’de sağlıklı bir biçimde konuşmak zordu, iyiden iyiye zorlaşmaya başladı.

İktidar kanadından bir şey seslendiriliyor...

Anlaşılmadan, itiraz bayrağı gönderde!

Muhalefet bir şey demeye kalmadan; sen şucusun bucusun!

Mesela, “Başkanlık Sistemi”nin tartışılabileceği ikrar edildi. Şıpından gürültü koparıldı.

Yahu tartışılsın deniyor, bu “olacak” denmiyor. Demokrasi, her cümlenin başına, ortasına ve sonuna “demokrasi” takısını iliştirince; o ülkede demokrasi olduğu mu zannediliyor?

Konuşulsun, masaya gelsin, siyaset bilimciler, anayasa hukukçuları, konu hakkında mütalaasını versinler, toplum da bu yaratılan fikir teatisinden bir şeyler öğrenmeye çabalasın.

Başkanlık Sistemi, olmalıdır, olacak, kat’iyen bu model ülkemize tatbik edilecek demek başka; bu sistem “tartışılabilir” demek başka...

Konuşmadan, dinlemeden, müzakere etmeden, fikir jimnastiğinde bulunmadan, nasıl demokratik ortamdan bahsedilebilir?

Yahu, demokratik parlamenter rejim zaten yamalı bohça misali de, bizler gittikçe “demokratik ortamdan” da uzaklaşmaya başladık.

Böyle ne sorunlar irdelenebilir, ne de uzlaşı denen ülkemize çok ırak olan demokratik iletişim araçlarından faydalanabilinir!

Ee konuşmadan, medeni düzeyde tartışmadan, nasıl uygun olana yaklaşacağız, anlamış değilim.

Erhan SALMAN

iletisim@politikadergisi.com [2]