Dedem’in, Bursa’nın Yunan işgalinden kurtarılmasını (11 Eylül 1922) anlatırken ortaya koyduğu tablo; İstiklal Savaşımızın hangi koşullarda ve nasıl gerçekleştiğini çok güzel sergilerdi. Detaylarına girmeyeceğim. Eğer burada yazarken birini bile unutup aktaramazsam, kendimi nakleden olarak sorumlu hissederim. Fakat o tarihlerin öncesi ve sonrasıyla çok dikkatli bir şekilde, titiz bir çalışma ile ele alınması gerekliliğini anımsatmak; dedem ile olan o konuşmaların üstüme vebalidir.
Aç, yoksun ve yoksul bir milletin, İSTİKLAL uğruna neler yapabildiğinin:
Dünya tarihinde eşi ve benzeri olmayan “Allah bir daha öyle günler yaşatmasın bu millete.” diyenlerin, onurlu mücadelesinin neferleri ;
Toprağa düşen şehitlerimiz, Şahadet mertebesine ulaşmadan hizmetine devam eden silah erlerimiz: Gazilerimiz ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Halkın kendisi yani Türk Milleti'nin zaferi…
12 Kasım 2008 tarihli Genelkurmay Başkanlığı basın açıklamasından;
“1- 11 Kasım 2008 tarihinde vefat eden İstiklal Savaşı'nın son gazisi, Emekli Albay Mustafa Şekip BİRGÖL için 14 Kasım 2008 saat 11:00'de önce, 1'inci Ordu Komutanlığı Karargahı/Selimiye'de özel bir tören yapılacak, müteakiben Selimiye Camii'nde öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedilecektir.
2- Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal ATATÜRK'ün son silah arkadaşına yapılacak bu anlamlı törene, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları da katılacaklardır.”
Ve o günün koşullarında kayıt altında tutulmadığı / tutulamadığı için sahip çıkamadıklarımız.
Her şeyden önemlisi onlar, bizim sahip olduklarımızın sahibi :
GERÇEK SAHİP OLDUKLARIMIZ,
ONURUMUZ OLANLAR,
HAYSİYETİMİZİN ve VATANIMIZIN KURTARICILARI !
İstiklal uğruna toprağa düşenlere, İstiklal uğrunda savaşanlara,
AHDE VEFA borcumuz var:
HUZUR İÇİNDE YATIN GİDENLER…
BAĞI BAĞIŞLAYANLAR SİZLERSİNİZ DE BİZİZ ÜZÜMÜ VERMEYENLER !
Özürle…
Erdinç AYDIN
Yorumlar