Sayın Çağırıcı, bizim öğrendiğimiz bir şey varsa o da öz ile görüntü zıtlığıdır.Zira bu zıtlık olmasa bilimin de var olamayacağını yine Marx'tan öğrenmiş oluyoruz.Yorumunuz biçimsel anlamda kuşku götürmez şekilde kibar ve ince durmaktadır ancak özünde son derece kabadır ne yazık ki.Ben bu mirasın sahibi olduğumu iddia ettiğimden ötürü biçimsel olarak da özsel olarak da gerçeğe ve gerçek olguya işaret etmekle yükümlüyüm.Öyleyse başlayalım.
Kavramları doğru yerde kullandığımı ve sizin bunu karıştırdığınızı görüyorum.Zira evet giriş cümlem ile marx'ın söylemi taban tabana zıttır ve bende zaten bunu ortaya koyuyorum.Yazının ortaya koyulma amacını bir çelişki olarak görmeyi nereye koyacağız bilemiyorum.Onun zamanında mesele dünyayı değiştirmek iken bugün bizim zamanımızda mesele teoridir bilgidir yorumdur bilimdir bilmektir diyorum.Değiştirmek için önce bunları sağlamalı diyorum ama bugün değişim ilk aşama değildir diye yazının pek çok yerinde vurgu yapıyorum.Şimdi bu durumda sizin yanlış anlamanızı ve beni kavramları doğru ve yerinde kullanmamakla itham etmenizi ne yapaccağız o zaman diye kendime soruyorum.
İşte benim bilim bilgi irfan isteğim tam olarak bu yüzdendir, okuyucular okuduklarını bile doğru anlıyamıyorlarsa analiz edemeyecek kadar sabırdan yoksun ve dikkatleri bozuksa bu toplumla değişim yapmak imkansızdır.Önce bunu oturtmak gerekir."Günümüzde felsefenin dünyayı değiştirmekten daha çok önem arz ettiği düşüncesindeyim diyorum ve aynı zamanda bu yine sizin ifade ettiğiniz gibi "bilgiye, öğrenmeye, aydınlanmaya, bilimsel dünya görüşüyle olayları anlamaya olan büyük ihtiyaçtır.Arada fark yoktur.Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına bir kez daha açıklamalı, bugünün şartlarında teorik ihtiyaç ve yani aydınlanmacı bireye duyulan özlem pratik bütün özlemlerden öndedir ancak aralarında bir uçurum yoktur keza teoriyi tamamlayacak olan yine pratiktir.Pratizm olmadan teorinin anlamı yoktur elbette.Ancak günümüz şartları gereği postmodernizmin yaşattığı büyük keşmekeş içerisinde her şey alabildiğine karmaşık duruyorken bizim işimiz bunları kolaylaştırmak ve bu yolda elbette ki sol teoriyi kullanmaktır.Sol düşünce bile bugün bu karmaşadan nasibini almıştır ve her sola güvenilememektedir öyleyse teorik yapıyı pratiği unutmadan ama ilk aşamada buna ağırlık vererek yeniden kurmalıdır.Bu kaos durumunda nehirde akıntıya karşı durabilmek adına yüksek ve büyük büyük bir teorik birikime ve felsefeye ihtiyacımız vardır.Sözümün özü tekrarlı haliyle budur.Teşekkür ederim.
Yorumlar
Sayın Çağırıcı, bizim
Sayın Çağırıcı, bizim öğrendiğimiz bir şey varsa o da öz ile görüntü zıtlığıdır.Zira bu zıtlık olmasa bilimin de var olamayacağını yine Marx'tan öğrenmiş oluyoruz.Yorumunuz biçimsel anlamda kuşku götürmez şekilde kibar ve ince durmaktadır ancak özünde son derece kabadır ne yazık ki.Ben bu mirasın sahibi olduğumu iddia ettiğimden ötürü biçimsel olarak da özsel olarak da gerçeğe ve gerçek olguya işaret etmekle yükümlüyüm.Öyleyse başlayalım.
Kavramları doğru yerde kullandığımı ve sizin bunu karıştırdığınızı görüyorum.Zira evet giriş cümlem ile marx'ın söylemi taban tabana zıttır ve bende zaten bunu ortaya koyuyorum.Yazının ortaya koyulma amacını bir çelişki olarak görmeyi nereye koyacağız bilemiyorum.Onun zamanında mesele dünyayı değiştirmek iken bugün bizim zamanımızda mesele teoridir bilgidir yorumdur bilimdir bilmektir diyorum.Değiştirmek için önce bunları sağlamalı diyorum ama bugün değişim ilk aşama değildir diye yazının pek çok yerinde vurgu yapıyorum.Şimdi bu durumda sizin yanlış anlamanızı ve beni kavramları doğru ve yerinde kullanmamakla itham etmenizi ne yapaccağız o zaman diye kendime soruyorum.
İşte benim bilim bilgi irfan isteğim tam olarak bu yüzdendir, okuyucular okuduklarını bile doğru anlıyamıyorlarsa analiz edemeyecek kadar sabırdan yoksun ve dikkatleri bozuksa bu toplumla değişim yapmak imkansızdır.Önce bunu oturtmak gerekir."Günümüzde felsefenin dünyayı değiştirmekten daha çok önem arz ettiği düşüncesindeyim diyorum ve aynı zamanda bu yine sizin ifade ettiğiniz gibi "bilgiye, öğrenmeye, aydınlanmaya, bilimsel dünya görüşüyle olayları anlamaya olan büyük ihtiyaçtır.Arada fark yoktur.Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına bir kez daha açıklamalı, bugünün şartlarında teorik ihtiyaç ve yani aydınlanmacı bireye duyulan özlem pratik bütün özlemlerden öndedir ancak aralarında bir uçurum yoktur keza teoriyi tamamlayacak olan yine pratiktir.Pratizm olmadan teorinin anlamı yoktur elbette.Ancak günümüz şartları gereği postmodernizmin yaşattığı büyük keşmekeş içerisinde her şey alabildiğine karmaşık duruyorken bizim işimiz bunları kolaylaştırmak ve bu yolda elbette ki sol teoriyi kullanmaktır.Sol düşünce bile bugün bu karmaşadan nasibini almıştır ve her sola güvenilememektedir öyleyse teorik yapıyı pratiği unutmadan ama ilk aşamada buna ağırlık vererek yeniden kurmalıdır.Bu kaos durumunda nehirde akıntıya karşı durabilmek adına yüksek ve büyük büyük bir teorik birikime ve felsefeye ihtiyacımız vardır.Sözümün özü tekrarlı haliyle budur.Teşekkür ederim.