İçeriği Yazan: Mehmet ÇAĞIRICI Zaman: Cts, 10/12/2011 - 13:06
Benim eleştirimin özünde son derece "kaba" olduğunu iddia ediyorsunuz. "Kaba" dan ne kast ediyorsunuz? Sizin için bir hakaret mi? Aşağılama mı? yazınıza karşı bir ilkellik mi? Bence, sadece eleştiriye tahammülsüzlükten kaynaklanan duygusal bir tepkinin ifadesidir!
Kaldı ki benim eleştirimi siz de aynen kabul ediyorsunuz. Siz aynen "evet giriş cümlem ile marx'ın söylemi taban tabana zıttır", Ben de bunu eleştirdim. Ben nerden bilebilirim sizin K.Marks'ı eleştirme arzusunda olduğunuzu? Ben sizin kafanızın içinden geçenleri okuyamam ki! Yazınızdaki kavramlardan hareket ederek ben yazımda dikkati şeken çelişkiye işaret etmeye çalıştım. Bu kabalık mı?
Evet, şimdi daha iyi anlıyorum ki siz Marx'ı eleştirmeye çalışıyor fakat daha fazla ileri gitmeye de cesaret edemiyorsunuz. Çünkü K. Marks'ı kastederek "Onun zamanında mesele dünyayı değiştirmek iken bugün bizim zamanımızda mesele teoridir bilgidir yorumdur bilimdir bilmektir" dediğinize göre anlaşılan K. Marx'ı eleştirerek "K. Marks'ın artık modası geçti!" demeye getiriyorsunuz!
Sizin yazınızda "Marx veya bir başkası herkes bulunduğu dönemin koşulları ve bilgisiyle yoğrulur" gibi nereye çekersen oraya uzanacak lastik gibi esnek bir cümle ile işin içinden sıyrılmaya çalışmanız eleştiride korkaklığınızın açık göstergesi değil midir? O zaman, eğer K. Marxı'eleştirecekseniz bunu açıkca, mertçe, dürüstçe yapmanız gerekmez mi? Bu kaypak, muğlak ve korkak tavrınız hiç te "Bilimsel" değildir. Çünkü bilimsel olmak açık, dürüst, cesur ve tarafkar olmayı gerektirir!
"Değiştirmek için önce bunları sağlamalı diyorum ama bugün değişim ilk aşama değildir diye yazının pek çok yerinde vurgu yapıyorum." diyorsunuz. Ben de diyorum ki, bu iş birbirinden ayrılmaz. İnsan öğrenirken değiştirir, değiştirken öğrenir. Bunlar iç içe birer süreçtir. K. Marks ta bunu anlatmak istemiştir. Yoksa milyarca insan önce oturup öğrenecekler, sonra birisi bir işaret verecek, arkasından hopla hep beraber dünyayı değiştirecekler öyle mi? Çok komik!
"Okuyucular okuduklarını bile doğru anlıyamıyorlarsa" ifadesi bile farkında olmadığınız içinizdeki belli bir kibirin, çok bilmişliğin ucuz bir ifadesi değil mi? Yazar ne kadar verirse okuyucu da o kadar alır. Yani yazar ile okuyucu arasındaki bilgi alış verişini özünü belirleyen ilk planda yazarın yazısında okuyucuya sunduğu yazının içeriğidir. İçerik fakirse, yetersiz ise okuyucu ne yapsın?
Aslında sizin kullandığınız şu çümle sizin içinde bulunduğunuz bilinç durumunun bir aynası olduğunu göstermektedir: "Ancak günümüz şartları gereği postmodernizmin yaşattığı büyük keşmekeş içerisinde her şey alabildiğine karmaşık duruyorken bizim işimiz bunları kolaylaştırmak ve bu yolda elbette ki sol teoriyi kullanmaktır.Sol düşünce bile bugün bu karmaşadan nasibini almıştır." Karmakarışık olan dünyanın bugün ki koşulları değil, onların sizin bilincinizde yansımasıdır. Karışık olan ne yazık ki sizin kafanızın içidir!
Herkesin hergün bilgiye ve bilmeye ihtiyacı vardır. Bilginin ve öğrenmenin sınırı yoktur. Burada yaptığımız bu tartışma da aslında bu amaca hizmet etmektedir. Ama bunu yaparken bile kendimizden başlayarak dünyayı değiştirdiğimizin farkında mıyız?
Yorumlar
Alphan TELEK'e YANIT