Genelkurmay Eski Başkanı Işık Koşaner’in ve kuvvet komutanlarının istifası sonrası aslında eski olan ama yeniymiş gibi sunulan bir tartışma kendisini gündemin üst sıralarına taşıdı. Tartışma şu:
Birinci Cumhuriyet bitti mi, yoksa bitmedi mi ya da ikinci cumhuriyet başladı mı, başlamadı mı?
Konuyla ilgili gazete köşe yazarları birçok makale yayınladı. Hatta aynı yayın organı içerisinde birbiriyle ters düşen yazarlarda oldu. Burada bu yazıların tümünü irdelemek yazının vermek istediğini ıskalar. Dolayısıyla kısmi olarak Milliyet Gazetesi’nde yaşananları irdelemekte fayda var. Yalnız bu faydanın aşağıdaki bağlantıları okumadan açığa çıkması çok zor, bunu da peşinen belirtmem gerektiğini düşünüyorum.
Milliyet Gazetesi’nde konu Aslı Aydıntaşbaş’ın makalesi[1] ile başladı. Aydıntaşbaş, makalesinde istifa süreci ile birlikte yaşanan gelişmelerin ve hatta öncesinde yaşananların 1. Cumhuriyet dönemini kapattığını ileri sürdü.
Bu çıkışı aynı gazetenin deneyimli yazarı Hasan Pulur köşesindeki yazıda[2] ilginç bir şekilde eleştirdi..
Polemik de doğdu tabii..
Aslı Aydıntaşbaş, sırf cevap verebilmek, belki de kendisini biraz daha fazlz ifade edebilmek için yeni bir yazı[3] taşıdı köşesine..
Benim içinde polemiğe dahil olmak, “Cumhuriyet” meselesi oldu.
İki yazarı da hemen hemen her gün okurum. Alkışlama derecesinde güzel yazılar yazdıklarına şahit olduğum için bu tarz yazılar yazıldığında duraksamamak mümkün değil.
Öncelikle ben, 1. Cumhuriyet, 2. Cumhuriyet tartışmasının içinde olsam da bu tartışmayı epeyce saçma buluyorum. Saçmalığına katlanamasam da şu yorumu yapmadan kendimi alamıyorum..
“1. Cumhuriyet denilen şeyi, 2. Cumhuriyet denilen şeyin yıkması mümkün değildir.”
Bu yazarların aslında 1. Cumhuriyet dedikleri şey tüm mükemmeliyeti ile ortada duran Kemalist Devrim’dir, Kemalist İhtilal’dir.[4] Dolayısıyla bu yazıda kullanmak zorunda olsam da 1. Cumhuriyet kavramına katılmıyor, bu kavramın Kemalist Devrimi göz ardı etmek, karşı devrimi ise (sözde 2. cumhuriyeti) şirin göstermek için yazına (literatür) yerleştirildiğini düşünüyorum.
Bu devrim sürecini, yoğun bir şekilde başlatılan karşı devrim süreci yıkmaya muktedir değildir. Karşı devrimin kapasitesi, etkinliği, Kemalist Devrim’i yıkamaz.
Fakat bunu Kemalist Devrim yıkılmaz, rahat olunuz demek istediğim için yazmıyorum; aksine Kemalist Devrim’in ruhunu yaşatan ve yaşatacak yürekli insanların varlığıyla söylediklerimi sağlam bir temele oturtarak Kemalist Devrim’in varlığını sonsuza dek götürüyorum.
Aslı Aydıntaşbaş’ın birinci yazısı ikinci yazısını geri plana itmiştir; çünkü ikinci yazısı birinci yazısını anlamlandırmak adına yazılmıştır. Dolayısıyla ikinci yazı üzerinden inceleme yapmak istediklerimizi büyük ölçüde yansıtacaktır. Aydıntaşbaş, yazımın başındaki fotoğrafın birinci cumhuriyeti yıktığını söylüyor.
Yazısındaki argümanlar şunlar;
YAŞ masasını gösteren fotoğrafta Başbakan Erdoğan daha önce iki kişinin durduğu yerde şimdi tek başına..
YAŞ masasını gösteren fotoğrafta askeri kanat azalmış vaziyette..
YAŞ masasını gösteren fotoğraftaki komutanların çoğunun durumu belirsiz ve şimdilik kötü durumdalar..
YAŞ masasını gösteren fotoğraftaki komutanlar donuk bakıyorlar..
En son nokta ise daha ilginç.. Bu noktada malum fotoğrafın 1. Cumhuriyet’in elit kadrosu olan askeri – sivil bürokrasiden farklı bir şeyi andırdığı ifade ediliyor ve 1. Cumhuriyetin bu nedenle artık bittiği vurgulanıyor..
Ayrıca yazıda mevcut iktidarın devrimini zamana yayarak silahsız gerçekleştirdiği ve 1. Cumhuriyeti sonlandırıp ikinci cumhuriyeti su üstüne çıkarttığı da ifade ediliyor.
Yazı bunların dışında , Mısır’ı hatırlatarak, Mübarek’in devrildiği fotoğrafın (yargılama esnasındaki kafeste bulunduğu fotoğraf) ve bu fotoğraftaki bitik adamla bir dönemin kapandığı gözler önüne sermesinden bahsediyor.
Gündeme oturmak için yazılmış; fakat tamamen saçmalamış bir yazı yazmış Aydıntaşbaş.. Lütfen kusura bakmasın; ama öyle..
Tayyip Erdoğan’ın attan düştüğü fotoğrafı atların devrimi saymak gibi bir şey bu.. George Orwell’ın Hayvan Çifliği kitabındaki Boxer’ın 3. Cumhuriyeti de denilebilir buna.. Neyse konuyu dağıtmayalım..
Özceye geçelim..
Özcesi, bahsi geçen YAŞ masasını gösteren fotoğraf; evet, acı sonuçların tezahürüdür. Fakat bu tezahür Kemalist Devrim’in yerine karşı devrimin başarılı olduğunun sonucu olarak ön plana çıkartılamaz. Fotoğrafa dikkatli bakılırsa tek başına oturan kişinin bunu yapabilecek kabiliyetten oldukça uzak olduğu da zaten görülür. En azından bunu yapacak zekaya sahip değildir.. Kadrosu içinde aynı şeyleri söylemek her haldeki yanlış olmaz..
Sarsıcı bir şey söyleyelim o halde:
Bugün, bu tarzda bir fotoğrafı 1. Cumhuriyetin bittiğinin resmi saymak, Adnan Menderes’in darağacındaki fotoğrafıyla kıyaslama yapıldığında nasıl bir duygu verecektir? O zamanda 2. Cumhuriyet denilen şeyin başlamadan bitmiş olduğu mu savunulacaktır?
Siyaset böyle yorumlanamaz, siyasetin doğası buna katıla katıla güler.
“Mustafa Kemal’in şaşaalı fotoğrafları, ebediyetinden önceki fotoğraflarıyla kıyaslanamaz, kıyaslanıp bir sonuç üretilemez.”
Türkiye tarihi bu tarzda fotoğraflarla doludur. Bırakın fotoğrafı bu tarzda fotoğrafların çekilmesine neden olan gelişmelerin çöplüğüdür; fakat Kemalist Devrim böyle olaylarla kapanacak kadar zavallı olarak nitelendirilemez.
Aydıntaşbaş unutmasın, Kemalizm durağan bir ideoloji değildir, diyalektiktir. Bu gelişmeler Kemalistlere gereken meyvelerini verecektir.
Bundan benim şüphem yok, kimsenin de şüphesi olmasın.
Aydıntaşbaş acaba 1996 yılında vefat eden Haiti Cumhurbaşkanı’nın mezar taşında yazan yazıyı biliyor mu? Bilmiyorsa yazı şöyle:
“Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm.”
Şimdi siz, bu mezar taşı var olduğu müddetçe ve bu mezar taşını tarih baş sayfasına yazdığı sürece Kemalist Devrim'i bitirebilir misiniz?
"Hadi canım siz de" derler adama..
Okumadaki Sabrınıza ve İlginize Sonsuz Teşekkürler..
Gokhan.Dag@PolitikaDergisi.com
GSM: 0555 557 0000
[4] İhtilal ve Devrim kelimelerinin kökenbilimsel anlamını yazının bütünlüğünü bozmamak adına şimdilik göz ardı ediyorum. Tartışmadan kaçınmak adına da ikisini de kullandığımı belirtmeliyim.
Yorumlar
BAŞ MUHTARLIK.
iktidar yargı bana bağlı olsun istiyor.
iktidar anayasa mahkemesi benden olsun istiyor.
türk ordusu darbeciymiş ya.
iktidar türk ordusu benim istediğim gibi olsun istiyor.
iktidar türk polisi benden olsun istiyor.
istedikçe istiyor.
onu istiyor bunu istiyor.
istediklerini göreve getiriyor , istemediklerini gönderiyor.
ordu komuta merkezinde görev alanların yarısı darbeci.
paşaların çoğu terörist örgüt sanığı,
gazeteciler terörist örgüt sanığı.
yazarlar terörist örgüt sanığı.
televizyoncular terörist örgüt sanığı.
atatürkçüler terörist örgüt sanığı.
cumhuriyetçiler terörist örgüt sanığı.
gaziler terörist örgüt sanığı.
sağcısı solcusu terörist örgüt sanığı.
muhalif olan yüzde 50 , terörist örgüt şüphelisi.
kadı köylü olmak bile suç.
örgüt kurmak ve örgüt üyesi olma zanlısı oluyorsun.
öldük bittik diyen çiftçi , ufaktan tiriviri suç , get tarlana.
işçiysen suçlu , memursan suçlu , esnafsan suçlu , emekliysen kunta kinte.
ülkemizde yaşayan muhaliflerin tamamı bir şekilde suçlu , şüpheli , sanık veya zanlı.
iktidardan yana olursan işin iş.
yandan tiviste , çal çal oyna.
şakşakçı ve yandaşsan , hiç korkma endişelenme.
ak sütten cıkmış kaşık , masum oğlu masumsun.
yağcıysan balcıysan , bağını sorma.
yandan kıvırt koy cebe.
cemaattensen , müdürsün , genel müdürsün.
okyonus ötesinden icazet almışsan , makamlardan makam beğen.
başkansın , vekilsin , müsteşarsın , bakansın.
bir köye iki muhtar olmazmış ya.
aza seçilemeyen biri , ülkemizde baş muhtar oldu.
iki kişiden biri kahya mahya.
köyün yarısı suçlu veya şüpheli , yarısı sütten çıkmış ak kaşık.
ben mi.
benden bir halt olmaz.
ben allahın saf köylüsüyüm.
semer imal eder , sağır sultan köyüne üç beşe satarım.
nahhiyede bu kadar çok eşek olduktan gari.
_____(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_______semerci_köylüüü