İçeriği Yazan: Halil DAĞ(Doğrulanmamış) Zaman: Cts, 28/07/2012 - 17:03
Annales okulunun mazisi hakkında henüz bir malumatım yok, yeni yeni eski kaynaklara ulaşıyorum (Henüz Wallerstein ile idare ediyorum). Ancak ekol ile ilgili tanımlamalarda kültür, coğrafya gibi kavramlar hep öne çıkarılmasına karşın bu kavramları sosyal incelemelere ilk defa adam akıllı dahil eden bir isimden hiç bahsedilmemektedir.
Ekolün ilk isimlerini okumadığım için onların bahsedeceğim kişiden etkilenip etkilenmediklerini bilmiyorum. Ama etkilendiklerini düşünüyorum, batıda bir çok büyük düşünürün ondan etkilendiği açık. Bahsettiğim düşünür batının bizden çok daha önce tercümelerini yapıp üzerine bir çok çalışma yaptığı Yemen asıllı Tunuslu siyasetçi devlet adamı kadı ve bilgin İbn Haldun. Sizlerin de bu konuyla ilgili hiç bir şeyden bahsetmeyişiniz, en azından "Annalescilerin düşünceleri İbn Haldun'un bazı fikirlerini anımsatıyor" dememeniz ilgili kişiye yabancı olduğunuzu gösteriyor.
Oysa ki Marks'ın açıkça etkilendiği ortada. Darwin'in seleksiyon kavramı neredeyse tamamen O'na ait. Evrim görüşü de önemli ölçüde var onda. Yakın dönemin Laffer eğrisi ona ait hatta Haldun Laffer eğrisi diye anılıyor artık.
Haldun, tarihin babası olarak kabul ediliyor artık ve insan ve toplum yaşamında coğrafyayı ilk ve en yüksek sesle öne çıkaran odur. Hatta Yves Lacoste'un Coğrafya Savaşmaktır isimli jeopolitik kitabını okurken Haldun'u okuduğunuzu sanırsınız.
Kültür ögesine gelince; Haldun, tarihi umran diye bir bilime dönüştürmeye çalıştığı kavramın içine yerleştirmeye çalışmıştır. Umran da bizim bildiğimiz medeniyettir (Medeniyet tarihçisi görüşleriyle bu anlamda Haldun'un devamı kabul edilir, bizde de Mecelle'nin yazarı A. Cevdet Paşa). Din, kültür, soy sop gibi asabiye unsurları üzerinden teorilerini geliştirmiştir. Zaten onun asabiye teorisi henüz aşılmaz bir büyüklüğe sahiptir.
Bu kadar uzun hikayeyi yazmamın sebebi, Annalesciler hakkında benden çok çok daha ileride olduğunuzu düşünmemdir. Bu sebeple bu okulun düşünsel kökleriyle Haldun arasındaki bağı sorgulamak sizin için daha kolaydır, hem de bu alanda şimdiye kadar -varsa eğer- kurulmamış bir geleneksel devamlılık bağını kurmuş olacaksınız.
Yorumlar
Annales ve İbn Haldun
Annales okulunun mazisi hakkında henüz bir malumatım yok, yeni yeni eski kaynaklara ulaşıyorum (Henüz Wallerstein ile idare ediyorum). Ancak ekol ile ilgili tanımlamalarda kültür, coğrafya gibi kavramlar hep öne çıkarılmasına karşın bu kavramları sosyal incelemelere ilk defa adam akıllı dahil eden bir isimden hiç bahsedilmemektedir.
Ekolün ilk isimlerini okumadığım için onların bahsedeceğim kişiden etkilenip etkilenmediklerini bilmiyorum. Ama etkilendiklerini düşünüyorum, batıda bir çok büyük düşünürün ondan etkilendiği açık. Bahsettiğim düşünür batının bizden çok daha önce tercümelerini yapıp üzerine bir çok çalışma yaptığı Yemen asıllı Tunuslu siyasetçi devlet adamı kadı ve bilgin İbn Haldun. Sizlerin de bu konuyla ilgili hiç bir şeyden bahsetmeyişiniz, en azından "Annalescilerin düşünceleri İbn Haldun'un bazı fikirlerini anımsatıyor" dememeniz ilgili kişiye yabancı olduğunuzu gösteriyor.
Oysa ki Marks'ın açıkça etkilendiği ortada. Darwin'in seleksiyon kavramı neredeyse tamamen O'na ait. Evrim görüşü de önemli ölçüde var onda. Yakın dönemin Laffer eğrisi ona ait hatta Haldun Laffer eğrisi diye anılıyor artık.
Haldun, tarihin babası olarak kabul ediliyor artık ve insan ve toplum yaşamında coğrafyayı ilk ve en yüksek sesle öne çıkaran odur. Hatta Yves Lacoste'un Coğrafya Savaşmaktır isimli jeopolitik kitabını okurken Haldun'u okuduğunuzu sanırsınız.
Kültür ögesine gelince; Haldun, tarihi umran diye bir bilime dönüştürmeye çalıştığı kavramın içine yerleştirmeye çalışmıştır. Umran da bizim bildiğimiz medeniyettir (Medeniyet tarihçisi görüşleriyle bu anlamda Haldun'un devamı kabul edilir, bizde de Mecelle'nin yazarı A. Cevdet Paşa). Din, kültür, soy sop gibi asabiye unsurları üzerinden teorilerini geliştirmiştir. Zaten onun asabiye teorisi henüz aşılmaz bir büyüklüğe sahiptir.
Bu kadar uzun hikayeyi yazmamın sebebi, Annalesciler hakkında benden çok çok daha ileride olduğunuzu düşünmemdir. Bu sebeple bu okulun düşünsel kökleriyle Haldun arasındaki bağı sorgulamak sizin için daha kolaydır, hem de bu alanda şimdiye kadar -varsa eğer- kurulmamış bir geleneksel devamlılık bağını kurmuş olacaksınız.
İyi çalışmalar