Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Normalleşiyoruz (!)
- Zamanın Stratejik Muamması:Osmanlı
- Danışıksız Dövüş
- Buyurun Efendim, Hoş Geldiniz..
- Sanat Bunu Hak Etmiyor
- O Dalgayı Ağzımız Açık, Havaya Bakarak Bekliyoruz
- Kabahat Kimde?
- Çok Hücreli Notlar
- Hepimiz Günahkarız Kardeşim
- Melekler de Ölür
- Amerika Sağolsun
- Geçti Borun Pazarı
- Osmanlı İmparatorluğu'nun Bilim Teknoloji ve Sanayide Modernleşme Gayretleri
- Aşk Olsun Sana Çocuk
- Baştaki El
Zamanın Stratejik Muamması: Osmanlı-2
Yeni Osmanlıcılık adı verilen ve sağ-islamcı-muhafazakar neşriyatın sıklıkla öne sürdüğü bir tanım içermekte.
Bu tanımdan amaçlanan Genç Türkiye ile birlikte gelişen modern devlet mekanizmasının dinamo motoru olan laiklik ilkesinin bir evrimden geçirmek isteği olduğu açıktır. Bu da daha çok tarihsel olmaktan çok dış siyasa ve güncel dinamikler arasındaki çatışmanın ürünüdür.
Osmanlı'nın özlemle anılması, kitle iletişim araçlarıyla her daim bir Osmanlı güzellemesi yapılması, padişahların bir dini figür olarak algılatılması ve Osmanlı'nın günümüz sağ muhafazakar yaşamı simgelediği bir görünüm hakimdir içinde bulunduğumuz döneme. Ve genellikle ulusalcı cenah Osmanlı karşıtı bir görünüm arz eder.
Osmanlı kavramlaştırmasının ise ulusalcı-cemaatçi ayrımıyla çerçevelenmesi her zaman olduğu gibi bu kavramın da içinin boşalmasına sebep olacaktır. İdeolojik pencerelerden bakmak yerine bilimsel bir gözlük takmak en doğru olandır.
Arap Baharı itibariyle yaşadıklarımız ve Osmanlı'nın algı sorunsalı arasında büyük bir paralellik olduğu görüşündeyim.
Yeni yüzyılın kapitalist ereklerinin Arap coğrafyasında yürüttüğü faaliyetler dizisi olan bu dönem Türkiye'nin Osmanlı algısı için hayati önem taşımaktadır. Dikkat edilecek olursa Arap Baharı gündeme düştüğü itibariyle Yeni Osmanlıcılık ismi eskisi kadar gündeme taşınmamaktadır. Ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arap Coğrafyasında dile getirdiği "laiklik" vurgusu bu açıdan değerlendirilmelidir.
Dış ilişkiler boyutunda Osmanlı kültürel yapısının idari ve işlevsel yanları federal cumhuriyetler için bir temsil olmuştur. Ve hala daha olmaktadır. Fakat Türkiye söz konusu olduğunda bu dinamikler aynı şekilde çalışmaz ve sistem buna aynı şekilde tepki vermez. Onun için en azından bu süre boyutunda (arap coğrafyasının yeniden dönüşümü tamamen dönüşünceye kadar) Osmanlı hayalciliğinin duraklaması kimseyi şaşırtmamalıdır. İşte ancak o zaman çağın Osmanlı algısı tam manasıyla şekillenip doğru temeller üzerinde aydınlanacaktır.
Çünkü Osmanlı mirası anlaşılamadan ne Avrupa medeniyeti ne günümüz Türkiyesi anlamlandırılabilir...
Koray CANSES
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Yeni yorum gönder