Teröristbaşı da "Dede Korkut" Olsun Bari...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Kendi anayurtlarında düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan Türkler, binlerce yıl sonra tekrar, anayurtlarında aynı tür hilelere maruz kalarak, ikinci sınıf vatandaş muamelesi ve anayurtlarında öz kimliklerini saklamak zorunda kalacakları günleri göreceklerini tahmin edebilirler miydi? O zamanlarda da tarihin tekerrürden ibaret olduğu öngörüsü yapılmış mıydı acaba? Düşmanla tekrar savaşabilecek güce erişecekleri, yeniden türeyişlerini sağlayan yer olan Ergenekon Ovası’nın yerini, bu kez yeniden dirilecekleri ve şahlanacakları yer olarak, Konya Ovası’nın bozkırları mı, İzmir’in Kordon Boyu mu ya da Allah-u Ekber Dağları mı alacaktı?.
 
Dede Korkut’un kerameti, Türklerin anavatanında özgürce ve bağımsız yaşamalarını sağlayabilecek miydi bugün de? Acaba bu dava biter mi bilinmez ama, bittikten sonra Dede Korkut tekrar ortaya çıkıp yine o hikmetli sözleriyle bir destan anlatıp, dualarıyla Türkleri kutsar mıydı yoksa kutsamasına izin verilmeden ‘teröristbaşı’ diye tutuklanır mıydı? O zamanların cesur savaşçısı Boğaç Han’ı babasına, babayı oğluna karşı dolduranlarla, kışkırtanlarla, bugün kardeşi kardeşe vurduranların aynı boydan olduklarını mı bize anlatırdı destanında bilinmez…

 

Oğlunun esir alınması üzerine, düşmanla tek başına savaşa giden Kazan Bey’in yenildikten sonra Hatun, kırk kızın ve Oğuz Beylerinin birleşip düşmanı yenmesi gibi,gerçek düşmana karşı halkını uyarmaya çalışan Uğur Mumcu’lar, Necib Hablemitoğlu’lar, Gaffar Okan’lar, tek tek savaşırlarken öldürülseler de, arkalarından Türk kadınları ve Ata’nın evlatlarının düşmanı yenmek ve birleşme zamanının geldiğini görmeleri için, daha kaç tane, bu vatanın gerçek sahibi olan evladının öldürülmesi ya da esir alınması gerekecekti? Dede Korkut’un ortaya çıkıp dua etmesini mi bekleyecekti Türkler hala?

 
Bir yiğidin öldürülmesiyle Azrail’e meydan okuyan Deli Dumrul gibi, Türkler daha kaç tane yiğidinin öldürülmesini bekleyecekti?’ Yiğidim aslanım burada yatıyor’ demekten öte bir şeyler yapamayacaklar mıydı? Kocası için canını vermeye razı olan Deli Dumrul’un karısı kadar olamayacaklar mıydı? Onsuz yaşamanın anlamsız olduğunu düşünen Deli Dumrul’un karısı gibi, bu vatanı emanet edenlerin emanetine sahip çıkamadan yaşamanın anlamsız olduğunun farkına ne zaman varacaklardı? Dede Korkut’u çağırıp, halka zarar vermemesi için Tepegöz’ü ikna etmesi gibi, bugün de Demokles’in kılıcı gibi başlarına demokrat kesilenlere mesaj vermesini mi bekliyorlardı?..
 
Dede Korkut’un bile gelip yaşananları destanlaştıramayacağı bir ortamda yaşadığımız bugünlerde, Ergenekon ismiyle terör kelimesini yan yana kullanmak ne kadar acı geliyorsa, tabii ki Dede Korkut ismini de bu şekilde kullanmak ve hatırlamak aynı derecede acı vermektedir. Türkler, her zaman gerçeklerle, acılarla yüzleşerek yaşamasını bilen ve her türlü zorluğun üstesinden gelmeyi başaran bir millet olarak var olmuşlardır. Türklük her şeyden önce, bir ırk olmaktan öte bir kültürün adı olmuştur. Türkler tarihlerini unutmadıkça, kültürlerini yaşattıkça ve birlik içerisinde olduğu sürece var olmaya devam edeceklerdir.
 
iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

on numara yazı... biraz daha

on numara yazı... biraz daha açılsaymış tam olacakmış. tebrikler

oda olur merak etmeyin

oda olur merak etmeyin

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.