Teröre Karşı Psikolojik Harekat

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Vural GÜNDÜZ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25.12.2010

 

Bebek katili, bölücü başının 1999 yılında Kenya’da yakalanıp İmralı Adası’na atılması, bölücü terör örgütüne büyük darbe vurmuştur. Bölücü başının yakalanması terör faaliyetlerine belirli bir durgunluk vermiş fakat tam olarak bitmesi için yeterli olamamıştır. Bölücü başının yakalanmasından sonraki yaşanan süreç bize bir kez daha göstermiştir ki terörü önlemek sadece devletin ve güvenlik güçlerinin işi değildir.
Terörü bir bütün olarak düşünmek ve karşı koymak zorundayız. Terör sadece bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda siyasi, sosyal , ekonomik ve kültürel boyutu olan çok yönlü bir olaydır. Bu yüzden olsa gerek ünlü İngiliz devlet adamı Churchill, “Türkiye’nin ağırlığı 35 kg tutulmalıdır. Türkiye’nin ağırlığı eğer bu kilonun üzerine çıkarsa başına dertler açarak yeniden 35 kg’a indirilmeli…’’ sözünü söylemektedir.Bu bağlamda ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlar bu terörist faaliyetlere karşı tek vücut olması gerekmektedir.
Terörle mücadele hususunda atılması gereken en önemli adımlardan biri de kuşkusuz gençliğin terör tehlikesinin ağına girmesinin önüne geçmektir.Ülkemizde özellikle terör örgütü tarafından şehirlerin varoş olarak nitelendirilen fakir bölgelerinde, gençliğe yeni adım atmış ya da ilköğretim çağındaki küçük çocuklar çoğu zaman çikolata, şeker karşılığında güvenlik güçlerinin karşısına taş ve sopayla çıkarılmaktadır. Terör örgütü hiç çekinmeden gençleri ve çocukları ön saflara sürerek halkı istismar etmekten çekinmemektedir. Zira bazı şeylerin hala oturmadığı, duygunun her şeyin önünde olduğu, araştırma ve merakın üst düzeyde olduğu gençler ve çocuklar terör örgütlerinin asılsız vaatlerinin peşine düşebiliyorlar. Bunu önlemenin de tek yolu eğitimden geçmektedir.
İyi eğitim alan bir genç, milli birlik ve beraberliğin bozulmaması için çalışır. Zihnen, bedenen ve ruhen iyi yetişen gençler hiçbir zaman terör örgütlerinin ideolojilerine alet olmazlar. Bunu yapacak olan da bütün bir Türk milletidir. Halk kendini terör örgütlerinin kolları altında değil, devletimizin kudretli ve şefkatli şemsiyesi altında görmelidir.
Kamuoyunun, teröristlerin kullandığı yöntemlere yabancı olması, bir kısım gazete, radyo, televizyon ve internet sitelerinin teröristlerin yaptıklarını sıradan olaylar gibi anlatması, terörün kanıksanmasına yol açmaktadır. Terör olaylarının doğuracağı büyük zararların ,kimleri nasıl etkileyeceğinin bilinmemesi, teröristlerin faaliyetlerin artmasına neden olmaktadır.
Demokratik toplumlarda basın etiğine sahip kurum ve kuruluşlar kendi özdenetimleri yoluyla hiçbir şekilde teröre katkı sağlayacak yayın yapmaz. Aynı özdenetimi kendi ülkemizin basın organlarından beklemek duyarlı her Türk vatandaşının hakkıdır.
Basın organlarında terör olayları ile bağlantılı çıkan ve çoğu zaman güvenilir kaynaklara dayanmayan bilgiler, terörün korkunçluğunu bilmeyen bazı kimseler tarafından farkında olmadan terör odaklarına yardımcı olmaktadır. Bu olaylardan daha çok gençlik etkilenmektedir.
Bölücübaşı ve terör örgütünün terörist faaliyetlerinin hemen ardından yoğun bir şekilde kamuoyu gündeminde kalıp adının ağızlara dolanması ülkemizdeki bölücü terörün arayıpta bulamadığı bir psikolojik harekattır. Bu oyuna özellikle basın organları alet olmamalıdır.
Kuşkusuz toplumun bilgi sahibi olma hakkı vardır. Fakat bilgi verirken yorum yaparken daha fazla okunmak ve izlenmek için toplumu dehşete düşürmek, ülkede güvenlik güçlerinin sanki zafiyet içindeymiş gibi bir izlenim yaratmakta basın etiğine uymamaktadır. Unutulmamalıdır ki devletimiz yaşadığı sürece basın yaşayacaktır.
Eli kanlı teröristler toplumda yılgınlık, korku, devlete ve rejime karşı güvensizlik duygusu yaratarak kargaşa çıkarmak istemektedir. 1984 yılından günümüze kadar ülkemizde insan öldürmek, silahlı eylem ve propaganda yaparak ülkemizin başını ağrıtan terör örgütü amacına asla ulaşamayacaktır. Türk milleti üzerinde oynanan bu kirli oyunları bozacak yapıyı ve anlayışı bünyesinde sapa sağlam barındırmaktadır.
Bölgesel-etnik kimlikleri tanıyalım her şey çözülecek gibi ‘’Avrupa ağızlı sözde aydınlarımızın’’ safsataların bize nelere mal olduğunu anlamamız gerek. Her şehit haberinde yüreğimiz yanmakta ve terör örgütüne karşı öfkemiz artmaktadır. Şu iyi biline ki bu öfkemiz sadece ve sadece terör örgütünedir. Bağlantıları dışarıda olan ülkemizin kalkınıp güçlenmesini istemeyenlerin oyununa gelmeyeceğiz.
Bölücü terörle Türkiye'de bir yere varılamayacağını, devletimizle baş edilemeyeceğini artık herkes anlamalıdır. Bölücü örgüt ve onun destekçileri asla bin yıllık kardeşliğe gölge düşüremeyecekler.
Vural GÜNDÜZ
iletisim@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.