Postalla Takunyanın Akrabağlığı- 12 Eylül

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
FAİK ERYAŞAR
Yazının Yazıldığı Tarih: 
07.09.2012

12 Eylül 2012’ye  yaklaştığımız bu günlerde Türkiye halkları hayatlarını karartan , yaşamlarının her alanına saldıran , her gün bir acayiplikle karşılarına çıkan AKP ‘ye maruz kalıyor   .

32 yıl önce 12 Eylül’de  emperyalistlerin , ülkedeki sağcı liderlerin ve Türkiye burjuvazisinin  desteği ile Kenan Evren yönetimindeki cunta Türkiye’nin yönetime el koydu. 32 yıl önce bu darbe neden ve   kime karşı yapılmıştı?  

Ne gibi sonuçlar doğurmuş tu ? Gerçekleri bir kez daha hatırlayarak 2000’li yılların Türkiye’sinde uygulanan politikalarla  darbe sonrası politikaların bağlantısını  kuralım .

1960 – 1970’li  yıllar Türkiye’de sosyalizmin  yükseldiği ,  Türkiye İşçi sınıfının siyasi iktidar perspektifi ile ortaya çıktığı yıllar olmuştu. 12 Eylül’ün arkasında yatan sebebi tamda bu noktada aramalıyız.

    12 Eylül’e Nasıl Hazırlanıldı?

12 Eylül 1980’deki darbe bir hazırlık döneminin ardından gerçekleşmiştir. 1 Mayıs 1977’de Taksim Sular İdaresi’nin çatısından , Inter Contidental  bugünkü adıyla The Marmara Oteli’nin beşinci ve altıncı katlarından , Kazancı Yokuşu’nun girişinde bulunan Pamuk Eczanesinin ikinci katından emekçilerin üzerine yağdırılan mermiler , ses bombaları atarak ve halkı sıkıştırarak insanları  Kazancı Yokuşu’na doğru sürükleyen panzerler , 1978 Yılının Aralık ayında CIA ,  Kontrgerilla ve MHP’li tetikçilerin  Maraş’ta alevileri ve solcuları katletmesi , devam eden terör olayları ,  pusularla - kahvehane taramalarıyla ilerici - solcu - aydın - yurtsever  insanların öldürülmesi , siyasi istikrarsızlıklar ve 1980 yılında Çorum’da  alevilerin ve solcuların emperyalistler ve devlet tarafından desteklenen MHP’li tetikçiler tarafından katledilmesi 12 Eylül faşişt darbesine zemin hazırlamıştır. Türkiye burjuvazisinin sınıfsal çıkarları doğrultusunda emekçilerin direncini kırmaya , ülkenin ekonomisini tamamıyla emperyalizme bağımlı hale getirmeye ve patronların gereksinimlerini karşılama amacıyla hazırlanan 24 Ocak Kararları bu faşişt darbenin ekonomik alt yapısını oluşturmuştur. Darbenin hazırlık dönemi açısından önemli bir başka noktada darbenin dış bağlantılarıdır. Afganistan ve İran’da ciddi sorunlar yaşayan ABD emperyalizmi ve NATO Türkiye’yi kaybetmemek için darbeye her türlü desteği vermişlerdir. Darbenin ardından dönemin ABD başkanına iletilen ‘’Bizim çocuklar başardı.’’ mesajı bu desteğin en somut kanıtıdır.

  12 Eylül darbesi kime karşı yapıldı?

12 Eylül darbesi sanılanın aksine solu zayıflatmak için değil zaten zayıflamış olan solu ülkeden temizlemek için yapılmıştır.

Darbeden sonra yaşanan ; sendikalı işçi sayısının düşmeye başlaması , sendika yöneticilerinin tutuklanması , binlerce kişinin göz altılarda- cezaevlerinde işkenceli sorgulardan geçirilmesi , yüzlerce insanın darağaçlarına yollanması , cadı avı başlatılarak akademiden solcu akademisyen ve öğrencilerin kazınması gibi gelişmeler darbenin bir ölçüde başarılı olduğunu kanıtlamaktadır.  

12 Eylül darbesinin sonuçları:

Darbenin ilk sonucu olarak  gerici ideolojinin hızla yükselmesine vurgu yapabiliriz . Darbeden sonra ortaöğretimde zorunlu din dersi uygulamasının başlatılması, generallerin Kuran'dan ayetler okuması, gerici örgütlenmelere ve cemaatlere müsamaha gösterilmesi bu politikanın ürünleridir. Darbenin ikinci sonucu darbenin ekonomik programı olarak hazırlanan 24 Ocak Kararları ile serbest piyasanın ve yabancı sermayenin önünün açılması ve emekçilerin açlık, yoksulluk  işsizlik ve geleceksizliğe  mahkum edilmesidir. Darbenin üçüncü sonucu olaraksa Türkiye’nin emperyalizme olan bağımlığının artmasını söyleyebiliriz.

90’lı yıllara gelindiğinde  Tansu Çiller ve  Mesut Yılmaz dönemlerinde  piyasacılık, hayali ihracat, işçi düşmanlığı, Kürt düşmanlığı, faili meçhuller, dincilik, ABD yalakalığı hızla devam etmiştir. 2002 yılında başlayan ve gerici bir siyasi oluşum olan AKP iktidarı döneminde 12 Eylülün gerici politikaları içki yasağı , 4*3 yasası gibi uygulamalarla meyvesini vermiştir. AKP 24 Ocak kararlarının amaçladığı piyasa egemenliğini son noktasına kadar götürmüştür. Türkiye, AKP döneminde, cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmesine tanıklık etmiş; otoyollardan, derelere kadar satılabilecek her şeyin satıldığına şahit olmuş. Bu politikaların "doğal" sonucu olarak emekçilerin haklarında cuntanın bile başaramadığı kadar büyük kayıpların yaşanmıştır. Taşeronlaştırma, kuralsız ve güvencesiz çalışma, "iş kazası" adı altında işlenen cinayetler, kıdem tazminatı gibi çok önemli kazanımların yok edilmesi çabaları AKP'nin 12 Eylül cuntasının yapamadığını yapmaya kararlı olduğunu gösteren örneklerden bazılarıdır AKP ile 12 Eylül cuntası arasındaki bağı emperyalizmle ilişkiler üzerinden de izlemek mümkündür.  Türkiye sermaye sınıfı ve onun temsilcisi AKP, artık Ortadoğu coğrafyasında ABD adına bazı ülkelerin içişlerine karışacak, emperyalizm adına siyasi temsilcilik yürütecek noktaya gelmiştir. Arap Baharı aldatmacası sürecinde yaşananlar AKP’nin bu yönünün en somut göstergesidir.

 

Faik ERYAŞAR

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.