Peki ya Hatay?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Gökhan YILMAZ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
22.07.2012

Dün gece 23:00 suları... 
Hatay sınırından bir arkadaşımla telefonda konuşuyoruz. 
Bana, oradaki atmosferden bahsediyor... 

İşte kısa süren konuşmamızdan kesitler:

Ben: ''Sınırda 31 plakalı tırları ateşe verip, sloganlar atıyorlarmış. Doğru mu? 

Arkadaşım: ''Evet. İlaveten bazı şoförlerin elinden araçlarını alıp, kendilerini Hatay'a gönderiyorlar.'' 

Vah vah diyorum, hüzünle karışık. 

Bir şey diyemiyor... 

Devam ediyoruz... 

Ben: ''Hatay'da, sınırda insanlar ne durumda? Neler hissediyorlar? Tedirginler değil mi? 

Arkadaşım: ''Elbette. İnsanlar korkuyor, Hatay halkı zaten yıllar boyu diken üstünde yaşamış bir halk. Şu an imkanı olan zaten tasını tarağını toplayıp kaçıyor buradan. Ama şunu söyleyeyim. Esad, bir yandan yıkılan evleri onarıyor, biliyor musun? İnsanların yaralarını sarmaya çalışıyor'' diyor. 

''Öyle mi?'' diyorum üzüntüme biraz olsun umut katarak.. 

''Tablo üzücü'' diyor, pek ümit yok insanların gözlerinde... 

Sohbetimiz şöyle devam ediyor: 

Ben: ''Peki Esad konusunda ne düşünüyorsun? Hatay'da halk ne düşünüyor Esad konusunda? 

Arkadaşım: ''Açık konuşmak gerekiyor bu gibi işlerde.İki seçenek var. Ya açıkça savaş ilan edilecek ya da Esad olduğu yerde kalacak. Rusya'nın Esad gidiyor, bırakıyor demesine bakma. Esad'ı diğer devrik liderlerle kıyaslayıp yorum yapıyor dünya. Oysa bilmiyorlar ki Esad diğerlerinden farklı. 

Dünya kamuoyu iyi analiz etmiyor olayları, yüzeysel değerlendiriyor...'' 

Ben ''haklısın'' diyorum yalnızca. 

Üzülüyorum ölen masum insanlar için. Ustaca oynanan bu zavallı oyunlara kızıyor, öfkeleniyorum içten içe. 

Telefonu kapatmamıza yakın son bir şey istiyorum arkadaşımdan: 

- ''Bana oradaki tabloyu bir cümle ile açıklamanı istesem, bu hangi cümle olurdu?'' 

Arkadaşımdan can alıcı yanıt geliyor... 

- ''Gökhan, burada ipler çoktan koptu, kimse bilmiyor...'' 

Vedalaşıp kapatıyoruz telefonu... 

Evet, dünya bilmiyor, bilmek istemiyor zulmü. 

Türkiye ise Hatay'ı görmek istemiyor. Türkiye günden güne vicdanını kaybediyor. 

Acaba biz kendi geçim derdimize düşüp, tüm bu kargaşalık, bu kaos ortamında gözümüzün nuru Hatay'ı kaderine mi terk ediyoruz? 

Çok yazık... 

 

 

Gökhan YILMAZ

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.