Oluşuma Çanak Tutmakta Maksat

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
BURHAN İŞCAN

TBMM Genel Kurulunda 3.Yargı Paketi Kanun Tasarısı görüşülmekteydi. Bu görüşmeler içine AKP Hükümeti birdenbire ÖYM  lerin kaldırılması teklifini sokuverdi. Yine ben yaptım oldu tarzından, yine dayatma şeklinde.

Ve Muhalefet Partileri yine vızıldadı; kendilerini seçen seçmenlerden utanmaksa bunun adı.

Bence bunun adı nitelikli dolandırıcılık.

Var olan güçlülerin hukukunda, bu hukuku oluşturan değerlerin- unsurların yerini değiştirmenin;  bu hukuku ortadan kaldırmak olmadığını bile bile değişimin içinde olmanın adı sizce nedir?

Bence adı mugalata yaparak seçmeni kandırmaktan başka bir şey değildir.

Bir çok yazımda belirttim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin açık ve belirli bir DEVLET POLİTİKASI yok. Bu yüzden de vatandaşın devlete güveni yok. Bunun yerine parti politikaları devlet politikası olarak gösterilmekte. Bunun sebebi müstemlekeliğe mecbur olmak ve ettirmektir. İktidar olmak muktedir de olmak değildir. Konu Devlet Politikası oluşturma muktedirliği olunca; son derece ciddiyet içinde bilgeliğin önemi ortaya çıkar. Devlet Politikası siyasetten, çıkar politikalarından  uzak olan AKİL ADAMLAR tarafından oluşturulur. Yani Akil Adamlar Meclisi-Senato nun varlığı şarttır.

Devlet Politikası oluşturma bilgeliğini; ilkokul mezunu bile olmayan milletvekillerinin olduğu, suçlu olduğu için dokunulmazlık zırhına sahip olmak için milletvekili olan, seçilmişin seçilmesi yalakalığında  parti disiplini adı altında genel başkanının işareti ile irade kullanan milletvekillerinin olduğu bir meclisten beklemek akıl işi değildir.

Bu yüzden dir ki; TBMM  içinde hiçbir partinin diğerinden bir gıdım farkı yoktur.

Hepsinin gayesi; oluşuma çanak tutarak, oluşan “yolsuzluk ekonomisi politikalarından nemalanmaktır.

Türkiye de var olan tek politika maalesef; “yolsuzluk ekonomisi politikaları” dır.

Çünkü var olan politika üretme ortamı, akil adamlar tarafından değil; bu politikadan nemalanmak isteyenler tarafından oluşturulmuştur.

(30 Haziran 2010) TBMM Genel Kurulunda Yaşananlara; (Lütfen aşağıdaki linkin üstüne tıklayarak okuyunuz.)

http://www.meclishaber.gov.tr/develop/owa/haber_portal.aciklama?p1=122392

Birleşimin kapanmasının ardından, ÖYM'lerle ilgili önergenin muhalefetten saklandığını söyleyen CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile AK Parti'li milletvekilleri tartıştı.

CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ile Emine Ülker Tarhan'ın da aralarında bulunduğu CHP'li milletvekilleri, bir süre Genel Kurul Salonu'nda oturma eylemi yaptı.

Hamzaçebi, Genel Kurul Salonu'nda oturmalarıyla ilgili olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, AK Parti ''bitene kadar çalışacağız'' dediği için Genel Kurul'da olduklarını söyledi.

ÖYM'lerle ilgili yeni bir düzenleme yapılacağının açıklandığını, yeni sistemin nasıl olacağı konusunda bazı ipuçları verildiğini kaydeden Hamzaçebi şöyle konuştu:

''Ancak hala bu konuda yapılacak düzenlemeyi içeren önerge, TBMM Genel Kurulu'na verilmiş değil. ÖYM'lerin kaldırılması veya bu konuda yeni bir düzenleme yapılmasına ilişkin önergenin verileceği bölümün görüşmelerine başladık. Bu bölümdeki maddelere ilişkin önergeler dağıtıldı, dağıtılan önergeler arasında, AK Parti'nin ÖYM'lerle ilgili yapmayı ifade ettiği önerge yok. Kamuoyundan saklanan bir önerge var. Öyle anlaşılıyor ki Hükümet ÖYM'lerle ilgili, yapılan açıklamalar dışında başka bir düzenlemeyi yapmayı planlamaktadır. Eğer sadece yapılan açıklamalarla sınırlı bir düzenleme yapılacak olsaydı, bunun önergesi dağıtılırdı. Bu kadar kapalı, saydam olmayan bir yasama sürecini protesto ediyoruz.

Bu davaların hukuka uygun bir şekilde yürütülmediğinden kamuoyu rahatsız oldu. Bu rahatsızlık nedeniyle ÖYM'ler konusunda bir düzenleme yapılıyor. Böyle olduğu halde görülmekte olan davaları kapsam dışında bırakmak büyük bir çelişkidir. Öyle anlaşılıyor ki Hükümet sadece kendi mensuplarını ve bazı bürokratları kurtarmaya yönelik bir düzenleme yapmayı düşünmektedir. Yanılmayı arzu ederim. Yanılmaktan mutlu olurum, keşke yanılsam.''

Bile bile lades demekte maksat nedir?

Bu millet sizi o meclise laf üretmek için mi, yoksa icraat için mi gönderdi?

İcraat yapamıyorsan o mecliste işin ne ve niçin hala o meclisi meşru gösterme eylemi içindesiniz?

Bence bu yapılanların hepsi nitelikli dolandırıcılıktır.

Bu sayede AKP Hükümeti istediği gibi kanun üretip yürürlüğe koymaktadır. Bakın 11 yılda geçmeyen yasalara. Mayınlı arazi temizleme ve temizleme karşılığı bu arazilerin kiralanması yasası mesela. Karşı koyanlar şimdi hapiste. Deniz Baykal ise ayak oyunları kurbanı oldu. Mesela bu gün yürürlüğe giren Yeni Ticaret Yasası ve Borçlar Yasası; 11 yıllık gecikmenin nedeni ne sizce?

Darbeleri Araştırma Kurulu mesela ne kadar verimli olabilir?

ÖYM ler mesela, kaldırılınca ne olacak, ihtisas mahkemeleri geliştirilecek mi?

En acıklı vahim sorum da şu; çıkan yasların mahiyetinden bu ülke vatandaşlarının yüzde kaçı haberdar?

Seçilen seçilmişlerin, seçiminin onaylatılması;  bilinçsiz seçmenlere yaptırılarak oluşan TBMM den ne beklenir?

Bendeniz bu TBMM den sadece korkuyorum.

Onu ayakta tutan bilinçsizlikten daha fazla korkuyorum.

TBMM Genel Kurulunda dün yaşananlar ve bu gün yaşanacaklar beni korkumda haklı çıkarmakta.

Bu yüzden önerilerimi tekrar yapma ihtiyacını duydum.

Devlet Politikası,

Bu politikaya GÜVEN,

Devlet Baba’ya güveni oluşturacaktır. BU ÖNCÜL ŞART.

Bu politikayı oluşturup idame ettirecek KURUMSAL ORTAM=SENATO=AKİL ADAMLAR MECLİSİ  şartın şartı olmaktadır.

Dolayısıyla bunu oluşturacak yönetim biçimi YARI DOĞRUDAN DEMOKRASİ HÜKÜMET ŞEKİLLERİ nden birisi şartın şartının şartı olmaktadır.

Bu oluşumun önünde tek engel, referandumlar için sık sık sandık başına gidilmesiydi.

ŞİMDİ ARTIK BİR E-DEVLETİMİZ VAR.

Öyleyse akil seçmenlerden oluşan e-seçmenimiz niye yok?

“Devlet işlerine karışmayanlara; kendi iş ve sorunlarının güçlüğü ile uğraşan sessiz yurttaş değil, hiçbir işe yaramayan gözü ile bakıyoruz. Bir politikayı ancak birkaç kişi ortaya koyabilir; ama hepimiz, onu yargılayacak yeteneklere sahip olmalıyız. Biz tartışmaya siyasal eylemin önüne dikilen bir engel değil, bilgece davranmanın ön hazırlığı olarak bakarız”-Perikles

Çoğunlukların azınlıklara tahakkümü normal görülebilir, ancak azınlıkların çoğunluğa tahakkümü anormaldir. Bunun da ötesi, bu anormalin normal karşılanması anormalliğidir..

“YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE”

 

Burhan İŞCAN

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.