Öğretmen Ne ile Yaşar?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hasan BAŞDEMİR

 

Bir öğretmen derse girmeden önce, teneffüste ya da aracında okula giderken ya da akşam evinde ne düşünür(dü)? “Bu sınıfa hangi konuyu anlatacaktım. A şubesindeki X öğrencinin hali ne olacak. Yarınki konumu nasıl verimli anlatırım?” Gibi konuları mı? Artık değil!

 Önceki konular malum, yazdım onları bolca, atamaları da zaten sağır sultan bile duydu deyim yerindeyse. Daha doğrusu atanamayan öğretmenleri demem gerek. Artık öğretmenler korkuyor, artık öğretmenler “Acaba yarın ne olacak halimiz?” diyor.

Bu kez konumuzda bambaşka bir Ömer Dinçer hamlesi var. Öğretmenlere “rotasyon” getirmeyi düşünüyormuş sayın bakanımız. Ben şunu anlamıyorum. Sayın Bakan satranç oynamayı çok seviyor sanırım. Bence kendisi için özel bir satranç bakanlığı kurulmalı. Çünkü biz öğretmenleri piyon yerine koyuyor resmen. “Ben düşünürüm, ben yaparım, siz sadece bakarsınız uygularsınız.” demek istiyor sanırım. Bakanlıklar ne için vardır bu ülkede anlamam! Fuzuli masraftır kocaman bina. O kadar personel var, o kadar araştırmacı, o kadar emek, enerji… Madem bakanımız diyor ve “Padişahım çok yaşa” mantığı ile uygulanıyor o zaman bakanlık binasına gerek yok ki sayın bakanım! Size bir ofis tutalım Ankara’nın göbeğinde, bir de satranç takımı… Oh! Haydi canınız sıkılmasın diye bir de tavla koyarız. Okey takımı da koysak diyeceğim de olmaz şimdi çok zaman alır okey. Siz orada satranç ya da tavla oynarken aklınıza geleni yapın işte mis gibi değil mi? Deyin ki: “ Öğretmene 3 ay tatil yok!” “ Atama yok teknoloji var, doğuda tuvaleti bile olmayan okullara tablet pc var!” ya da deyin ki: “ Öğretmen tek ilde memleketinde olmaz il dışı rotasyon var!” Siz söyleyin düşünmeden araştırmadan sonrasını boş verin. Ne gerek var o kadar personele planlamaya ya da araştırma yapmaya değil mi bakanım?

Allah aşkına ne kadar gereksiz uygulama varsa neden bu aralar sadece Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor bu ülkede. Bir öğretmen kendi memleketinde neden görev yapar? Kendi şehrinin ya da köyünün çocuklarına hizmet etmek için. Peki, sorarım size: “Öğretmenler dışarıda gurbette bilmediği bir coğrafyada mı verimli olur yoksa her şeyini bildiği kendi toprağında mı?” Ki öğretmen illa memleketinde görev yapmaz. Gider bir doğu köyüne atanır orayı çok sever yıllarını verir o köye ve orası onun memleketi olur. Hani bir laf vardır ya: “Doğduğun yer değil, doyduğun yer memleketindir.” diye, işte öyle! Bir öğretmen görev yaptığı yerde yıllarca durmalı ki o coğrafyaya ve o insanlar alışıp ona göre eğitime şekil vermeli. Eğitim neden esnektir diyoruz biz.? Bunu için… Her yerde farklıdır insanlar ve anlama şekilleri. Ama sen kalkıp rotasyon yaparsan ne öğretmen anlar o eğitimden ne öğrenci…

Rotasyon olan mesleklere bakalım, mesela polislik. Polis rotasyona uğrar, üstelik memleketi dışında çünkü uzun durursa bir yerde adam kayırmalar olur vicdanı girmeye başlar vesaire… Savcı için de aynı durum geçerli. Ya öğretmen? Bırakın bir yerde uzun süre dursun öğretmen yahu! Adam mı kayıracak öğretmen? Suçlu mu kayıracak? Hayır. Bir şeyleri kayıracak ama eğitimi kayıracak, çocukları kayıracak o durduğu yerde. Yapsın efendim, kayırsın. Daha iyi!

Düşünün ki ben üniversitede hep hayal kurmuşum mezun olup memleketimin eğitim seviyesini artırmak için çalışacağım diye. Mezun oluyorum ama olmaz diyorlar sen başta memleketine de atansan sonra rotasyon olacak. Aklındaki projeler yarım kalacak. Evin eşin annen baban ile oradan oraya gideceksin. Eğitimi değil bundan sonra nerede olacağım diye düşüneceksin. Ben açık söylüyorum bilmem bu yazıyı okur mu sayın başbakan ama bu milli eğitim bakanı bu hükümetin sonunu getirirse hiç şaşırmam. Tek bakan bu kadar ağır darbe vuramaz demeyin. Bilinçsiz kötü icraatler olursa her şey olur!

Sözü fazla uzatmadan sayın bakanıma sormak istiyorum. Kaç yıl öğretmenlik yaptınız da rotasyon yapmaya niyet ediyorsunuz? Ama pardon sayın bakanım, unuttum siz öğretmen değildiniz. Ee doğal olarak eğitimi ve çocukları da hiç düşünmediniz değil mi? Ya da bir öğretmen hangi psikoloji ile yaşar diye… Ben buldum aslında size çözümü. Tolstoy’dan özenerek biraz da size bir kitap yazacağım size özel olacak. Belki okuyunca bu icraatlerinizi biraz olsun düşünürsünüz. Kitabın ismi mi? “Öğretmen ne ile yaşar?”

Hasan BAŞDEMİR
09/10/11

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.