Kültür Emperyalizmi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Murat HASGÜN

Kültür emperyalizmi bir emperyalizm örneğidir.


Kültür kalıpları; ekonomik, siyasal ya da toplumsal olsun bir toplumun ana değerlerinin göstergesidir.
Kültür emperyalizmi, bir ülkenin kendi kültürel değer ve ideolojisinin başka bir ülkenin halkına benimsetmesidir.

 
Kültür emperyalizminden kurtulmanın yolu şüphesiz Cumhuriyet değerlerine olduğundan daha fazla sarılmaktan geçmektedir.
Çünkü Cumhuriyet, yalnızca siyasi anlamda bir dönüm noktası olmadı, aynı zamanda kültürel anlamda da bir dönüm noktası oldu.
Cumhuriyet bir yaşam biçimi olarak yerleşirken, aynı zamanda kendi kültürel temellerini de oluşturdu.

Atatürk'ün kültür anlayışı Cumhuriyet'in kültür politikasını oluştururken, kültürel anlamda ki uygulamaları da Cumhuriyet döneminde yerleştirilmeye başlanan yaşam biçimi oldu.
 
Atatürk'e göre kazanılan askeri zaferlerden sonra kültür, bilim ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmak gerekiyordu.
Kültürel ve sosyal alanda başarılan işler ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal çehresini biçimlendirecekti.
 
Atatürk, kültür kavramını uygarlıktan kesinlikle ayırmayarak söyle tanımlar;
"Kültür dediğimiz şey bir toplumun devlet yaşamında, düşünce yaşamında, iktisadi yaşamında yapabileceği şeylerin toplamıdır. Uygarlıkta bundan başka bir şey değildir."
Başka bir tanıma göre kültür, "Okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, bilinçli davranmak, düşünmek, zekâ ve düşünsel yetiyi eğitmek." demektir.
Atatürk'e göre uygarlığı kültürden ayırmak güç ve gereksizdir.
Gelelim günümüzde kültürün yerine...
Günümüzü değerlendirecek olursak; ne yazık ki okumayan, anlamayan, göremeyen, dolayısıyla gördüklerinden anlam çıkaramayan, bilinçli davranamayan, düşünemeyen, dolayısıyla zekâ ve düşünsel yetisini geliştiremeyen bireylerin çoğunluğu oluşturduğunu görebiliriz.
Bunun en belirgin ve tabii sebebi de kültürel anlamda dışarıya bağımlı olmamız; onların giyimini, onların müziğini hatta onların izlediklerini izliyor olmamızdır. Televizyonlarda kültürel anlamda kültürümüzü tanıtan programların yerini içi boş evlilik programlarına bırakmış olması, aslında televizyonların kültür emperyalizmine bilinçli olarak alet edildiğinin açık bir göstergesidir. Halkın monotonlaşması ve zihinsel anlamda esir alınması için televizyondan daha başarılı bir silah olamaz. İzletilen programlar halkı en iyi şekilde eğitebileceği gibi, bu tür aksi durumlarda bir silah gibi kullanıldığında da, halkın zihninde bir zehir etkisi yapacak ve zihinsel galibiyetini ilan edecektir.
Toprağı bilmeyen betonda yürüyemez. Dolayısıyla kendi kültürünü bilmeyen, tanımayan bir birey, kapalı ve her an esir alınmaya hazır bir zihinle dolaşmaya mahkûmdur. İşte böyle bir birey, dış güçlerin uyguladığı psikolojik savaşta mağlup olmuş demektir.
Eğer toplum da sorgulamadan sadece ona sunulanı tüketiyorsa, o zaman bu malubiyet o toplumda ve o toplumun gelecek kuşaklarında "başkalık" tan başka hiç bir şey yaratmayacaktır. Böyle bir atmosferde sığınılması, benimsenmesi ve savunulması gereken yegâne güç, şüphesiz Cumhuriyet değerleri ve Kemalizm’dir.
Ancak bu güçle başkalıktan kurtulur ve geleceğe kendimiz olarak bakabiliriz...
 
Murat HASGÜN
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

cumhuriyet devrimlerinin

cumhuriyet devrimlerinin halka dayatilan ilham kaynagi ve praatiginin kokeni nedir ? laiklik fransiz kulturnun bi sonucu degilmidir ? sapka , kiyafet , aylarin bazilarinin yahuidi , bazilarinin hrisstiyan teolojiese dayanmasi verilan saha savasinin kultur isgaliyle sonuclandigni gostermez mi .o zaman canakkalde neyin savasi yapildi ?

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.