Korkular Ortak!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
SADULLAH BAKIRTAŞ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
04.11.2012

Tahran , 1- 2 Mayıs tarihleri arasında çağımızın en önemli sorunu olan terörizm konferansına ev sahipliği yaptı.”Terörizm kurbanı İslam dünyası” konferansına 28 ülkeden düşünür ve bilginler katıldı. Bu konferansta batının neden Müslümanları terörizm ve İslam dinini de  şiddet dini olmakla suçladığı tartışıldı. Gerçi geçmişte de batıda Müslümanlara karşı karalama kampanyası söz konusuydu. Fakat 11 Eylül  2001 saldırısından sonra, Amerika ve batılı medya grupları İslam dünyasını daha bir karalamaya ve Müslümanlardan şiddet yanlısı bir portre çizmeye çalıştılar.

Terörizm konusunda, belirgin ve şeffaf bir tanım yapılmalıdır.Fakat terörizm konusunda farklı ve hatta çelişik tanımlar ve değerlendirmeler öngörülmüştür. Tahran’daki terörizm kurbanı İslam dünyası konferansına katılan bilginlere göre, batılılar terörizm tanımını muğlak bırakıp, terörizmi ve terörist eylemleri kendi istekleri ve çıkarları doğrultusunda farklı bir şekilde yorumlamaya çalışıyorlar. Fakat genel olarak terörizmi, siyasi hedeflere ulaşmak için şiddet ve vahşet yaratma metodu olarak tanımlayabiliriz. Elbette bu terörist eylem sonucu, masum ve sivil insanlar da büyük zarar görür.Terörist eylemlerin eski mazisi vardır. Fakat 1989 Fransız devriminden sonra terör kavramı ortaya çıktı ve terörist eylemler birçok sivil insanın hayatına mal oldu.Tahrandaki uluslar arası “terörizm kurbanı İslam dünyası” konferansında dikkate alınan meselelerden biri, günümüz dünyasında terörizmin gelişim ve yaygınlaşması seyriydi. Son yıllarda terörist olaylarda artış kaydedilmiştir. Bu konferansa katılanlara göre, bu olayların artmasının nedeni, yapılan zulüm ve saldırıların artması, manevi değerlerin zayıflaması, cehalet ve bilgisizlikle kör taassubun artmasıdır. Cumhurbaşkanı Dr. Mahmud Ahmedinejad, konferansın açılısında yaptığı konuşmada, terörizmin oluşum kaynağının zorba süper güçler olduklarını söyledi. Ahmedinejad daha sonra şunları belirtti:
    

“Terörizm ilahi olmayan bir yönetim tarzı, güç ve servet odaklarının insanlığa karşı tahakkümü, ahlak ve insani değerleri ayaklar altına alan bir ekol ve anlayışın türevidir.” Nitekim dünya ticaret merkezinin ikiz kulelere karşı yapılan saldırılardan sonra bir çok gözlemci bu terörist saldırı nedeninin Amerika’nın dünyanın çeşitli noktalarından sürdürdüğü tek yanlı, saldırgan, militarist ve işgalci politikalarından kaynaklandığını söylediler.Washington yönetimiyse terörizmle köklü bir mücadele yapmak amacıyla ülkelerin desteğini kazanma yerine, bu insanlık dışı eylemleri denetim altına almak için müttefik ülkeleri yedeğine alıp, gösterişli ve şüpheli anti terör savaşını başlattı. 5 yıl aradan sonra Amerika’nın anti terör ittifakı pratikte çökmüş bulunuyor. Amerika’nın sözde anti terör savaşı başarılı olamadığı gibi, terörizmin zirveye ulaşmasına sebep oldu. Nitekim Amerika dışişleri bakanlığının son yıllık raporuna göre, önceki yıla kıyasla 2006 yılında terörist saldırılar sayısı %28 oranında ve terörizmin yol açtığı can kaybı % 40 oranında arttı. Terörist olayların arttığı ülkeler, Amerika’nın işgali altındaki Irak ve Afganistan gibi ülkelerdir.Batılı tekelci medya grupları daima İslam’la Müslümanlara karşı düşmanca tutum izlemektedirler. Özellikle Newyork’taki ticaret merkezine yapılan saldırıdan sonra, batılı devletler, İslam dünyasına karşı saldırgan tutumlarını yoğunlaştırıp, Müslümanları terörizmle suçlamakta ve İslam dinini şiddet ve terör taraftarı olarak nitelendirmektedirler.İran İslami şura meclisi başkanı Dr. Gulam Ali Haddad Adil, “terörizm kurbanı İslam dünyası” konferansının kapanış merasiminde yaptığı konuşmada, terörizmin sert güç ve yumuşak güç olarak sınıflandırıldığını, sert güç terörizminin bombalı, silahlı ve katliamcı saldırılardan ibaret olduğunu, bu tip terörizmin her gün Irak’ta yaşandığını, yumuşak güç terörizminin ise, sert güç terörizminden daha tehlikeli olduğunu, çünkü bu süreçte kavramlar ve eğer ölçülerinin tahrif edildiğini, nitekim terörizm kurbanı olan ve kendi ülkelerinin hürriyet ve bağımsızlığı için mücadele eden milletlerin terörizmle suçlandıklarını söyledi.Amerika kaba güç ve yumuşak güç tarzındaki terörizmi geliştirip, destekleyerek, İslam dünyasına karşı insanlık dışı terörizmi dayatmış bulunuyor. Amerika terörizmle mücadele bahanesiyle Afganistan ve Irak’ı işgal edip, katliamdan geçirerek bu Müslüman milletlere karşı korkunç terörizmi dayattı. Nitekim her gün Irak’ta  yüzlerce Müslüman katlediliyor. Bu yüzden terörizmin yaygınlaştığı iddiasıyla işgalcilik süreci dayatılıyor ve işgalci politikalar da terörizmi hızlandırıyor. İslam dünyasına karşı yöneltilen psikolojik savaş ve yumuşak güç terörizmi, derin ve geniş olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu bağlamda, Lübnan İslami direniş hareketine bağlı Müslüman kadın cemiyetinin başkanı İfaf Hekim hanım şunları kaydediyor:Amerika başta olmak üzere, batılı güçler, İslam’ın dünyaya yayılmasını engellemeye çalışıyor ve bu doğrultuda her türlü ahlaksızlık ve insanlık dışı girişimlerini sürdürüyorlar. Nitekim Müslümanları terörizmle suçlayıp, milletlerarası kriz ve güvensizliği Körükleyerek, milletlerin İslam’ın maneviyatıyla tanışmasını engellemeye özen gösteriyorlar.Batılı güç odakları, İslam'ı şiddet ve terörizmle suçlayarak, liberalizmin en güçlü rakibini saf dışı bırakmaya ve kendi sultalarını dünya milletlerine dayatmaya çalışıyorlar. “Terörizm kurbanı İslam dünyası”nın karar bildirisinde de şunlar kaydedildi: İslam’ı terörizmle suçlamak, boş ve çürük bir iddiadır. Bundan amaç, sömürgeci ve sultacı hedefleri gerçekleştirmektir. Bu yüzden mesuliyet bilincinde olan kimseler, bu suçlamaları reddedip, İslam'ın hoşgörülü, barışsever çehresini gözler önüne sermeli, İslam adı altında şiddet ve teröre başvuran grupları red ve ifşa etmelidirler. Aslında aşırıcı ve şüpheli grupların yıkıcı tutum ve girişimleri, batılı medya gruplarınca İslam'a karşı bir koz olarak kullanılıyor ve Müslümanlar şiddetle suçlanıyorlar.Dikkat çekici olan mesele, bu silahlı ve terörist gruplarının Amerika tarafından, veya egemen devletler tarafından organize edilip, harekete geçirilmesidir.Cumhurbaşkanı Dr. Ahmedinejad bu konuda şunları söyledi: “Herkesin bildiği gibi, terörist örgütler, müstekbir ve emperyalist güçler tarafından organize edilip, beslenmektedirler.” Nitekim Elkaide ve Taleban Amerika’nın çok boyutlu destekleri sonucu kurulup, beslendi.

Amerika’nın başlattığı anti terör mücadele sonucu, dünya toplumu bir daha bir kriz ve şiddete boğuldu. İslam dünyası terörizmin asıl kurbanı olduğu halde, batılı medya grupları İslam düşmanlığını, Müslümanları terörizmle suçlama kampanyaları devam ediyor.Batılı güçler, zulüm, işgalcilik, ırkçılık ve diktatörlüğe karşı mücadeleyi, ve kurtuluş savaşını terörizmle suçluyorlar. Tahran’daki “uluslar arası terörizm kurbanı İslam dünyası” konferansına katılan bilgin ve düşünürler, batılı medya gruplarının boş iddialarına karşı mantıki ve belgesel cevaplar verdiler.

 

Sadullah BAKIRTAŞ

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.