Kılıçdaroğlu'na Açık Mektup: İktidarı İstiyorsan...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU,

Bu mektubu size bir partizan olarak veya ideolojik duygularına yenik düşen biri olarak değil, memleketinin mevcut gidişatından memnun olmayan ve bunu almakta olduğu eğitimle daha net görebilen bir kişi olarak, sizi bir iktidar alternatifi olarak gördüğüm için yazıyor, yazmayı kendime bir borç biliyorum.

Bir siyaset bilimi öğrencisi olarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu tüm teferruatlarıyla incelemekte ve bu incelemeleri çeşitli ideolojik bakış açılarıyla aynı titizlikle ve yoğunlukta yapan birçok kişinin arasında bulunmaktayım. Öyle ki, size aktarmakta olduğum düşüncelerin tek bir kişiye ait olmadığının ve memleketin genel gidişatını inceleyen ve bundan memnun olmayan bir insan kitlesinin genel iradesi olduğunun doğruluğunu bilesiniz.

Genel Başkan seçildiğinizden beri büyük bir özveri ve yoğun çalışma ile yurttaşa ulaşmaya çalıştınız. Bu Türkiye’de her yurttaşın takdir edeceği bir çalışmadır. Partinizin geçmişinde yapılan hatalar ne kadar da bir Genel Başkan olarak sizin ve iktidar olma çalışmaları yapması beklenen örgütünüzün işini zorlaştırsa da, hiçbir neden, kaybedenlerin her zaman bir bahanesinin olduğu algısı haricinde kabul görmemektedir. Zira memleketin mevcut gidişatının hoş olmadığını fark edebilenler, kayıtsız koşulsuz bu değişimi görmek istemektedirler. Bu noktada –tekrar altını çiziyorum – size bu mektubu, son oylamalara göre, iktidar partisine bir alternatif olabildiğiniz için yazmaktayım.

Siyaseti tüm noktalarıyla değerlendirme imkanı bulan bir siyaset bilimcisi adayı olarak size partinizin özellikle de referandum sürecinde gözlemlediğim eksiklerini, genel seçimlere kadar tamamlanması zaruri gerçekler adı altında yazmak istedim. Yazımın başında da belirttiğim gibi, okuyacağınız tüm bu maddeler belki de sizin bildiğiniz ve yapmayı hedeflediğiniz şeyler. Ama yine de bunları belli bir halk kesiminin görüşlerini temsil eden bir uzman adayı kaleminden duymanız, benim bu halkın bir üyesi ve bu ülkenin bir evladı olarak görevimdir. Öyle ki yazdıklarımı, gerçekleşmesi durumunda size olan desteğini arttıracak veya destek olmaya karar verecek bir seçmen grubunun talepleri olarak algılayın.

1. Partinin gündeminin halkın hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak düzenlenmesi: Bu hem sosyolojik hem de psikolojik açıdan oy oranlarını en çok ölçüde etkileyen faktörlerdendir. Bir seçim ya da halkoylaması kampanyası esnasında, liderlerin söyledikleri haftada bir yapılan bir anketin sonuçlarını tepe taklak değiştirebilmektedir. Bu noktada halkoylaması kampanyası sırasındaki genel af tartışmaları buna örnek gösterilebilir. Siyasi Tarih ve Siyasi İdeolojileri takip etmek durumunda olan biri olarak, bu söylemin normal olabildiğini anlamak benim veya meslektaşlarım için çok zor olmasa da, halkın büyük bir bölümünün bunu algılama şekli ve diğer liderlerin de bunu kullanma şekli oylama sonuçlarını çok etkilemiştir. Özellikle belli bir gruba hitap eden söylemlerin, azınlığı ve çoğunluğu nasıl etkileceğini beraber düşünmek gerekmektedir. Bu da sizin için zor olmamalıdır. Öyle ki iş başına gelecek liderin en büyük özelliği halkını yakından tanıması olmalıdır.

2. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendini yenilemiş olduğunu net olarak gösterebilmesi ve bu vesileyle “status-quo yanlısı parti” söylemlerinin haksız çıkartılması: Bu noktada çok gayret gösterdiğinizi görmekteyim. Çabanız ve çalışmalarınız takdire şayandır. Buna rağmen yeterli değildir. Bunu partinin “kırılmaz kabukları” yansıtmaktadır. Yıllardır iktidar olma amacı gütmemiş gibi görünen bir partinin, yaşlı ve eski kafa yöneticileri yönetimden uzaklaştırılmalıdır. Emin olun bu halk tarafından kucaklanacak bir gelişme olacaktır. Parti’nin iç dinamiklerini net olarak göremeyen biri olmama karşın, bunun ne kadar zaruri bir eylem olduğunu kamuoyundan neredeyse her gün duymaktayız. Bu şekilde sizin Genel Başkan olarak partiye kattığınız yepyeni dinamiklerle dahi fikri değişmeyen insanların, CHP ile ilgili fikirleri değişmeye başlayacaktır. Böyle düşünen kişilerin sayısının kayda değer olduğu gerçeğini lütfen unutmayın!

3. Partinin solun ve özel olarak sosyal demokrasinin bir temsilcisi olduğunu “açık görüşlü”lüğüyle açıklaması: Türkiye’de geçmişte hiçbir parti temsil ettiğini söylediği ideolojiye veya fikirler bütünlüğüne bu kadar ters düşmemiştir. Bu olgu -fazlasıyla tartışılır olmasına karşın- halk tarafından büyük ölçüde bu şekilde anlaşılmaktadır. Bu noktada önemli ve gerekli olan insanların dikkatini bir yöne çekip, bu düşünceleri sözlerle değil, yapıcı eylemlerle değiştirmektir.

Sol görüşlü bir partinin en önemli özelliği olan “açık görüşlülük” çok yönlü bir kavramdır. Ortalamanın üstünde modern düşünmeyi değil, her yönde “ilerici” olmayı hedefler. Bahsedilen ilericilik muhakkak ki anayasa ve yasalarda gelişigüzel değişiklikler yapmak olmayacaktır. Fakat bu ilericiliği her yönde sağlayabilmek için, partinin tabanıyla, yönetimiyle, Genel Başkanı’yla buna uygun davranması gerekir. Bunun içindir ki bunu sağlamak 9 aylık bir süreden çok daha fazlasını gerektirmektedir. Ama bu yönde atılacak her adım emin olun ki partinizi iktidara bir adım daha yaklaştıracaktır.

4. Parti tabanının güçlendirilmesi: Genel Başkan olarak ilk sınavınızı verdiğiniz halkoylamasında parti tabanının eskiye nazaran daha hareketli olduğunu söylememek yalan söylemek olur. Fakat bunun yeterli olmadığını söylemek için siyaset bilimci olmaya da gerek yok, öyle ki sonuçlar ortadadır. Eğer 2002 yılından beri AKP haricinde barajı aşan partilerin oylarının toplamı AKP’nin aldığı toplam oyun gerisinde kalıyorsa, bu bahsettiğim partilerin tabanlarının AKP’nin tabanına ve örgütüne oranla çok geride olduğundandır. %10 seçim barajı antidemokratik yönüyle bu oy farkını meclisteki sandalye sayısına çok daha acımasız bir şekilde yansıtmaktadır. Bunu aşma zamanı önümüzdeki genel seçimlerdir. Bunun için il başkanlarını Ankara’da toplayıp, uyarmaktan çok daha fazlasını yapmak gerekmektedir. Yenileme yapmak gerekmektedir. Çünkü ilericilik sadece söylemle olmaz, eylem de gereklidir.

Örneğin ben şu an sizi bir iktidar alternatifi ve umudu olarak görüp, size yazma cesaretini göstermeme rağmen, geleceğin siyaset bilimcisi olarak sizin partinizde aktif siyaset yapmayı düşünmüyorsam, bu parti tabanının zayıflığını açıkça yansıtmaktadır. Benim gibi birçok gencin bulunması ve soldaki bölünmüşlük bu hatanın sonuçları olarak AKP ve benzer partilerin güçlenmesi ve sahip oldukları popüler desteği almaları için imkan yaratmıştır. Umuyorum ki bu gerçeğin farkındasınızdır.

5. Kadınların siyasete katılımının desteklenmesi: Cumhuriyetin değerlerinin temsil edildiğinin söylenmesi de sözle olacak bir şey değildir. Kadınların temsilini arttırmak çok önemli bir konudur. Parti dahilinde çalışan kadın sayısından ziyade, meclise giren kadın milletvekili oranı açısından birinci parti olması beklenen CHP dördüncü sıradadır. Bu iradenizi aday listelerinize de yansıtmak gerekmektedir. Bu gençler, engelliler, öğrenciler, emekliler v.s. için de geçerlidir. Toplumun dezavantajlı kesimlerine samimi ve işlevsel pozitif ayrımcılık vermek gerekmektedir. Her noktada olduğu gibi bu noktada da samimi olmak Türk Halkı için çok önemli bir husustur.

6. AKP zihniyetinden ve ülkenin durumundan memnun olmayanları kucaklayan bir söylem oluşturmak: Birçok insan ülkenin mevcut durumundan hoşnut olmamasına rağmen, CHP’nin geçmişte onlarda bıraktığı izlenimler dolayısıyla partinizden desteğini esirgemektedir. Hatta “AKP olmasa kim olacak” tarzı söylemler de mevcuttur. Bu yerleşmiş düşünceyi kırmak güçtür fakat imkansız değildir. Bu yönde çalışmalarınızın olduğunu görmekte ve takdir etmekteyim. Fakat daha fazlasına ihtiyaç olduğu da açıktır. Karşınızda ne kadar büyük bir gücün olduğunun farkına varın!

7. Verilmiş olan vaatler konusunda samimiyet gösterilmesi: Bugüne kadar verdiğiniz vaatler, Türkiye açısından başarılması kolay şeyler değildir. Özellikle cumhuriyet tarihinden bu yana gelen geçen tüm hükümetlere baktığımızda bunu daha iyi görebilmekteyiz. Fakat verdiğiniz vaatler ancak ülkenin kaynaklarının bugüne kadar olmadığı kadar doğru kullanımı sağlandığı takdirde uygulanabilecek niteliktedir. Bugüne kadar gerçek bir sosyal demokratik sistemin uygulandığına inanmadığım için, verdiğiniz tarzda vaatlerin hayal olarak görülmesini yadırgamıyorum. Tabi ki bu vaatler sadece ekonomik alanda değil anayasal ve yasal alanda da geçerlidir. Ülkenin herbir bireyini kucaklayan değişiklikler konusunda gösterilecek samimiyet, ülkenin her konuda rahatlamasına imkan tanıyacaktır.

Anayasal alanda verdiğiniz vaatler yapılması gereken değişiklikler açısından yeterli değildir. Bu konuda iktidara gelseniz de gelmeseniz de samimiyetinizi göstermeniz gerekmektedir. Muhalefet çalışmalarının “iktidar karşıtlığı” olarak yürütülmesi hatasına bir daha düşmeyerek, insanların kitleler halinde yaşadığı “CHP fobisini” kırmak adına büyük bir adım atmış olursunuz.

8. Yerel belediyelerin yaptığı çalışmaların düzeltilmesi: 03 Kasım 2002 günü yapılan genel seçimlerde %34 oy olan AKP 2 yıl boyunca yaptıklarıyla 2004 yılındaki yerel seçimlerden oyunu arttırarak büyük ölçüde galip çıktı. Yaptıkları tüm belediye hizmetleriyle birçok insanın “AKP karşıtıyız ama belediye hizmetlerinin kalitesi hiç bu seviyeye gelmemişti.” zihniyetiyle belki de gizliden gizliye AKP’ye oy verdiğini görebilmekteyiz. Öyle ki AKP 2004 yılından sonra 2007 genel seçimlerinde nereydese her iki kişiden birinin oy verdiği bir parti haline gelmiş, oylarının düşmesine rağmen de 2009’da da büyük ölçüde başarılı olmuştur. Tüm bu gerçekler ışığında yerel yönetimlerin önemi daha net anlaşılabilmektedir. Şu anda CHP’li belediyelere şöyle bir baktığımızda sebep ne olursa olsun, çalışmaların olması gerektiğinin yarısı kadar bile olmadığını söyleyebilirim. İzmir’de, Antalya’da ve Trakya illerinin çoğunu gezmiş biri olarak da bunu çok açık bir şekilde söyleyebilmekteyim.

Bu noktada 2011 yılı genel seçimlerinde ve bunu takip eden yıllardaki yerel seçimlerde başarılı olmak için belediye çalışmalarının “halkı memnun edecek yönde” olması gerekmektedir. AKP’li büyükşehir belediyelerinin ve hükümetin CHP’li belediyelere ne tür sorunlar çıkardığı açıktır. Fakat olası bir iktidar döneminde bu bahaneler de kalmayacaktır. Belediye çalışmaları eğer en azından aynı hızda ve kalitede devam etmezse, sağlam bir iktidar mümkün olamayacaktır. Bu dediğimle, AKP’nin belediyelerinde yaptığı gibi aptalca ve aşırı harcamalar yaparak yenilikler, projeler yapmak değil, kaynakları doğru kullanarak rasyonel bir şekilde yenilikler yapmaktır. Bunu halka anlatın!

Ben sizin deyiminizle “dilim döndüğü kadar” benim ve düşüncelerini paylaştığım birçoklarının düşüncelerini size aktarmaya çalıştım, tıpkı sizin halka gidip yapmaya çalıştığınız gibi. Yazdığım tüm hususlar birden gerçekleşebilecek nitelikte değildir. Bunu bilmekteyim. Fakat insanların içindeki bu “CHP fobisini” bu şekilde yıkabilmeniz için yapmanız gereken, yazdığım ve daha buradan yazamadığım birçok hususu size aktarmayı kendime bir borç bildim. Öyle ki samimiyetimden şüphe etmeyin, tıpkı insanların sizin samimiyetinizden şüphe etmemeleri gerektiği gibi.

Edgar ŞAR

Edgar.Sar@Politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.