İnternet ve Özgürlükler

       İnternet ve Özgürlükler Mayıs ayının sonlarında Paris’te e G-8 zirvesinde, google, facebook vb. dünyanın önde gelen İnternet şirketleri, bilim adamları, düşün adamları, politikacılar, yayıncılar ve bu konunun bütün önde gelenleri toplandılar; internetin geleceğini, nasıl daha özgürlükçü ve toplumun yararına gelişeceği konusunu görüştüler. Ne yazık ki, aynı süreç içinde bize de seçim öncesi olası siyasal rakiplere tuzaklar pusular kurulması ve bu kirli işler içinde şantaj için internet ortamının kullanılmış olması denk geldi.

Bunun yanı sıra bir de hükümetin internete kısıtlama getirmek için düzenlemeler yapmayı planlaması aynı günler içinde kamuoyunda yaygın şekilde tartışıldı. Hükümetin, kısıtlamaları, hukuksuz ve kişi haklarına aykırı işler için kullanmak yerine kişilerin bilgi alma haklarını kısıtlamak, karşı düşünceleri baskılamak yani esasta kişisel özgürlükleri kısıtlamak için kullanacağı şeklinde endişeler vardı. Bu yetmezmiş gibi bir de başbakan yardımcısının internet özgürlüğünü sadece porno ile algılaması, konuyu evrensel özgürlük anlamında düşünenlerin üzerinde, bir kova soğuk su dökülmüş etkisi oluşturdu! İnternet insanlık tarihinin en önemli buluşlardan biri. İnsan, tarihinin hiçbir döneminde bu kadar çok bilgiye, bu kadar kolay ulaşabilir olmamıştı. Muhteşem bir sanal dünya ağ üzerinde oluşmakta olan zincirleme büyüme, dünyanın her yönde gelişimine katkıda bulunuyor. Yıldırım hızında olan artık sadece haberleşme değil; bilim, sanat, spor, ekonomi,finans, eğitim vs. her şey artık internette! İnsanlar sosyal ağlarda daha mutlu. Ama bir ultra muhafazakar yönetici çıkar, herşeyin altında kötülük ararsa, bulmadan edemez tabii ki!. Daha en başından herkes farkındaydı, internet aslında bir cangıl, yani vahşi bir yağmur ormanı gibiydi. İçinde siz ne ararsanız onu bulurdunuz. Kendinize faydalı güzel şeyler de bulurdunuz, tehlike de vardı! Bu tehlikeleri gerekçe gösteren iktidarların internete engeller ve filtre koymaya çalışmaları, nedense günümüzün zihinleri evrensel dünya ile bütünleşmiş, hızlı düşünen gençliğine hiç de inandırıcı gelmiyor. Hepsi biliyor ki bu kısıtlamalar müstehcenlik karşıtı bazı kesimleri mutlu etmekle kalmayacak, farklı düşüncelerin, aykırı düşüncelerin, muhalif düşüncelerin yayılmasını engellemekte kullanılacak! Yani bu devirde birileri sizin neyi düşünmenize ve neyi düşünmemenize karar verecekler. Dış dünya ile yarışta, bizi, yani ülkenin gençliğini, eksik noksan veya dezenformatif bilgi ile handikaplı duruma düşürecekler! Hiç bir sansürcü, gençliğin hakettiği ve özümleyip sonuca varacağı veri ve enformasyonun ne olacağı konusunda yeterli olamaz. Olursa ancak yasakçı, ahlak bekçisi veya politik zihin polisi olur! Bir düşünün iyi bir üniversite eğitiminin üzerine bütün klasik edebiyatı, örneğin Tolstoy’u okumuş, Mozart dinleyen, okuyan, bütün gündeme hakim, meraklı bir gencin neleri düşünmemesi gerektiğini belirlemek için bilinmedik odalarda, gizli işler yapan bir takım kişiler oturmuş, ham bilgilere filtre koyuyorlar, kendini ifade etmek için fikir üretenleri, yazı yazanları izliyorlar! Gelecekteki hedefi G8 ülkeleri içinde yer almak olan Türkiye’nin yapacağı şeyler bunlar olmamalıdır! Korkumuz, bize açıkça söylenenlerin ötesinde bireylerin düşünce özgürlüğüne filtre konulmasına yönelik arzu! Bırakın ne okuyacağımıza kendimiz karar verelim!

    Ben zaten siz iktidar sahiplerinin, gençlerin ve milletin daha akıllı, düşünce üreten insanlar olmasına engel olmak istemeyeceğini biliyorum. Lütfen internet özgürlüğümüze dokunmayın! Ülkemiz için daha demokrat, özgür ve çağdaş(lütfen bu kavramla barışık olun!) bir gelecek istiyoruz. Küresel dünyanın, özgür ve demokrat gelişmiş ülkelerin üzerinde tartıştığı etik ve hukuki kısıtlamalar dışında daha ileri filtreler koymayın. Sosyal medyamıza da bozuk gözlükle bakmayın! Bırakın, insanların iletişimini arttıran Facebook’tan, Yahoo’dan, Google’dan, Twitter’dan 40 senedir ülkelerini demir yumrukla yöneten o diktatörler korksun!

Cengiz Özder

İletisim@politikadergisi.com