Düşünmek

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İzzet Kütükoğlu

Ne kolay iştir düşünmek, düşünmeyen adama göre. Her kes onun gibi düşünse memlekette mesele kalmaz ona göre. Oysa toplumun genelini bu kişler oluştururlar ve meselelerin çokluğu ve çaresizliğin nedenide  bu şekilde düşünenlerin çokluğundandır. 

Gerçek düşünen ise, düşünmediği halde düşündüğünü zanneden ekseriyet karşısında çaresizdir. 

Çünkü, düşündüğünü zanedenler her bakımdan güçlüdürler. Onlar güçlü olmalarını doğru düşünmelerinin göstergesi olarak kabul ederler. Oysa düşünceden yoksun bir ihtirasın sahibi olmaları onları güçlü hale getirmiştir.  

Ülkenin en güçlüleri siyasiler değil midir? Onlara göre ülkeyi en çok düşünenelerde onlardır. Peki ülkeyi en çok düşünen bunlar mıdır? Şöyle diyelim; bunlar ülkeyi çok düşündükleri için mi siyaseti sanat haline getirmişlerdir? Çok düşünen adamlar mı siyasette yükseklerde olabilir? Ülkeyi düşünebilmek için siyasetçi olmak mı gerekir?

Eğer öyle olsa idi, siyasetin her daim fokur fokur kaynadığı bu ülkede çözülmemiş hiç bir meselenin kalmaması gerekmez miydi? 

Siyaseti bir yana koyalım, başka bir düşüncesiz adam yoğunluğuna göz atalım; Akademik kariyer yapmış bir kesimde vardır ki, onlarda siyasilerden beter kendilerinin ülkeyi çok düşündüğünü zannederler. Onlara göre ülkenin en önemli noktalarında tahsilli adamlar vardır. Bu da Onlara göre, onların ülkeyi çok düşündüğünü göstermektedir. 

İyi de, bütün bunlar doğru ise, siyasiler ülkeyi yeterince düşünebiliyorlarsa, tahsilli insanlar önemli mevkilere yerleşmiş ise ve bunlar ülkeyi doğru düşünebiliyorlarsa bunların dışında kimselerin ülkeyi düşünmesine gerek olmaması gerekir. Bu mudur? Yani ben ilk okul tahsilli biri olarak memleket düşüneme ehliyeti olmayan bir adam mıyım? 

Siyasilere göre böyle, yalakalık kabilinden memleketin sahibi halktır falan derler ama gerçek düşünceleri halk bilmez anlamaz! şeklindedir.  Akdemik kariyer sahiplerine görede durum farklı değildir. 

Halk askerlik yapmak, vergi vermek, bekçilik, çöpçülük yapmak, birilerinin altını süpürmek, pisliğini temizlemek için mi gereklidir?

Televizyonlarda fikir adamı olarak konuk edilen adamlar?

Kimdir bunlar, ya siyasetçi, ya bir üniversitede profesör, yada gazeteci.

Bunlar ülkeyi çok düşünenler, bunlar sözde fikir adamlarımız! Bunlar her platformda konuşurlar, Hep bunlar konuşurlar. 

Ben yokum oralarda, çok uğraştım fikir adamı olarak bende düşüncelerimi fikrimi anlatayım.  Çok utanıyorum.    Neden mi? Memleket meseleleri ile ilgili kitap yazdım demekten! Ne yapalım öyle bir halt yedik işte.

Siyasilere, gazetelere, televizyonlara, profesör memleketti çok düşünen zevatlara bedava kitap dağıttım, üzerine posta masrafı ödeyerek. Kimse bana fikir adamlığını yakıştıramadı. Çünkü ben cahilildim, çünkü memleket düşünmek bana kalmamıştı, çünkü bu zevatlar memleketi yeterince düşünüyorlardı akılları sıra!

Bunca okumuş adamdan, bir cahil daha iyi düşünemezdi. Öğle düşündüler herhal. Okumadılar besbelli. 

Okumuş olsalardı, hayrına aramasalar bile, iki polisle pek ala ziyaret ederlerdi sen bizim düzenimize nasıl meydan okur, tekerimize nasıl çomak sokarsın diye.

Poliste gelmedi, hakimde sormadı bu kitabı neden yazdığımı? 

En çok zoruma bu gitti!

   

İzzet KÜTÜKOĞLU

iletisim@politikadergisi.com

     

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.