Derin Kavga

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Koray KAMACI
Yazının Yazıldığı Tarih: 
14.01.2014

Evet, sevgili dostlar son yıllarda Türkiye’de dünyadaki değişimden payını almaya başlamış ve Yeni Dünya Düzeni’nin mimarları Türkiye’ye nifak tohumlarını ekmiştir. Bu tohumlar son zamanlarda iyice büyüdü Fidan haline geldi. Son dönemde artık geri dönüşü olmayan Camia ve Hükümet arasındaki savaş iyice alevlenmiş ve yaşanan bu kavgadan dolayı bilmediğimiz birçok husus ortaya çıkmıştır. Her şerden bir hayır çıkar mı sorusunun da cevabı burada saklı…

Hükümet artık tüm Devlet kurumları ile taarruza geçmiş ve özellikle en önemli silahı MİT’e de geniş haklar vermiştir. (Sınırsız dinleme gibi) Emniyette ki tasfiyeler tüm hızıyla sürerken, yargı da direk Adalet Bakanlığı’na yani Hükümete bağlanmıştır.

Bu yargı olayı son derece önemli ve üstünde durulması gereken bir hadisedir. İş böyle iken Camia ve Hükümet arasındaki çatışmada kozlar tek tek ortaya dökülmüş ve gelinen nokta da ise inanılmaz iddialar başlamıştır. Nerden başlarsak başlayalım hepsi çok önemli ve hatta bazıları eğer doğruysa insanın içini acıtan türden iddialardır. Özellikle benim üstünde bir hayli durduğum ve son zamanlardaki ‘’Kumpas’’ kelimesi ile Milli Ordu’ya yapılan haksızlıkların tek tek ortaya çıkması bu iddiaların en önemlisidir. Yıllardır sözde Ergenekon, Balyoz vs. gibi davaların, Afrika ülkelerinde bile eşi benzeri görülmemiş yargılama usulü ile birçok kişi mağdur edilmiştir. Bu topraklarda (Özellikle Ortadoğu) güçlü olmak istiyorsan Ordunun güçlü ve etkili olması lazımdır. Türkiye’de güçlü Ordu bu topraklarda her zaman bütün bölge ülkelerinin güvenliği için çok önemlidir. Gelinen noktaya baktığımız zaman Ordumuzdaki moral sıfır hatta sıfırında altında… Psikolojik olarak zayıflatılan ordunun durumu hiç iyi değildir.  Allah korusun yarın bir harb çıksa Balkan Savaşlarından kötü oluruz. Gelinen noktada ise Devlet’in en önemli kurumlarından biri olan Türk Ordusunun itibarı iade edilmeli ve bu zulüm gibi olan bu davalar bir kez daha düzgün ve hakkaniyetli ve de gerçek Adaletli bir şekilde tekrar görülmedir.

İddialar bununla sınırlı da değil, dedik ya daha neler neler var. Her şerde hayır var lafını bu dönemde çok duyuyoruz. Başka önemli bir iddia ve bana da gelen bilgilerden biride; Başbakan ile Genelkurmay eski başkanı Yaşar Büyükanıt’ın beraber baş başa gerçekleştirdiği Dolmabahçe görüşmesidir. Bu görüşmenin ayrıntıları ve belgelerinin Şubat ayı içerisinde basına sızacağı ve yaşananların ortaya çıkacağı yönündedir. Bütün hatları ile ortaya çıkacağı en önemli iddialardandır. Bana göre de Türkiye’nin en önemli ve bilinmeyen konusu da budur. İki tarafında bu sır bizimle mezara gidecek dediği görüşmenin ayrıntıları bir bir çıkarsa ortalık epey karışır ve son dönemdeki kavga başka mecralara kayabilir. Tabii ki dediğim gibi bu bir iddia ve benim kulağıma kadar gelen bir iddia… Başka önemli bir iddia ve kulağıma gelen bilgi ise, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Deniz Baykal veya Tansu Çiller’in de aday olacağıdır. Özellikle Deniz Baykal eksenli bir plan söz konusudur. Tabii ki Türkiye’de ki seçimlerin en önemlisi ve yaşanan gelişmelerin Finali şüphesiz Cumhurbaşkanlığı seçimleridir.

Gelelim başka bir önemli iddiaya! Mart ayında malum yerel seçimler var ve yerel seçimlerden ziyade Türkiye genel seçimleri de içine alarak erken seçime gidebilir. Yani Mart’ta yapılması planlanan seçimler, Mayıs veya Haziran ayında Genel ve Yerel seçim olarak birleştirilip bu şekilde çift sandıklı bir seçime gidebilir Türkiye… Bunu da buradan söyleyelim. Bu çok kuvvetli bir iddiadır. Özellikle yaşanan bu kavganın, Şubat ayında çıkacağı ve karşılıklı restleşmeye varacak önemli belgeler, kasetler vs. sonunda erken seçim kararı alınabilir. Ayrıca Hükümetin elinde olduğu söylenen, Camia hakkındaki gizli bilgilerin olduğu dosya ise olaylara çok başka bir yön verebilir. İki tarafında kılıçları Şubat ayında alevlenebilir. Ama şunu asla unutmayalım, bu savaşın kazananı kim olursa olsun kaybeden Türkiye olacaktır. Biz kendi içimizde kavga ederken Ortadoğu’da atı alan Üsküdar’ı geçmek üzere… 22 Ocak’ta yapılması planlanan Cenevre-2 Konferansı, sadece Suriye’nin değil aynı zamanda bölgenin de bir nevi kaderini belirleyecektir. BOP eşliğinde kurulması Planlanan ‘’Büyük İsrail’in’’ sınırlarına daha da yakınlaşılacaktır. Malum Irak’taki sözde Kürt yönetiminden sonra Suriye’nin kuzeyindeki PYD oluşumundaki diğer bir sözde Kürt yönetimin kurulması bu konferans ile resmileştirilecektir. Daha sonra sözde Kürdistan Federe Devleti bünyesinde sıra kime gelecek dersiniz… Evet, sıra Türkiye’de olacak… Bu Cenevre-2 Konferansında yaşanacak olayları, ‘’Cenevre-2 Konferansı ve Türkiye’’ adlı yazımda bulabilirsiniz. Sözü daha fazla uzatmadan önemli bir iddia daha söyleyip yazıyı sonlandıralım. Acaba son dönemde ki ‘’Tır’’ olaylarının Pkk ile ilişkisi varmıdır? El-Kaide’ye mi silah gidiyor yoksa Pkk’ya mı silah gidiyor acaba? Kime gittiğini ben bilmem bunlar sadece iddia ama şunu biliyorum ki her ne gidiyorsa oradaki Türkmenlere gitmediği kesindir…

 Ve son söz: ‘’ Devlet hata yapmaz, Devletin adamları hata yapar’’

 

Koray KAMACI

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.