CHP'de Kurultay Varmış...

Bugün pazar ve Tv kanallarını gezerken Halk Tv de “Gündem özel” programına baktım biraz.. Konu “CHP de kurultay süreci” konuklar Bülent Tezcan, Önay Alpago ve Şaban Sevinç....

Konuşmalara bakarak, Kemal kılıçdaroğlu'nun nerdeyse çok başarılı bir yönetim gösteriyor gibi bir algıyı sürekli pompalama gayretkeşliğine girmiş bir Halk Tv gördüm. Örneğin Şaban Sevinç, CHP üzerine öyle analizler yapıyor ki, sanırsın siyaset profesörü, adam partinin belirlediği kendi üst kurul delegelerinin ne olduğunu kimler olduğunu bilmeden, sanki sadece bu kurultay için yurdun her yerinden ilinden, ilçesinden köyün toplanacakmış gibi anlatıyor ve gelen kişiler CHP li olmayıp o yörelerdeki seçmenler olarak algılatıp, CHP nin bu delegeler yolu ile politikalarını ülkeye anlatacak gibi bir algıyı paylaştı...

Sonra son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun PM üyelikleri için çeşitli isimlere teklif götürdüğü, ancak bence bu isimlere kimsenin teklif götürdüğü yok, sadece ve kurultay simsarlarının bu tip isimleri öne sürerek duygusal (!) kazanımlar elde etmelerinin, CHP'nin sırtından geçimlerini sürdümek isteyen gazeteci-yazar-çizer takımının ileri sürdüğü kimi isimler Şaban Sevinç tarafından mukayeseli olarak programda “Ulusalcı” olarak damgalanan Milletvekillerini kötülenmesi ne kadar acı!!!!

Şaban Sevinç; “Pelin Batu CHP için ne kadar kötü bir seçimse , Süheyl Batum da o kadar kötü bir seçim” olarak değerlendirmesi Şaban Seviç'in siyasal kalibresinin bir göstergesi olsa gerek.. Bu iddiasını da İşçi Partisi ile de destekleyince Şaban beyin CHP içindeki liboş-Tesevci-Sorosçu-Bölücü-adı ajana çıkmışlara- tekke ve zaviye aşıklarına- F tipi vekillere-Anap eskisi .... kimi çevreleri perdeleme, gizleme gayreti mi acaba?

28/08/2014 tarihi AKP ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın CB olduktan sonra ilk demeci:” Eski Türkiye bitti, Yeni Türkiye'nin inşa süreci resmen başladı. Artık yeni Türkiye'de yaşıyoruz.”

Bu mesajı okuduktan sonra CHP'nin şuan ki yönetim tarzı ve yönetimindekilerine bakınca; Şaban Sevinç'i ve diğerlerini dinleyince, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yeni Türkiye'nin inşasına katkı bakımından 1920'lerin Kuvvay-ı Milliyesini, Müdafaa-ı Hukuk cemiyetinin, Cumhuriyet Halk Fırkasının 90 yıllık fikri temelini, birikimini, felsefesini, lider kadrosunu ve kısaca CHP'yi evrimleştirip (!) YCHP'ye dönüştürmeyi savunmalarını anlamak, aslında kökü dışarda olan bir takım toplumsal mühendislik uzmanlarının CHP'yi “Dizayn” ettiklerini görmemek için aptal olmak gerek....

Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olmadan önce hemen her zaman iktidarla alakalı bir yolsuzluk dosyasını toplumla paylaşır ve yaptığı tartışmalarla iktidara önemli kayıplar verdiriyordu. Bu dönem öyle anlaşılıyor ki Kemal kılıçdaroğlu'nun vitrinde parlatılma dönemi imiş ve topluma sunulup kabullendirme dönemi olarak görüyorum. Ve zamanı geldiğinde “Kaset olayı” ile CHP'ye yapılan operasyonla KK genel başkan yapıldı. Aslında dikkat edilirse önce genel başkanlığı kabul etmedi. 24 saatlik bir gecikme ile kabul etti. Bu kayıp saatlerde kimlerle görüştü ve kimler ikna etti acaba?

İlk aşamada KK parti içinde etkinliğini artırabilmek için “Demokratik tavırlar” sergiledi ve gün geçtikçe, seçimler kaybedildikçe yavaş yavaş her yönü ile Yeni Türkiye savunucularının istediği , Yeni tip muhalefet şekline doğru yol almaya başladı. Bu amaçla parti içinde CHP'nin kendi kaynaklarına dönmesi gerek, temel felsefesine dönmesi gerek diyenler, parti içindeki liboş- bölücü- tesevci gibi kimi vekillerce “ İşçi partisi etkisinde Ulusalcılıkla” suçlanmaya başladılar....

. CHP'nin ve dolayısı ile Türkiye'nin kuruluş felsefesini oluşturan ALTI OK'u yeniden yorumlamak ancak ve ancak “Gaflet, dalâlet ve hıyanet içinde” olmaktır...

Murat ŞİMŞİR

iletisim@politikadergisi.com

Ankara,

31.Ağustos.2014