Başkanlık Sistemi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İzzet Kütükoğlu
Yazının Yazıldığı Tarih: 
28-11-2012

Türkiye iyi yönetilemeyen, rejimin sağlıklı işlemediği, bunalım ve istikrarsızlıkların yaşandığı bir ülkedir.

Böyle olmasının nedeni, ülke siyaseti olarak, kendi rejimini üretmek, geliştirmek yerine bir yerlerden hazır rejim ithal etme düşüncesizli içinde oluşumuzdur.

Unutmamamız gerekir ki, "Her bedene uygun hazır elbise bulunabilir, fakat hiç bir ülke için hazır bir rejim  yoktur." 

Ülkemizde ellili yıllardan bu yana çok partili parlementer sistem uygulanmaktadır. Bu sistem ülkede sağlıklı işletilememektedir. Ülke ve millet bu rejimden fayda sağlayamamıştır. rejimin sağlıklı olduğu kesinlikle iddia edilemez!

Buna rağmen, bu rejimin neden sağlıklı işlemediği hiç bir zaman gerektiği kadar düşünülmemiştir. Rejim sağlıklı işlememektedir. Bunu fırsat olarak gören birileri zaman zaman başkanlık sistemi ithalatına soyunmaktadırlar. Nedense başkanlık sistemini savunanlar parlementer sistemden hevesleri geçtikten sonra başkanlık sistemini savunmaya başlarlar. Savunmak ne kelime öve öve bitiremezler. 

En büyük dayanaklarıda başkanlık sisteminde "kuvvetler ayrılığının" sağlanabildiğidir. Bunları duyan işitende , bunların kuvvetler ayrılığının sağlanmasını çok istediklerini sanır. Ön yargılı davranmıyorum, istemezükçü de değilim.  Fakat, Başkanlık sistemini savunanların bu sistemi anlamış olduğuna inanmıyorum. Bu sistemi savunanların kuvvetler ayrılığı diye bir ayrılığı istediklerine inanmıyorum. Bu ülkede hiç bir siyasetçinin, hiç bir siyaset bilimcisinin bu konuda benim kadar kafa yormuş olabileceğine inanmıyorum.

Cehalet o derecede ileridir ki,  kuvvetler ayrılığı neden gereklidir, kuvvetler ayrılığı olmadığında ne olur? Bunları kimse düşünmüş değildir. Bu ülkenin aydını angutluk derecesinde cahildir. Bir kısır döngü sürüp gidiyor. Arada birde kafa yor bir düşün be insan!

Düşünmek bizi bozmaz, düşünmeye düşünmeye bozuluyoruz! isyan ediyorum düşüncesizliye! Başkanlık sistemini getirmek isteyenede, karşı çıkıp direnenede isyan ediyorum. Omzu üzeride baş taşıyıpda onu düşünmek için kullanmayana, onu ülkesi için kullanmayan herkese isyan ediyorum!

Bir anda hiddetlendim, bağışlayın. Ama hakkım yok mu?

Bu memlekette kuvvetler ayrılığının olduğu iddia ediliyor. anayasa yapıyor birileri Kuvvetler ayrılığından falan bahsediyor. Kimse bu anayasalardaki zavallılığı görmüyor. Hoş görende bir şey anlamıyor!

Bir ülke düşünün ki, anayasasında kuvvetler ayrılığından bahsediliyor. Yasama, yürütme, yargı deniliyor.  Hükumet hem yasama, hem yürütme pozisyonunda.

Başbakan, bakan yasama üyesi, siyasi kimlik taşıyor, yasa yapıyor. bizim anayasamız bu hükumete yürütme diyor, yürütmenin başı filan diyor.

Hem yasama, hem yürütme, yargıçlığa soyunmazsa hatırım kalır!

Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı varmış. kuvvetler ayrılığının ne olduğunu çok biliyor ya başkanlık sistemi istiyor. Öte yanda "çarşı herşeye karşı" diyenler.

Sanki ip çekme, halat çekme yarışı. Aptalca savunanlarıda, aptalca karşı çıkmalarıda tasvip etmiyorum.

Hükumet hem yasama, hem yürütme nasıl oluyor? diye bir düşünen varsa ben onun kulu kölesi olurum.

Yunus'un dediği gibi; "Dinlemeden dinledik, anlamadan eyledik." 

Sözüm şudur ki, Bu ülkenin iyi yönetilmesi için çare, ne kaf dağının ardındadır, nede okyonus ötesindedir. Çare düşünebilen bir kafanın içerisindedir. Bir adam bir fikir üretir. O fikri başka kafalara eker, bir ülke bir milletde o fikrin hasadını yapar.

Ben, REFORM VE FARKLI TÜRKİYE  diye bir kitap yazdım. Fikir üretildi, fikir ekildi, fakat, ektiğimiz toprak çöl imiş neyleyim?  

Saygılarımla.

 

İzzet KÜTÜKOĞLU

iletisim@politikadergisi.com

       

   

     

    

    

     

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.