Barış Süreci ve “Aleviler”

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Tamer YAZAR

Toplumun her kesimi ile barışma ısrarında olduğunu son dönemde iyiden iyiye gösteren (!) Devlet olgusu, Kürt başlığında attığı ilk adımına cesur adımlarla destek vermeyi sürdürecek gibi.

Özellikle de, Kürtlerin ardından Türkiye nüfusu içinde ciddi bir talep kalabalığı yaratan Aleviler noktasında…

 

Ama gariptir, buraya gelmek de kolay olmadı!

Bol bol tartıştık…

Hatta inkar ettik…

İkna etmeye çalıştık…

Ardından seslerimiz yargıya dahi taşındı, “var” ve “yok” arasında volta atanlarımız tarafından…

 

Hatta öyle ki, bu ülkenin ulusal meclisi içinde açılması istenen bir Cemevi noktasında gelen “resmi” cevabı da çok iyi hatırlıyoruz…

 

“Cemevi ve benzeri yerler ibadet yeri kapsamında değerlendirilemez”

 

Hepsi bu mu?

Yok, daha bitmedi…

 

Taleplere “olmaz” diye cevap veren TBMM Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği 17 Aralık 2004 tarihli, 1773 sayılı yazısına da atıf yapmış, bu yazıda da, “İslam’ın bir alt yorumu olan Aleviliğin, İslam’ın ortak ibadet yerleri olan ‘cami ve mescit’ler dışında ayrı bir yerinin olmayacağı, belirtilen sebeplerle, cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığı belirtilmiştir” denildiğine vurgu yapmıştı.

 

Yani anlayacağınız, kapıları kapattık ve evlerimize çekildik.

Bir türlü anlaşamadık…

Çünkü birbirimizi birbirimize benzetme noktasında başarıya ulaşamadık…

Benzemeyenler olarak da birbirimizden uzaklaştık…

Çünkü asıl olarak, Devlet’i paylaşamadık…

Devlet’in gücü noktasında birikenlerin eşitliğinde ise hiç buluşamadık…

 

O yüzden de TBMM Başkanlığı o günkü o Cemevi talebine şu final kelimelerle cevap verdi;

 

“Sonuç olarak, mevzuat ve açıklamalardan da anlaşılacağı üzere İslam’ın bir alt yorumu olan Aleviliğin İslam’ın ortak ibadet yerleri olan cami ve mescitler dışında ayrı bir ibadet yerinin olmayacağı, cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığından davanın reddi gerekir.”

 

Ama yıl 2013!

Dünden bugüne değişim çok hızlı…

Toplum dinamikleri de…

Demokratik taleplerin gücü de…

 

Hele ki kontrol sağlamak isteyen Devlet’in stratejisi de…

 

O yüzden Ankara, bir şeyleri değiştirmek için hareketleniyor… !

2009'da başlattığı Alevi çalıştayları ile başlayan sürece yeni tuğlalar eklemeye çalışıyor… !

Okullarda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında Alevilik ile ilgili bölümlere yer vermenin ötesine de çıkarak, “bu Devlet hepimizin” başlığında yeni bir Türkiye yazısı yazıyor…!

 

Biraz o yazıyı okuyalım mı?

Hani ne değişecek yenilenen o Türkiye’de, ona bir bakalım…

 

İşte o başlıklar, belki daha fazlası var ama, eldekiler şimdilik bunlar…

 

-Hacı Bektaş-ı Veli veya Pir Sultan Abdal adı altında üniversite kurulacak.

- İnanç ve Kültür Vakıfları yasa taslağı hazırlanacak

-- Cemevleri bu vakıflara bağlı olarak inanç ve kültür merkezi olarak hizmet verecek.

- Devlet bütçesinden cemevlerine yardım yapılacak- Belediyeler cemevleri için ücretsiz arsa tahsis edecek

- Cemevlerinin 'tekke ve zaviye' sayılmaması için Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasını öngören 677 sayılı yasa kapsamı dışında tutulacak.

- Alevi dedelerine yönelik Çorum Hitit Üniversitesi Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi'nin desteği ile altı aylık seminerler düzenlenecek.

- Bu seminerlere katılacak Alevi dedelerine 'İnanç Önderi' sertifikası verilecek.

 

Ne dersiniz, Devlet, dersine iyi çalışmış mı?

 

Bana kalırsa, iyi… !

Çünkü tüm bu sıraladıklarımız, aslında “yok” denene “var” demenin “Devlet” şekli… !!!

Ki devlet için “yok” sayılanı “var” saymanın ne kadar zor olduğunu iyi biliriz… !!!

 

Hele ki Türkiye’de…

 

Yürümeye devam edelim mi?

 

Tamer YAZAR

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.