Ankara'nın Yüksek Yüksek Kurumları

Seçimlere az bir süre Ankara’nın havası yine gerilimli olmakta. Her ne kadar liderler Ankara’dan uzakta seçmenleriyle buluşuyorlarsa da gerilimi her zaman yüksek olmuştur Ankara’nın.Gerilimi eksik olmayan Türkiye’nin bol grili ve bol takım elbiseli şehri her zaman olduğu gibi yine dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Ankara’nın yüksek yüksek tepelerinde ülkeyi yüksek gerilime sokan kurumların varlığı ile son günlerde değişik olaylar yaşıyoruz.Yüksek Seçim Kurulu,Yüksek Öğrenim Kurumu,Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üç kurumunda birbirinden farklı görev ve yetkileri olmasına karşın birbirine benzeyen çok önemli özellikleri var.Öncelik olarak kurumların adlarında geçen yüksek tamlaması üç kurumda da mevcuttur.Bir başka özellik ise üç kurumunda 12 Eylül 1980 Darbesinin ürününün olması her ne kadar gelen tüm hükümetler değiştirmek isteseler bile yüksekliğine ulaşamadılar.Asıl nokta ise bu üç kurum son aylarda Türkiye’nin gündemini yüksek gerilim hattına soktular. Yüksek Seçim Kurulu, Türkiye’deki seçimlerin genel yönetim ve denetimini yürüten aynı zamanda Yargıtay ve Danıştay’ın kendi içlerinden ç

ıkardıkları 7 asil üyelerden oluşan seçimlerin yargısal denetimini de sağlayan karma egemen üst yargı merciidir. YSK seçim sürecinde almış olduğu veto kararıyla birlikte ülkenin gündemine oturmuş ve Ankara’dan gelen yüksek gerilimli hava tüm ülkeyi etkisi altına almıştır.

BDP’nin desteklediği 6 milletvekili adayının da bulunduğu 12 milletvekili adayının adaylıklarını veto etmiştir.Bu süreçle birlikte bazı şehirlerde yaşanan gösterir sonucunda maddi hasarlar yaşanmış fakat belki de en önemlisi bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.YSK’nın aldığı bu karar ile birlikte 12 vetoya karşılık bir can kaybedilmiştir. Yükseköğretim Kurulu, 1982 Anayasası‘nın 131. maddesi esasında; “Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile kurulmuş olan kurumdur. YÖK ile ilgili sorunlar tamamıyla üniversitelerdeki özgürlükler ve bilimsel araştırmalar temelinde olsa da rektör seçimlerinde yaşanan bazı krizlerde gündemi germeye yetiyor da artıyor. Fakat son dönemde YÖK ile ilgili tartışmalar daha çok YÖK’e bağlı olan üniversitelere giriş için yapılan sınavda ve akademik personel için gerçekleşecek sınavlarla ilgili pürüzler.YGS’de yaşanan şifre skandalı ile birlikte üniversiteye girecek adayların üzerinde büyük baskılar oluşmuş ve tepkiler gitgide artmıştır.Hatta siyasilerin söylemleri ortamı germeye devam etmiştir.Bu gergin ortamda sorumluların hala ortaya çıkmamış olması ise sorunların bitmediğinin ve gerilimin devam edeceğinin göstergesidir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Türkiye Cumhuriyeti‘nde adli ve idari hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama, nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayrıma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme veya görevden uzaklaştırma işlemlerini yapan kurum. HSYK ise tüm sorunların en büyüğü olarak gösterilmekle birlikte 12 Eylül’de yapılan referandumda değişiklik konusunda evet oyu çıkmış ve yapılacak değişikliler yargı ile yürütme arasındaki sorunları ortaya çıkarmıştır. Oluşan bu gerilimli havaya diğer siyasi partilerin karışmasıyla durum daha da karışmış ve ortaya çıkan sonuç ile gergin günleri yaşamıştık. Bu 3 yüksek kurum Ankara’nın yüksek yüksek tepelerinde bulunan yüksek kurumların kendilerini revizyondan geçirmeleri şart bu revizyon sayesinde belki de ülkenin gündemine dair açıklamalarda bulunurlarken daha dikkatli olabilirler. En azından dikkatli olmaları ülkedeki var olan gerilimin daha da artmaması için önemlidir.

Ömer Alper DALAK

iletisim@politikadergisi.com