Aleviler Vatandaş Değil mi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Mehmet Zeki Kaya
Yazının Yazıldığı Tarih: 
30.07.2012

Basına kapalı 1 saat 45 dakika süren ziyaretinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Görmez, şunları söyledi:

 

 

 

”Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’de yaşayan gayrimüslim vatandaşlarımızı ülkemizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Din özgürlükleri konusunda, inanç özgürlüğü konusunda, eğitim özgürlüğü konusunda, mabed masumiyeti konusunda kendimiz için hangi hakları istiyorsak, onların da aynı haklara sahip olmasını, sadece ülkemizde değil, bütün dünyada her kimliği taşıyan, her dine inanan insanın özgürce kendi inancının gereklerini, ibadetlerini ve inancına uygun olarak eğitimini çocuklarına vermesini, aynı zamanda din adamları yetiştirmesini, onların bir hakkı olduğunu düşünüyoruz .Bu ülkede herhangi bir dini topluluğun kendi din adamlarını yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olması, bu ülkenin büyüklüğüne yakışmıyor. Elbette tarihte, tarih boyunca var olduğu gibi aynı şekilde yine kanun ve mevzuat çerçevesinde varlığını idame ettirmesinin, bu ülkenin büyüklüğüne yakıştığını ifade etmek istiyorum.”

Kaynak: http://www.imc-tv.com/haber-diyanet-isleri-baskaninin-patrikhane-ziyareti-3713.html#ixzz20XG3ryo5

Dedi Sn Başkan ama kimler için?

Yazıyı okuyan sanki bu ülkenin öz vatandaşları için söylenmiş sözler zanneder bu açıklamaları hayır ne münasebet bunlar azınlık statüsündeki Rumlar için! Onlarında insan gibi,vatandaş gibi muamele görmesi lazım pek tabi ama burada bizi öfkelendiren şey Alevilere yapılan açık ayrımcılık 2.sınıf vatandaş muamelesi;

Yargıtay'dan fetva gibi karar: Cemevleri ibadethane değildir! Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkındaki kapatma davasını reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. Daire, ilgili yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına karar verdi.

Aslında bu din ve vicdan özgürlüğünün ülkemizde olmadığının açık bir kanıtı. Bu ülkede kimin hangi dini seçeceğine devlet karar verir nüfus cüzdanınıza yazar. Neyin din olup olmadığınada devlet karar verir. İşte ülkemizde Alevi vatandaşlarımıza yapılan ayrımcılığın temelindeki tek din(islam) ve mezhep(sünnilik) dayatması ve sadece bunu isteyenlere yönelik kısmi özgürlükler tanınması ülkemizde din inanç düşünce ve ifade hürriyeti gibi hürriyetlerin olmadığının açık bir kanıtıdır.

Ülkemizde azınlıklara tanındığı kadar Alevi yurttaşlarımıza hak ve özgürlük tanınmamamaktadır. Üstelik devlet sözde din ve vicdan özgürlüğünü din dayatması olarak anlamaktadır. Çok ucube garip bir durumdur anayasanın 24.maddesi başta din ve vicdan özgürlüğünden sözetmekteyken aynı made din derslerini mecburi kılmaktadır.

İşte bu zihniyetin uzantısı olarak okullarda başka din ve inançların öğretilerini okumak zorunda kalıyoruz.İşte bu zihniyet nedeniyleki ülkemizde Alevilerin din ve vicdan özgürlüğüne ibadethane hakkına din seçme hakkına saygı gösterilmiyor.

Meselenin Diğer Önemli Boyutu; Alevi vatandaşlarımıza yapılan bu ayrımcı,dışlayıcı tutumun asıl amacı onları devletten ve ülkeden soğutmak onları kendilerini azınlık sayma konumuna ve Avrupanın ve ABD'nin ve diğer düşman güçlerin kucağına itmektir. Çünkü dinsel yada etnik olsun her ayrımcılık her ikinci sınıf vatandaş muamelesi ayrıştırıcı sonuçlar dışlayıcı neticeler ve sonuçta parçalanma doğurur. Kendi vatandaşının inancına saygı duymayan devlet demokratik,laik,hukuk devleti olamaz.

 

Mehmet Zeki KAYA

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.