Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Büyük Ortadoğu Küçük Zavallı Türkiye
- Kürdistan Federe Devleti Değil, Büyük İsrail Devleti
- Mossad’ın Gizli Planları
- Türk Dış Politikasının Çöküşü
- Ortadoğu Kilidinde ABD’nin Anahtar Rolü
- Kazananlar ve Kaybedenler
- Açılım Fiyaskosu
- İsrail'in Kayıp Kavmi
- Derin Kavga
- Karagöz-Hacivat Oyunu: İran ve Amerika
- Ortadoğu’daki Su Sorunları ve İsrail
- Dikey Hata, Paralel Zafiyet
- Derin Operasyon
- İsrail Saldırılarının Türkiye'ye Yansıması
- Mısır Darbesi ve Arap Sonbaharı
90’lı Yılların Derin Ekibi İş Başında
Devletin içinde de bir çatışma olduğu kesin; özellikle emniyet istihbaratındaki değişiklikler çok önem arz etmektedir. Bürokraside ve stratejik kurumlarda kadro değişiklikleri yapılıyor. Devlet içindeki bu yapılanma, yani 90’lı yılların derin ekibinin iş başına gelmesi bir nevi devletin bir operasyon (İç veya Dış) hazırlığı içinde olduğunu gösterir.
Bu gelen ekip iş bitirici, ses kesen ve psikolojik harbi iyi uygulayan, iyi kamufle olan, dış güçlere karşı iyi bir karşıt hamle geliştirebilen ve aynı zamanda kontrgerilla ve espiyonaj faaliyetleri iyi yürütebilen kişilerden oluşmaktadır.
Özel kuvvetlerde de buna benzer kadro değişiklikleri mevcuttur. Aynı zamanda her ne kadar basın fazla gündeme getirmese de geçtiğimiz cumartesi günü Türkiye’nin kuzeyinde bir yerde yapılan ‘’Suriye Toplantısı’’ (Kuzeyinde bir yerde deniliyor tam yer belirtilmedi) bölge için, Suriye için ve Türkiye için çok önemlidir. ÖSO Lideri Salim İdris'te toplantıya katılanlar arasındaydı. (1) Devlet içinde dediğim gibi bir hareketlilik söz konusu ama bunu iyi analiz etmek gerekir.
Bunun içinde aktif saha adamlarına bu dönemde bir hayli ihtiyaç vardır. Olağanüstü yetkiler olağanüstü durumlarda her zaman fayda sağlar. Bu olayı ben II. Abdülhamid döneminde plağanüstü şartlarda kurulan, Yıldız İstihbarat Teşkilatı’na benzetiyorum.
Malum bu teşkilatta sadece II.Abdülhamid’e bağlı ve olağanüstü yetkilerle donatılmış bir teşkilattı. O dönemde bir hayli etkili ve faydalı olmuştu. Hiç şüphesiz bu bölgede istihbaratı kuvvetli olan devlet güçlü olur.
Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyi (Kamışlı Bölgesi) ve Irak’ın kuzeyinde bir kukla ‘’Birleşik Kürt Federe Devleti’’ kurmak da en önemli politikalarından biri. Görünmeyen kısmı ise Mossad başkanı Tamir Pardo’nun geçtiğimiz günlerde ki Ankara ziyaretinde saklı.
Unutmayalım ki İsrail için Devletler ve İnsanlar yoktur. İsrail için her zaman ‘’Büyük İsrail Projesi’’ vardır. Arz-ı Mevud’a gidilen yolda Siyonizm’e göre çekilen çile kutsaldır. İsrail bu topraklarda 24 saatte 24 plan kurar. Ancak Türkiye’nin bölgede ki yükselen yıldızı devam ediyor. Buda İsrail’in işine hiç ama hiç gelmiyor. Bölge Ülkelerinin birçoğu Türkiye’ye daha çok ısınmış vaziyette.
Isınmayan ve bölgede Türkiye’nin politikalarından hoşlanmayan devletler ise başta İran, Suriye ve Irak! (Özellikle Irak yönetimi Nuri el Maliki ile ilişkiler epey gergin) Bu bağlamda baktığımız zaman bölgedeki ‘’Mezhep’’ gerginliğini de anlamak mümkündür. Soğuk savaşın arttığı zamanlarda sıcak savaşa geçiş muhtemeldir. Türkiye her şeyden önce bu bölgede ince diplomasiyi ve mekik diplomasisini çıkarları doğrultusunda çok iyi uygulamak zorundadır.
Vaziyet-i ahvalimiz böyle iken, Türkiye’de devletin içindeki kadroların değişmesi akıllara hiç şüphesiz derin devletin uyandığı hissini verebilir. Her ne kadar Mustafa Reşit Paşa tarafından 1851-1862 yılında hizmet veren ve daha sonra 1940’da yeniden kurulan Encümen-i Daniş’in şuan ki başkanı eski TBMM Başkanı Necmeddin Karaduman’ın: ‘’Derin devlet şuan yok’’ demesi bile en başta yukarıda saydıklarımın hiçte yabana atılmayacak düzeyde önemli gelişmeler olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Böyle bir açıklama Encümen-i Daniş başkanı tarafından tamda bu tarz gelişmelerin yaşandığı dönemde yapılıyorsa demek ki bir şeylerin gerçekten olduğunu gösterir niteliktedir.
Yorumlar
Yeni yorum gönder